Rm translate Spanish
62,815 parallel translation
Kırmızı!
¡ Rojo!
Yapımında kırmızı kumtaşı kullanılmış ve beyaz deniz kabuğu alçısıyla sıvanmış.
Utilizaron la piedra arenisca roja y enlucieron con estuco blanco la armadura.
4-5 hacı önce çağırmış, sonra da pusuya düşürmüştür.
4 o 5 hajjs vinieron y los atacaron por sorpresa.
Maaşını ağzımdan kaçırmış olabilirim.
Podría haber dejado que tu salario se resbalara.
Bana dediki onun suçu değilmiş. bu - - bu evdeki bir şey ona bunu yaptırmış!
Me dijo que no fue su culpa que... que algo en esta casa la obligaba a hacerlo.
Tabakları kırmıştı ve sanırım parçalarından birine basmıştı.
Ella había roto un plato y parecía... que había pisado una de las piezas.
Kendimi kaptırmışım bir an.
Ha sido la emoción del momento, ¿ sabes?
Düğünde kırmızı et olacak.
Habrá carne roja en la boda.
Neden onu ortadan kaldırmıyoruz?
¿ Por qué no tan solo lo eliminamos?
Beni gördüğünüze şaşırmış gibi görünmüyorsunuz.
No parece sorprendida.
Başka çalışanlarınız var. Neden onlara yaptırmıyorsunuz?
Tienes más peones, ¿ por qué no los llama?
Birazcık bile idrar varsa açık kırmızıya dönüşüyor.
Se vuelve rojo al mínimo indicio de orina.
Şişe kan kırmızısına döndü.
- ¿ Sí? Mi ampolla está al rojo vivo.
O bir keresinde bir karganın boynunu kırmıştı da biraz.
A ver. Digamos que le rompió el cuello a un cuervo un poquito una vez.
Sanki yıllar geçtikçe daha da aklını kaçırmış gibi davranıyor.
- Es como si, al pasar los años, se volviera más irracional.
Renkli bir kartona kırmızılı pembeli birkaç kelime yazdım diye aşk şarkısı mı söyledin bana?
Escribo un par de palabras en papel de colores,
- Gözündeki kırmızı ışık da bu kadar, değil mi? - Hayýr.
De eso se trata la luz roja en tu ojo, ¿ no?
Kırmızı ışık da buydu.
De eso se trataba la luz roja.
Kazanırsam beni kırmızı odaya götürürsün.
Si gano... me llevas a la habitación roja.
Kırmızı oda biz geliyoruz.
Habitación roja, allá vamos.
Beni Kırmızı Oda'ya götür.
Llévame a la habitación roja.
Kırmızı Oda'ya götür beni.
Llévame... Llévame a la habitación roja.
Ve bence bugün burada olsaydı avukat bey asılsız imâlarınızı reddederdi ; sırf annesi kırmızı bir vagona binmesine izin vermedi diye parlak geleceğinden vazgeçip hayatına kıymış olamaz!
Y creo que si estuviera aquí hoy, señor abogado, ella refutaría sus insinuaciones infundadas, de que renuncio a su brillante futuro y se suicidaría sólo porque su mami no le...
Tuvalete giderken yolu şaşırmış.
Se perdió buscando el baño.
Ares sırf Almanları değil seni de yozlaştırmış.
Ares no ha corrompido solo a los alemanes. A ti también.
Hayır, sanırım içkiyi fazla kaçırmış. Affedersiniz.
No, creo que bebí un poco de más.
Kapa çeneni! Sen de iyi biliyorsun, hayat kurtarmak iyi para kazandırmıyor.
Sabes tan bien como yo que no hay dinero con eso.
Kan kırmızısıydı.
Una Aurora Roja.
Kan kırmızısı görünüm güneşteki patlama sonucu meydana geliyor...
Una Aurora Roja completa se produce como resultado de una eyección de masa coronal que golpea la atmósfera...
Daha olumlu bir alametle bugünkü kan kırmızısı görünüm bir güzellik olabilirdi.
Como nota más positiva... la Aurora Roja que esta noche exhibe puede ser preciosa.
Kırmızı kral yengeç, Arktik Okyanusu'nda ilerliyor bize doğru geliyor ve 450 gramı $ 13.
El Cangrejo Rojo Real... yendo a través del fondo del mar Ártico. Viniendo hacia nosotros. A 26 dólares el kilo.
Kırmızı kral yengeci yakalayacağım...
Porque voy a coger... al Cangrejo Rojo Real...
Sempati uyandırmıyor.
No genera compasión.
Seni cezalandırmıyoruz.
No es un castigo.
Dostum para da kazanırmış.
Mi amigo es una mina de oro.
Evet ama babam göz açtırmıyor, o yüzden bu plak anlaşması hallolunca artık bu torbacılık işini bırakmam gerek.
Sí, pero mi papá está fastidiando, así que cuando salga este contrato voy a tener que dejar de vender.
Chino ve diğerleri beni alırmış.
Chino dice que me aceptarán.
Pembe Kelebekler, Kırmızı Ejderhalarımı yenerse şampiyonluğu kaybederiz.
Si las Mariposas derrotan a mis Dragones perderemos el campeonato.
O yüzden şimdi bu hükümet saçmalıklarını kesip Kırmızı Ejderhalar için takım ruhuna saygı göstermezsen 20'sini de sıraya geçirip, "tes-tes" lerine tekmeyi bastırırım.
Así que si no te callas con todas esas tonterías del gobierno y empiezas a mostrar apoyo y respeto por los Dragones Rojos haré que las 20 hagan una fila y te pateen el tay-tay.
Kırmızıda geçtim.
Pasé en rojo.
Şansı yaver gitmiş mermi sadece sıyırmış.
Estará bien. Por suerte la bala salió.
Belgeye göre akşam 6 : 35'te kayıt yaptırmışsın.
Aquí dice que te registraste a las 6 : 35 P.M.
İyi bir kırmızı şarapla başlayalım mı?
Vamos a empezar con una buena botella de red?
Tatlım avran koyu kırmızıya dönüyor.
Ay. Uh, miel, de su aura girando, como, ahora de color rojo oscuro.
Elini kaldırmış olan kişinin sözleri kayıtlarda yer almayacak.
Las palabras de alguien que levante la mano no... constarán en el registro.
Ağaçta sallanıp sana maymun olayım derken sol dizimi kırmıştım.
Me rompí la rodilla izquierda trepando a un árbol, haciendo de mono para usted.
O kızı öldüren James değilmiş. Doğu Hindistan Şirketi yaptırmış.
No fue James quien mató a la chica, fue la Compañía de las Indias Orientales.
Kırmızı haçlı Amerikan gemilerinin yerleri belirleniyor.
Las cruces rojas son las posiciones de los barcos americanos.
Niye Amerikalıları kırmızı yaptın?
¿ Por qué pones a los americanos en rojo?
Onları kırmızı yapmışsın!
¿ Por qué los pones en rojo?
- Şaşırmış görünüyorsun.
Pareces sorprendida.