Rumsfeld translate Spanish
127 parallel translation
Niegroponte, Honduras'ın konsolosu, Ortadoğunun özel delegesi Rumsfeld gibi insanlar, ve bunlar gibi bir çoğu.
Personas como Negroponte, Procónsul de Honduras, Rumsfeld, enviado especial al Medio Oriente, etc. Mucha continuidad.
Birisi yeni Savunma Bakanı Donald Rumsfeld'in tarafıydı.
Uno era Donald Rumsfeld, el nuevo Secretario de Defensa.
Rumsfeld Sovyetlerin Kissinger'ın anlaşmalarını ihlal ettiğini ve Amerika'ya saldırma niyetiyle gizlice nükleer silah geliştirdikleri iddialarını etrafta konuşmaya başladı.
Rumsfeld comenzó a pronunciar discursos denunciando que los soviéticos ignoraban el tratado de Kissinger y secretamente construían sus armas, con la intención de atacar América.
Rumsfeld'in iddialarında gerçeklik payı yoktu.
No había nada verdadero en las denuncias de Rumsfeld.
Rumsfeld konumunu Başkan Ford'u bağımsız bir tahkikat kurmaya ikna etmek için kullandı.
Pero Rumsfeld usó su posición para persuadir al Presidente Ford de montar una investigación independiente.
Rumsfeld kazandığında oldukça gerginleşti politik savaşta gerginleşti bu Washington'da 1975 ve 1976 yılları arasında sürdü.
Y Rumsfeld ganó esa muy, muy intensa batalla política que tuvo lugar en Washington en 1975 y 1976.
Savaşın tarafı olan Rumsfeld ve diğerleri tıpkı Paul Wolfowitz gibileri CIA'e girmek istiyordu.
Ahora, como parte de esa batalla, Rumsfeld y otros, personas como Paul Wolfowitz, querían ingresar en la CIA.
George Bush, Başkan olduğu ilk günlerde Paul Wolfowitz gibi yeni muhafazakârlar ve onların Donald Rumsfeld gibi müttefiklerine randevu vermişti.
Cuando George Bush se convirtió en presidente por primera vez, había incluido a neoconservadores como Paul Wolfowitz, y sus aliados, como Donald Rumsfeld, en su administración.
Bunun merkezinde Donald Rumsfeld ve Paul Wolfowitz vardı, yanlarında da Başkan Yardımcısı Dick Cheney ve Pentagon'un baş danışmanlarından biri, Richard Perle.
En su centro estaban Donald Rumsfeld y Paul Wolfowitz, junto con el Vicepresidente, Dick Cheney, y Richard Perle, que era un consejero superior del Pentágono.
El Kaide'yi sormadı. Ya Savunma Bakanı Rumsfeld ve yardımcısı Wolfowitz?
¿ Y la reacción que obtuvo ese día del Secretario de Defensa, Rumsfeld a través de su asistente, Paul Wolfowitz?
Afganistan'daki El Kaide üslerini bombalamayı önerdiğimizde... " Afganistan'da iyi hedefler yok.
Bien, Don Rumsfeld dijo, cuando hablaba acerca de bombardear la infraestructura de Al Qaeda en Afganistán él dijo : " No hay buenos objetivos en Afganistán.
Donald Rumsfeld burada olsaydı istifa etmesini isterdim.
Si Donald Rumsfeld estuviera aquí, le pediría la renuncia.
Bugün haberlerde Rumsfeld ve Wolfowitz şöyle söyledi...
Hoy en las noticias, Rumsfeld decía - - Y Wolfowitz decía :
Biz, "Iraklı insanları önemsiyoruz" diyen Rumsfeld gibi değiliz.
No somos como Rumsfeld que dice :
Rumsfeld hararetli bir şekilde, tutsaklara işkence edilmesinin Genova Anlaşmasının bir ihlali olduğunu söylüyor..
Rumsfeld dice que mostrar las secuencias de los cautivos es una violación a la Convención de Ginebra.
Medya bugünlerde insanlar için Rumsfeld, Bush ve Cheney anlamına geliyor. medya bu insanların değerini korumak için orada.
La prensa significa actualmente, para gente como Rumsfeld, Bush y Cheney, que la prensa está ahí para defender los valores de esa gente.
Rumsfeld bunu tahrik diye adlandırdı.
Rumsfeld lo llamó "instigación".
O noktada Birleşik Devletler devreye girdi ve dönemin Başkanı Reagan Donald Rumsfeld'i Saddam Hüseyin'e göndermeye karar verdi. Donald Rumsfeld, ABD'nin ona istihbaratı ile yardımcı olacağını söyleyecekti. Sana ihtiyacın olan silahları gizli yollardan sağlayacağız.
En ese momento, entra Estados Unidos a través de Donald Rumsfeld quien fue a ver a Saddam Hussein enviado por el presidente Reagan para ofrecerle inteligencia y el armamento que necesitara de forma encubierta.
Grup, Rumsfield gibi kilit oyuncuları içeriyordu, ama onun yanısıra Amerikan halkı tarafından bilinmeyen çok miktarda kişi de bu gruba dahildi.
El grupo incluía figuras clave como Rumsfeld pero también incluía un gran número de personas no muy conocidas para nuestra población.
Pentagon'da Don Rumsfeld için bazı konuşmalar yazardım.
Yo escribía discursos para Don Rumsfeld en el Pentágono. KEN ADELMAN
Özel Planlar Bürosu, Rumsfeld'in Savunma Bakanlığı döneminde Başkan ve Başkan Yardımcısı'nın Irak'tan bir düşman yaratacak istihbarat bilgilerini oluşturması için görevlendirilmişti.
El Departamento de Defensa de Rumsfeld creó la Oficina de Planes Especiales para elaborar la inteligencia que pedían el Presidente y el Vicepresidente para convertir a Irak en enemigo.
Ve bu bilgiler biz gizli ajanlara, Wolfowitz ve Rumsfield gibi kişiler... tarafından, hazırlayacağımız belgelerde kullanmamız için veriliyordu.
Nosotros, el grupo de acción, debíamos usar esto en documentos que preparábamos para nuestros superiores incluyendo gente como Wolfowitz y Rumsfeld.
Rumsfeld onu bizzat arayıp, girerken yaptığı büyük bağıştan dolayı teşekkür edecektir.
¿ Shira Huntzberger está aquí? El mismo Rumsfeld probablemente la llamaría para agradecerle la donación que hizo al entrar.
* Donald Rumsfeld * * Savunma Bakanı *
- Secretario de Defensa - Donald Rumsfeld.
Üyeleri arasında Dick Cheney, Donald Rumsfeld, Jeb Bush ve Paul Wolfowitz'in de bulunduğu yeni bir muhafazakâr düşünce topluluğu olan, "Yeni Bir Amerikan Yüzyılı Projesi" adlı düşünce topluluğu, üzerinde "Amerikan Savunmasının Yeniden Yapılandırılması" başlığını taşıyan raporunu yayımlar.
El proyecto para un "Nuevo Siglo Americano", un plan neoconservador que incluía los nombres de Dick Cheney, Donald Rumsfeld, Jeff Bush y Paul Wolfowitz entregan un documento llamado : "Reconstruyendo las Defensas de América".
"Biz burada plastik bıçaklardan söz ediyoruz ve vatandaşlarımızın dolu olduğu bir Amerikan Havayolları uçağının kullanılmasından ve bu binaya zarar vermek için atılan füze ve ( işitilemeyen ) buna benzer şeylerin, Dünya Ticaret Merkezi'ni zarara uğratmış olduğundan söz ediyoruz."
"Estamos hablando de cuchillos de plástico y usar un vuelo de American Airlines lleno de nuestros ciudadanos, y el misil o similar que dañó estos edificios del WTC." - Secretario de Defensa Donald Rumsfeld en una entrevista el 12 Octubre 2001 desde el Pentágono.
Peki, Pentagon'un bu tip saldırılara karşı yenilenmiş olan biricik bölümünün vurulmuş olması ve binanın vurulan kısmının tam zıt tarafındaki ofisinde Donald Rumsfeld'in güvenlik içerisinde bulunması sadece bir tesadüften mi ibarettir?
¿ Y es mera coincidencia que el Pentágono haya sido golpeado en la única sección reforzada que soportaría ese tipo de ataque? ¿ Y que Donald Rumsfeld estuviera a salvo en su oficina en el otro lado del edificio?
Ve Donald Rumsfeld, pilot kabini ses kayıt cihazındaki verinin kurtarılamaz durumda olduğunu söyledi.
Y Donald Rumsfeld dijo que la grabadora de sonido era irrecuperable.
Donald Rumsfeld durmanı istiyor.
Donald Rumsfeld te ordena que pares.
Sekreter Rumsfeld ve ben, bu önemli konu üzerinde enine boyuna düşündük.
- Me lavaré los dientes. El ministro Rumsfeld y yo consideramos esta decisión importante.
Rumsfeld!
Rumsfeld.
Hadi, Rumsfeld!
¡ Sí, Rumsfeld!
Tak sana durmanı emrediyor. Yaratılmamışın kalbi sana durmanı emrediyor.
Donald Rumsfeld exige que te detengas.
Ama Donald Rumsfeld tarafından yapıIan konuşma gerçekten etkileyiciydi.
Pero el mejor discurso fue, por lejos, el de Donald Rumsfeld.
Rumsfeld'in konuşmasındaki benim en sevdiğim alıntı şu : "Milton, fikirlerin sonuçları olduğu gerçeğiyle... şekillenmiş bir kişidir."
Mi cita favorita del discurso de Rumsfeld... es el siguiente : "Milton es la encarnación de la verdad... que las ideas tienen consecuencias".
Donald Rumsfeld onlardan biriydi.
Donald Rumsfeld era uno de ellos.
Sorumlu olarak Rumsfeld seçildi.
Encargando este trabajo a Rumsfeld.
Rumsfeld, Gerald Ford'un altında savunma bakanı olmuştu.
Rumsfeld fue Secretario de Defensa antes, con Gerald Ford.
Rumsfeld planlarını açıklayan bir konuşma yaptı. Birleşik Devletler ordusunun büyük ölçüde özelleştirilmesiyle ilgili bir açıklama.
Rumsfeld hizo un discurso exponiendo sus planes... de privatizar gran parte de las fuerzas armadas de los EE.UU..
Şöyle dedi : Bugünkü konu tehlikeli, bir düşmanla ilgili,
Rumsfeld dijo : "El tema de hoy es un enemigo que constituye una amenaza".
Rumsfeld, özgür dünyadaki bası aydınlara Irak'ı vergi ve yatırım kanunlarına sahip bir yer olarak tarif etti.
Rumsfeld describió las reformas generales de Iraq como... algunas de las leyes de impuestos e inversiones más inteligentes y sugerentes del "mundo libre".
Ulusal Güvenlik sorumlusu Donald Rumsfeld'e yöneltilen birçok soru- -
Muchas preguntas hoy para el Secretario de Defensa Donald Rumsfeld
Dünyanın geri kalanı gibi onlar da merak ediyorlardı.
RUMSFELD VISITA BAGRAM. son curiosos como todo el mundo.
Bay Rumsfeld'in ofisinden sık sık telefon gelirdi.
Nos llamaban frecuentemente de la oficina del Sr. Rumsfeld.
Onların ziyaretinden kısa bir süre sonra ve Dilawar'ın Bagram'a gelişinden hemen önce, Donald Rumsfeld Mohammed al-Qahtani'ye uygulanması için yeni psikolojik sorgulama tekniklerini kişisel olarak onayladı.
Poco después de su visita y justo antes de la llegada de... Dilawar a Bagram, Donald Rumsfeld, aprobó personalmente... un nuevo conjunto de técnicas psicológicas de... interrogatorio, para emplearlas con Mohammed al-Qahtani.
Donald Rumsfeld de kılavuzun ötesinde tekniklerin kullanılması emrini vermişti.
Y Donald Rumsfeld, ordenó usar métodos que superaran los del manual.
o zamanlar, teröre karşı savaşın askeri kanadı
El elemento militar de la guerra en curso contra el terrorismo era Donald Rumsfeld que en ese momento era el enviado especial de Ronald Reagan en el Medio Oriente.
- Donald Rumsfeld idi. kendisi o zamanlar Ronald Reagan'ın ortadoğu'daki ; 1985'te salgının dalgalandığı o yerlerdeki özel temsilcisi idi.
el otro lugar donde la plaga se estaba extendiendo en 1985.
Donald Rumsfeld durmanı istiyor.
Adam Sandler exige que te detengas.
Bugün sizlere Donald Rumsfeld'in adını sunmaktan onur duyarım. İyi günler. Geldiğiniz için teşekkür ederim.
Buenas tardes.
Yeni Savunma Bakanı olarak.
Tengo el honor de anunciar el nombre de Donald Rumsfeld... como el nuevo Secretario de Defensa.