English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ R ] / Rütbe

Rütbe translate Spanish

432 parallel translation
Böyle ne bir rütbe ne de bir ünvan var.
No hay ni rango ni título.
Çoğunuz beni bu gece hareketimizin ilk yıllarında... rütbe ve sıra içinde yürüyen SA Mann olarak tanıyor. ve parti arkadaşlarım, eskiden SA neferi olduğum gibi... ben bugün de hala bir SA neferiyim!
Muchos de los que estáis aquí esta noche me conocisteis como un miliciano marchando en las bases del partido en los primeros años del Movimiento y camaradas del Partido lo mismo que era un miliciano entonces
Sahip oldukları rütbe ve mevkilerini yansıtıyor mu hiç?
¿ Se ven como caballeros de alto rango y posición?
Beyefendilerin rütbe ve mevkilerini resmetmek gibi bir çabam olmadı.
Mi intención no fue pintar caballeros de alto rango y posición.
Tabii ya, rütbe ve mevki sahibi beyler.
No son caballeros de alto rango y posición.
Rütbe.
Un novato.
İsim ve rütbe.
Nombre y rango.
Evet, savaşta rütbe aldım.
Sí, me condecoraron.
Ama ceketten rütbe sembollerini yırtmak, basit bir olay, öyle değil mi, mösyö?
Pero es un asunto simple Señor, arrancar botones de una chaqueta, o no?
Ordu yok, rütbe de yok.
No hay ejército, ni rango.
Rütbe mi?
¿ Oficial?
Bugünden itibaren, hiç kimse boks yaparak rütbe yükseltemeyecek.
De ahora en adelante, nadie ganará sus galones boxeando.
Terfiyi hiç düşünmez. Rütbe için yağ çektiğini söyleyen yalancıdır.
Nunca piensa en ascensos, en lo único que piensa es sobre los partes de guerra... y todo aquel que diga que está buscando otra barra es un gran mentiroso.
Kraliyet gücünün zirvesinden koparılmış, her türlü rütbe ve dünyevi zenginliği elinden alınmış, ülkesi ve umudu olmayan çaresiz bir adam.
Arrancado de la cúspide del poder real, desposeído de todo rango y riqueza terrenal. Un hombre abandonado, sin un país, sin una esperanza.
- Arabalar rütbe tanımaz.
- Un carruaje de guerra no conoce rango.
Rütbe sahibi olan sensin Tubby.
Tu llevas los galones, Tubby.
- Elbette, rütbe sahibisin.
Tú llevas los galones.
Yalnız isim, rütbe ve seri numaranızı verin.
Den sólo su nombre, rango y nùmero.
Rütbe yıldızlarınızı geri alabilirsiniz. Bir er olarak ön cephelerde kurşun ve şarapnel ateşi altında olmayı tercih ederim.
Pueden coger todas sus insignias, prefiero ser un soldado en el frente bajo el fuego enemigo.
Savaş alanında kazanılmış bir rütbe, yara almaya değer!
Bien, un ascenso es más importante que una herida.
Diğer klanlarda, rütbe önemsizdir -
En otros clanes no importa el rango cuando...
Rütbe işaretin.
Su insignia.
Onu... Onu rahatsız eden rütbe işaretim mi?
¿ Es mi insignia lo que la molesta?
- Rütbe ve yetkiniz var.
- Usted es su superior.
Peki ya ne için? Bu Rütbe ve çok az miktardaki ilave ücret için.
Por este... rango y una miseria de escasa paga extra.
Shogun'un olarak rütbe benim emanetim sana ödeme yapmamı yasaklıyor.
Mi rango de vasallo directo del Shôgun me lo prohíbe.
R.H.I.P. "Burada rütbe konuşur."
R.T.S. P. "El Rango Tiene Sus Privilegios".
Rütbe ;
Rango :
Eskiden sen de oldukça iyi bir çavuştun. Fakat artık sadece rütbe sahibisin.
Tú también fuiste un buen sargento, McAllister... pero ahora sólo eres... un vulgar oficial.
İki rütbe birden rütbe indirimi alıyorsun.
Lo degradaré dos rangos.
Yüksek rütbe. Düşük rütbe.
Los gestos cómplices.
Maalesef zamanında Hava Kuvvetlerinden aldığı bir rütbe var ama maaşını biz veriyoruz. Ve şu anda bir sivil.
Se dirigió una comisión la Fuerza Aérea, pero que lo utilizan, por lo que es un civil.
Savaştan sonra törenle duyuracağım, rütbe aldığını da. Boka!
quiero anunciarlo con una ceremonia despues de la batalla, y tambien un ascenso.
Efendim, gözden çıkarılamamak için birinin ne kadar rütbe laması gerekir?
Señor, en el frente un hombre hace lo que tiene que hacer ¿ tiene que ser antes de que él se desgaste?
Sonra da gidip rütbe yıIdızlarını alacağım.
Y pronto le compraré las estrellas.
Para mı rütbe mi? Sen sokaklarda eğlenmene bak.
¿ Qué más te da el dinero o el respeto mientras puedas seguir por la calle?
Eminim sonunda rütbe alırız.
Hasta nos harán oficiales.
- Bize rütbe vermelerine de gerek yok.
- No necesitan hacernos oficiales.
Teşekkürler, Ben herhangi bir rütbe veya şan istemiyorum.
Gracias a vos tengo un puesto honorable, yo que no era nada.
Rütbe siyahı üzerine gümüşler.
Argén sobre negro.
Rütbe almak için beni suçladı.
Me culpa porque lo han degradado.
Sorunuzun geldiğini görebiliyorum. Birkaç rütbe es geçmedim mi? Ama ne yapabilirdim?
Lo que mejor hice, en palabras del de un ex-mayor de Combronde fue la escuela del crimen, que no es más que nuestra respuesta obligatoria a aquellos que estaban matando a nuestros amigos.
- Rütbe indirimi.
- Degradación.
Rütbe ve dosya bunu gerektirir.
A los soldados rasos se les requiere que sena heroicos.
- Mühendis Rütbe 4.
- ingeniero de grado 4.
Terfi ve rütbe indirmeye politika karışabilir.
Hay mucha política implicada en los ascensos y descensos.
Şimdi, bunda rütbe konuşmaz ama eğer hattı ben geçersem ölümden sonra madalya için tavsiyede bulunabilirim.
El rango no tiene nada que ver... pero si consiguiera cruzar las líneas... estaría dispuesto a recomendar a quien fuera... para que recibiese una medalla póstuma.
Rütbe işaretidir, yüzbaşı.
Es la marca de un capitán.
Kuzey Afrika ve Sicilya'da patrondun, düşündüm de eşit rütbe ikimiz için de sorun olabilir.
Fuiste el jefe en África y en Sicilia y pensé que podría crear problemas entre nosotros.
- İsim, rütbe, birlik.
- Nombre, rango y unidad.
Lütfen birim ve rütbe numaranız!
Diga el número de su unidad y su grado.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]