Sakal translate Spanish
2,923 parallel translation
Ve benim sığır kıllarından yapılmış en iyi sakalım yandı!
Sí, y mi... Mi mejor barba, la que estaba hecha completamente con pelo de yak de verdad... ¡ Ardió!
Gerçekten o saçma sapan kıyafetlerinle ve komik sakalınla karımı baştan çıkartıp sonra da oğlumu alıp gidebileceğini mi sandın?
De verdad creías que podrías seducir a mi mujer, robarme a mi hijo y salirte con la tuya? ? ¿ Con tus ridículos trajes y tu barbita?
Keçi sakalın çok hoş.
Me gusta tu barba larga.
Marshall'ın sakalı bile çıkmıyor.
A Marshall ni siquiera le crece.
Zümrüt yerine karşısına bir kral çıkar. Altından yapılma bir sakalı vardır.
En vez de a Zumurrud, Nureddin encuentra a este rey que lleva una barba dorada.
Yani, köse sakalın buna engel zaten. Ama sen 7 yaşındaymışsın gibi davranıyorsun.
Quiero decir, que te crezca la barba así de irregular ya lo descarta, pero solías ser un siete.
Oh, sakalın çok sert.
Su barba es tan áspera.
Sakal yanığı mı o?
¿ Esos son arañazos de barba?
"Her sakalın altında bilgelik olsaydı, bütün keçiler peygamber olurdu."
"Si detrás de cada barba existiera sabiduría, las cabras serían profetas".
Ben Buddy Ferrera. Play off sakalı bırakmaya karar vermişsin.
Me llamo Buddy Ferrera.
Buna rağmen, sakalı tutuyordu.
Pero conservo la barba
Yeni sakalım güzelmiş.
Wow, esta nueva barba esta buena.
Sakalından minicik bir parça bana bu kadar öz sağlıyor.
Un poquito de tu pequeña barba me rinde toda esta esencia.
- Dudak altı sakal da yok.
- Ni barba en el mentón.
Şu sakal olayı ne?
¿ Por qué traes esa barba?
- Takma sakal klasikti.
- Las barbas postizas son un clásico.
Sakalı zaten Noel Baba verdi.
Santa me regaló esa barba.
Ama bu takma sakal çok iyiymiş.
Pero ésta es una barba postiza muy buena.
Aslında sakal satmıyordun, değil mi?
Ni siquiera vendes barbas, ¿ no?
Sahte sakal mı?
¿ Grandes barbas postizas?
- Kurt, sakalını bana at!
- Lobo, ¡ arrójame tu barba!
Jüpiter aşkına! Sakalım çıkmış!
Cómo hice para tener barba.
Ne zamandan beri sakalım var?
¿ Desde cuando tengo barba?
eğer ona sahip olurlarsa, böyle görünecekler... büyük Faehrer'imizin sakalı.
Si se la tiene, entonces se ven como... la barba de nuestro Führer muy bien.
Ne aksaklık ne sakal ne fikir
Sin cojera, sin ceceo, sin bigote. Ni idea.
Mendilden sakal olmuş.
¡ Tiene una barbita de pañuelo!
Tüyleri yeniden uzadı, eskisi gibi yumuşak değil, sert sakal gibiydi.
Cuando le volvió a salir, era menos suave, como una barba picuda.
Bak, sakalında beyazlar var.
Mira, tiene la barba gris.
Aşağı tükürsem sakal, yukarı tükürsem bıyık, değil mi?
No hay decisión buena aquí, ¿ no?
Işıl ışıl gözleri ve şatafatlı sakalı olan...
Detrás de cada capitán con ojos brillosos...
Sakal?
¿ "Barba"?
Onun sakalı bile yok.
Ni siquiera tiene barba.
Sakalın harika görünüyor dostum. Başına konan ödül de pek çokmuş.
La barba se ve increíble y eres más buscado que nunca.
Sakalın parlaklığıdır!
¡ El brillo de la barba!
Sakalımda hissediyorum!
Lo siento en la barba.
Şu sakalınsa beni çılgına çeviriyor.
Y esa barba suya ¡ me vuelve loca!
Belki şatafatlı sakalı ya da parlak dişleri veya baygın Hindistan cevizi kokusu. Bu korsana kanım kaynadı.
Quizá sea su barba exuberante o sus dientes brillosos o la manera en que huele un poco a coco pero nos ha gustado este pirata.
Bunca zamandır sakalınızda saklıyordunuz?
¿ Guardó a Polly en su barba?
- Küçük bir tavsiye sakal bırak.
- Sólo un consejo : Déjate la barba.
Sakalımın uzunluğu doğruluğu temsil eder.
Mi barba es larga y mi justicia es incluso más larga.
Saç sakal trasi olamaz miydin?
¿ No te piensas afeitar?
- Sakalımı boyuyorum.
- Me teñiré la barba.
Eve gidip Bob'un sakalından tartar sosu temizleyeceğim daha!
Yo debo ir a casa y limpiarle la salsa de la barba a Bob.
Sakalın var artık.
- Sé un hombre, tienes barba ahora.
İkonik sakalıyla tanınan Aladin bakire olduklarını iddia ettiği 30 kadın fedai tarafından korunuyor.
Conocido por su icónica barba es protegido por 30 guardias mujeres que según él afirma, son vírgenes.
Kıyamet Sakalı roketi bu mu yani?
¿ Este es el cohete de la Barba de la Perdición?
Ruhani Sakal!
¡ La Suprema Barba!
Sakalımı kaybettim!
¡ Perdí mi barba!
Ve sakalına ne oldu?
¿ Y qué le pasó a tu barba?
Ama ben keçi sakalımla eğleniyor olacağım.
le gusta la marcha ¡ Hola! Pero Buddy Ferrera, bueno...
Vay be, sakal bırakmışsın.
Mira, tienes barba