English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ S ] / Salina

Salina translate Spanish

404 parallel translation
10 torba sıcak salin getirin.
Tráeme 10 bolsas de solución salina tibia.
Donması işimizi zorlaştırdı ama sıcak salin işe yaradı.
Que congelación no nos hacen ningún favor, Pero la solución salina tibia...
- Biraz tuzlu su ekle.
- Aumente la solución salina.
Neden, 70 mill yolu geçmeye kalkıyoruz. Belki daha fazla.
Esta salina tiene 110 kilómetros, de un extremo al otro, quizá más.
Biz sadece bataklığın karşısından geliyoruz.
Acabamos de cruzar la salina.
Ritchie Bell ve iki adami Salina'da banka soymus.
Ritchie Bell ha atracado el banco de Salina.
- Salina, Kansas!
- ¡ Salina, Kansas!
Salina, Kansas'lıyım.
Vengo de Salina, Kansas.
"425 Maple Caddesi, Salina, Kansas."
Avenida Maple 425, Salina, Kansas. "
Ekselans, Prens Salina.
Es su excelencia, el príncipe de Salina.
O, sert, kibirli Prens Salina ne diyor?
¿ Qué dice el príncipe de Salina... iracundo y orgulloso como es?
İşte Prens Salina, örneğin.
Miren al príncipe Salina, por ejemplo.
Öte yanda bulutlarla bürünmüş..... Salina Sarayı'nın şanını yücelten..... Tetis ile Apollon.
En este lado, Tetis está precedida por una multitud de tritones y dríades,... y Apolo envuelto en nubes. Exaltan la gloria de la Casa Salina.
Ama Salina'ların serveti zorunlu olarak yediye bölünecek.
¡ Pero la fortuna familiar sería dividida en siete!
Şimdi de amcası Prens Salina'yı,..... gönül eğlendirdiği kızın babasını,..... o baldırı çıplağa, o kaltağın babasına yollamak küstahlığında bulunuyor.
Y ahora tiene la insolencia incluso de pedirle al príncipe Salina,... padre de la pobre muchacha que él engañó, ¡ que proponga su nombre al padre de esa meretriz!
Bu, Falconerilerin ve Salinaların sonudur!
Este es el fin de ambos. ¡ Los Falconeri y los Salina!
- Ben Prens Salina'nın oğluyum.
- Soy el hijo del príncipe Salina.
Prens Salina ile görüşür görüşmez dönmek istiyorumdum da.
En realidad, pensaba marcharme después de hablar con el príncipe...
- Ama bu şekilde, kabul edemem. - Oh, fakat nasıl olur, Prens!
- Pero, dado el peso real de la casa Salina, no puedo. - ¡ Oh, príncipe!
- Prenses Cordera de Salina.
- La princesa Cordera de Salina.
Prens Salina, bize katılırsanız bundan çok büyük onur duyarız.
Príncipe Salina, comparta el honor de sentarse en nuestra mesa.
- Prens Salina'yı gördünüz mü? - Hayır, görmedim.
- ¿ Han visto al príncipe Salina?
- Sen, Prens Salina'yı gördün mü?
- ¿ Han visto al príncipe Salina?
Şaka yapıyor olmalısın, kanunlara aykırı bunlar çok tuzlu.
¿ Está bromeando? ¡ Va contra la ley... es arena salina!
İdam mangası, komutan Fuenzalina yönetiminde... sabaha karşı gerçekleşecek idam için... şu sıralar atış talimi yapıyorlar.
El pelotón de fusilamiento, a cargo del capitán Salina... se encuentra en estos momentos realizando lo que podríamos llamar... el ensayo general de la ejecución que se efectuará en la madrugada de esta mañana.
Plazma, tuzlu çözümleri ve hemostatik Altı ünite.
Seis unidades de plasma y solución salina.
Biraz saline alabilir miyim?
Déme un poco de solución salina.
Bu iki bölge önceden, elektriği iletsin diye tuzlu su çözeltisiyle ıslatılır.
Se mojan estas dos zonas de su suerpo con una solucion salina para ayudar el fluir de la electricidad.
Tüm vücut sıvıları çekildikten sonra dengeli bir tuz çözeltisi dolaşım sistemine pompalandı.
Cuando toda la sangre se habia eliminado del cuerpo, se introdujo una solucion salina balanceada en el sistema circulatorio.
İçinde ne var, tuz eriyiği mi?
¿ Qué es eso, una solución salina?
Kız onaltı yaşında, Salina, Kansas'tan evden kaçmış.
Dieciséis años, huyó de su hogar en Salina, Kansas.
Bu hanımefendinin adına gelince Salina Fong.
El nombre de este dama es Salina Fong.
Salina dosyası ne alemde?
¿ Cuáles son los cargos de Salina?
- Peki ya Salina,?
- Qué hay de Salina, entonces?
Salina...
Salina...
- Salina onların tanığı.
- Salina es su testigo.
Salina'nın bir şey bildiği yok.
Salina no sabe mucho.
Ona Salina'ya göz kulak olmasını söyleyin.
Dígale que se ocupe de Salina.
Salina.
Salina.
Eğer Salina'yı bulsalardı durum farklı olurdu.
Hubiera sido diferente Si hubieran hallado a Salina.
Salina büyük problem.
Salina es un gran problema.
Yılan Göz diyor ki o aptal polis her yerde Salina'yı arıyormuş.
Snake Eyes dice que ese tonto policía está buscando a Salina por todas partes.
Aptal polisi Salina'yı öldürtmekte kullansak diyorum.
Usemos ese tonto policía para matar a Salina.
Salina için mi?
¿ De Salina?
Salina'yı nerde sakladıklarını biliyorum.
Sé donde esconden a Salina.
Salina hangi delikte kimse bilmiyor.
Nadie sabe donde está Salina.
Salina nerde?
¿ Dónde está Salina?
Salina o aptal polisle olmalı.
Salina podría estar con ese tonto policía.
- Salina olmalı.
- Debe ser Salina.
- Tuz nedeniyle paslanma.
- La corrosión salina.
Toprağın üst tabakasının hemen altında ince bir katman tuzlu su var.
Hay una capa fina de agua muy salina bajo la superficie arenosa.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]