Salman translate Spanish
292 parallel translation
Nam salmanı istemiyorum.
Tres, cuatro. No quiero que tengas fama de...
Kekeş Salman diye biri.
Se llama Kekes Salman.
Seni gözüm tutmamıştır Kekeş Salman.
No me gustas, Kekes Salman.
Yakında bizimki de kalkacak be Kekeç Salman.
Pronto será el nuestro.
- O işi bize Kekeç Salman yaptırdı.
- Kekes Salman nos hizo hacerlo.
Salman Ticaret, hurda alım-satım.
Salman Ticaret, compro y vendo sobras de material.
- Kekeç Salman.
- Kekes Salman.
- Ben niye Salman'ı vurayım!
- Por que debería matar a Salman.
Tanrı korkusu salmanın, yeterli bir ceza olacağını sanmam.
No creo que el temor a Dios sea suficiente.
Salman Rüşdü.
A Salman Rushdie.
Salman Rüşdü.
Salman Rushdie.
Kramer, bu arada bahsettiğin adamı gördüm.
Kramer, por cierto vi al tipo en el gimnasio. No es Salman Rushdie.
- İşte Salman.
- Es Salman.
- Kadın Sidra'ysa, Salman'la konuşuyor.
- Si es Sidra, está con Salman.
- Bence o Salman değil.
- No es Salman.
- Öğrenmem gerek. Salman'la konuşacağım.
- Yo con Salman.
Salmon yerine Bass dedi.
En lugar de Salman, dijo Bass.
Bak aptal, öncelikle "salmon" değil, "salman".
No seas idiota, ¿ por qué iba a inventarte un nombre?
Salman Rushdie tipi birşey yapalım.
Hagamos algo al estilo Salman Rushdie.
Ailesi bir yere kök salmanın ne demek olduğunu biliyor.
Su familia sabe lo que significa echar raíces.
Dangalak, serseri, pislik arkadaşlarını bizim üstümüze salman hiç hoş değil.
No me gustó que mandaras a esos idiotas, patanes, imbéciles amigos tuyos a dispararnos a mí y a mi hermano. Parecían querer encargarse de nosotros.
Başarısız olduysak kendini salman mı gerekiyor?
¿ Pero si fallamos, tu pierdes?
Muhtemelen D.Salinger ve Salman Rüştü'yle tanışıp margarita içerler.
Probablemente se encuentren con J.D. Salinger y Salman Rushdie e irán por unas margaritas.
Kerim Nanva, Ali Mendigâr, Selman Necefî.
Karim Nanva, Ali Mandegar, Salman Najafi.
Oh, Salman.
Salman.
Aşırı eğitimli dalkavuklarından birini üstüme salman için mi?
¿ Para que pongas a tus alumnos en mi contra? Sigue intentando.
Listemde Julia Roberts, Salmon Rushdie, Posh Spice bulunuyor.
En mi curriculum están Julia Roberts, Salman Rushdie, las "Spices".
Yüzü Salman'ı anımsatır
Su cara es un poco parecida a Salman ( Khan ).
Shahruk khan a benzeyen, salman khan gibi vücutlu.
Que se parezca a Shah Rukh Khan, y con un cuerpo como el de Salman Khan.
Buffy, vampir avcılığına yeniden heves salmanı takdir ediyorum ama desteğine ihtiyacım var.
Buffy, comprendo que es importante, pero necesito que me eches una mano.
Salman Fard'ı arıyorum. Salman?
Busco a Salman Fard. ¿ Salman?
- Salman, önerin var mı?
- Salman, ¿ se te ocurre algo?
Sakinleş Salman.
Tranquilo, Salman.
Darrell, Salman ve ben, bir de kızarkadaşlarımız.
Darrell, Salman y yo, más acompañantes.
Salman haydi.
Salman, ven.
Ben Salman'a projesinde yardım edeceğim, siz burada biraz beyin çalıştırın.
Ayudaré a Salman con su proyecto, ustedes quédense acá pensando.
Merak etme, Salman üzerinde çalışıyor.
No te preocupes, Salman está en eso.
- Bu taraftan Salman.
- Por aquí, Salman.
Salman gerekirse sal.
Si tienes que hacer, hazlo.
Muhammet Salman Hamdani
MOHAMMED SALMAN HAMDANI
Sal'dan haber var mı?
- ¿ Alguna noticia de Salman?
- Oğlunuz Muhammet'le ilgili bir röportaj yapıyorum. - Salman mı?
- Escribo un artículo sobre su hijo Mohamed. - ¿ Y?
- Salman için mi? - Evet.
¿ Por Salman?
FBl Salman'ı arıyor galiba.
Una mujer me dijo que el FBI busca a Salman.
Salman normal bir Amerikalıdır.
Salman es un muchacho norteamericano normal.
Artık hiç bilemiyorum.. .. Salman, üniversitede araştırma görevlisi olan bir müslüman..
¿ Quién pensaría que Salman, un buen muchacho musulmán, empleado de un laboratorio...
Basın onu terörist olmakla suçluyor.
Dicen que Salman es terrorista.
- Salman! ..
¡ Salman!
Allahım!
¡ Salman!
Muhammet Salman Hamdani.
Tenemos noticias de su hijo, Mohamed Salman Hamdani.
Salman mı?
¿ Salman?