Sanat translate Spanish
13,196 parallel translation
"Baba", "Oğul" ya da buna benzer ismi olan bir sanat eseriniz var mı?
¿ Tienes alguna obra de arte llamada "Padre", "Hijo" o algo así?
Sanat eserlerinizi sattı ve karınızla evlendi.
Te robó tus obras de arte y se casó con tu esposa.
Evet, bir sanat galerisinde.
Es en una galería de arte.
Bütün sanat eserlerim senin kopyan olan oyuncak bebek ve elbette babanla kırmızı arabasındaki fotoğraflarımız.
Todas mis obras de arte... la muñeca hecha a tu imagen... y claro, las fotos de papá y yo en su auto rojo.
Sanat ekip lideri olarak kalmak için çok yeteneklisiniz.
Tienes un cerebro que se desperdicia siendo sólo una líder del equipo.
- Hapishanede ilaçların zıvana sanatını öğrendin mi?
¿ Aprendiste en prisión el arte de meter medicinas bajo la lengua?
Sen çok iyi bir sanatçısın, sanatını insanlara satmalısın.
Eres un buen artista tal, usted debe estar por ahí, - Sí, bueno, ellos ganaron la guerra, y piensan que el arte moderno es degenerado. - La venta de su arte.
Saklama sanatını annenden öğrendiğin belli.
Claramente has aprendido el arte de ocultar de tu madre.
Birçok pahalı sanat eseri var.
Muchas obras de arte costosas.
Hayır! Sanat tarihi.
No, historia del arte.
Sanat eseri yok edersem kendimi kötü hissederim sanırdım ama doğru hamle bu olabilir.
Podría sentir culpa por destruir una pieza de arte... pero sería hacer lo correcto.
Sanat yönetmenine uğrayıp yeni yerleşim planının hazır olup olmadığına bak.
Anda y ve si en nuevo director de arte tiene el diseño listo.
Kiralanmış minivanaların içi genelde dışavurumcu sanat şaheseri gibi olur ama.
Y una furgoneta alquilada normalmente es como un Jackson Pollock.
Genellikle Sunset Toplum Sanat Merkezi'ne gidiyorum.
Sobre todo a las del Centro de Artes de Sunset Community.
İkisi de birlikte sanat merkezindeki oturumlara katıldıklarını söylediler.
Ellos confirman que ambos acudían a reuniones en el centro de artes.
Görüyorum ki, bir şeyler topluyorsunuz. Bayağı bir sanat koleksiyonunuz var, Bay Eisley.
Veo que ha acumulado una colección de arte aquí, señor Eisely.
O zaman ilk dersin pratik olarak kibarca kaybetme sanatı.
Entonces su primera lección es sencilla... practique el arte de perder con dignidad.
Adli tıbbı ve sanatı çok iyi birleştirdin, Angie.
Qué bonita comunión de ciencia forense y arte, Angie. Sí.
Amerikan tarihindeki en ölümcül tetikçi ekibi oldular ve öldürme sanatını bilime dönüştürdüler.
Formaron el grupo más letal de sicarios en la historia de América y transformaron el arte de matar en una ciencia.
Sanat ha?
Qué interesante lectura, verdad?
Sana bıçak sanatını öğretebilirim.
Podría enseñarte la destreza del cuchillo.
Bay Olsen, Süpergirl ile röportaj yapmanız için size 24 saat verdiğimi biliyorum, ama onu hemen halletmezseniz yarın yeni sanat yönetmenleri ile mülakatlar yapmak isterim.
Sr. Olsen, sé que le he dado 24 horas para conseguirme una entrevista con Supergirl, pero si no la ha conseguido ya, me gustaría concertar entrevistas con nuevos directores de arte para manaña.
Bu bitki korunmaktadır Devlet-sanat gözetim sistemi tarafından.
Esa planta está protegido por un sistema de estado de la supervisión técnica.
Müzik, dans, sanat, moda...
Música, danza, arte, moda...
Peki sanat?
Bueno, ¿ qué pasa con el arte?
- Çünkü kimse sanatımı almak istemiyor.
Porque nadie quiere comprar mi arte.
Avrupa sanat camiası ne durumda?
- ¿ Cómo estaba la escena artística en Europa?
Geçen ay sanat hırsızlığı olayında çalışırken kendimi çok canlı hissettim.
Cuando trabajamos en aquello del arte el mes pasado, me sentí muy vivo.
Tamam, model kılığına girdiğim ve babanın beni sanat dolandırıcılığı için karaborsa satış yapan yere götürdüğünü hatırlıyor musun?
Bueno. ¿ Recuerdas cuando trabajé haciéndome pasar por modelo... y tu padre me introdujo en el mercado negro del mundo del arte?
Yüz yıllık sanat eserleri ve Saddam'ın düşüşünden sonra Irak'tan çalınmış.
Reliquias... con antigüedad de cientos de años... robadas de Irán después de la caída de Saddam.
Burdan sanat okuluna kabul edilmediğini anlıyorum.
¿ No has entrado en ese concurso?
Mesela, Paris'teki bir sanat soygununa kilif olan bir terörist saldirisi.
Activa cientos de cuentas falsas para publicar miles de tweets, creando la apariencia de, digamos, un ataque terrorista en París que sirva para cubrir un robo de arte.
Bir yüzyıl içinde büyük bir sanat formu yaratıldı ve yok edildi resmen.
Una gran obra de arte creada y destruida en el transcurso de un siglo.
Trace, her gün burada her şeyin şeklini değiştiren adamım ben. Müzik, sanat, eğlence parkları tarladan sofraya tarım, hamur animasyonları, lazer gösterileri.
Trace, estoy aquí todos los días, cambiando la cara a todo... música, arte, parques de atracciones, la granja a la mesa, animaciones de figuras, espectáculos de láser...
Sanat Terapisi
[Terapia de arte]
- Sanat sınıfı için çarşaf almaya gelmiş.
Viene a recoger los sobres para la clase de arte.
- Amatör sanat meraklısı olarak mı?
¿ De diletante?
"Tiyatronun neden hala sanat olduğuna dair bir gösteri."
"Una muestra de por qué el teatro es aún una forma de arte relevante".
Babamız, cennette olan her bir sanatın isminle kutsanmıştır.
Padre nuestro, que estás en los cielos... Santificado sea tu nombre.
Sanatınla ilgiler demek bence.
"Supongo que eso significa que les gusta tu trabajo."
Gerçek bir sanat sergisinde benim eserlerim.
Este es mi trabajo en una galería de arte real
Evet ama "şehirdeki sanat sergisi" diye bağırmıyor da.
SI PERO NO DA MIEDO LA ESCENA DE ARTE DEL CENTRO
Sanatına bakmak için sabırsızlanıyorum.
Estoy deseando ver tu trabajo.
Güzel bir sanat.
Oh, son buenos.
Sanatın kıymetini bilir misin?
¿ Te gusta algo el arte?
Sanat hırsızlığı birimleri var.
Tienen una división de robo de arte.
Sanatın uyuşturucu tacirleri ve teröristlerin en sevdiği para birimi hâline gelmesi çılgınca.
Es asombroso cómo el arte se ha convertido en la moneda de cambio preferida de los traficantes y terroristas. Sí.
Amcanın sanat anlayışı bir tuhafmış.
Tu tío tiene un... gusto extraño en el arte.
"Barış Sanatı"
EL ARTE DE LA PAZ
Tanrı aşkına, sen bir sanat uzmanısın.
Eres un amante del arte, maldita sea.
Aslında bir sanat işidir.
Es una arte.