Sandro translate Spanish
196 parallel translation
Sandro, nereye gidiyorsun?
Sandro, ¿ dónde vas?
Nedeni Sandro, sanırım.
Supongo que por Sandro.
Sandro... Bir ay çok uzun zaman.
Sandro, un mes es mucho tiempo.
Sandro!
¡ Sandro!
Ben Sandro ile kalıyorum.
Yo me quedo con Sandro.
Sandro, beni çok şaşırtıyor.
Me asombra Sandro.
Sandro, benimle olmanı istemiyorum, seni görmek istemiyorum.
Sandro, no quiero estar contigo, no quiero verte.
Sandro, neden bana yardım etmiyorsun?
Sandro, ¿ por qué no me ayudas?
- Sandro lütfen bunu benim için yap, beni aramayacağına söz ver.
- Sandro, por favor... hazlo por mí... prométeme que no me buscarás...
- Sandro'yu mu?
- ¿ A Sandro?
Bu Sandro'yu tanımıyorum.
No conozco a ese Sandro.
Sandro, belki de yalnız gitsen daha iyi olur.
Sandro, quizá sea mejor que vayas sólo.
Oh, Sandro, öyle utanıyorum, öyle utanıyorum ki.
Sandro, qué vergüenza... qué vergüenza. ¿ Te das cuenta?
Sandro, neyin var?
Sandro, ¿ qué ocurre?
- Hayır, Sandro, lütfen.
- No Sandro, por favor.
Oh, Sandro!
¡ Oh, Sandro!
İşte Sandro.
Aquí está Sandro.
Sandro.
Sandro.
Sandro onunla mı, bir bakar mısın?
¿ Puedes mirar si está con Sandro?
Sandro'yu arıyorum.
Buscaba a Sandro.
Sandro bahçede temiz hava alıp, gün doğuşunu seyrediyor olmalı.
Sandro debe estar en el jardín tomando el aire, viendo el amanecer.
Kış kampının mısır stoğunu talan eden bir porsuğu çuvalla yakaladığı için, Sandro Chimirri'ye Kaptan Baden Pawell ödülü.
Sandro Chimirri, por haber capturado con un saco a un tejón enfurecido... que repetidamente había dañado las provisiones de maíz... reservadas para el campamento de invierno...
Sandro, ne oldu?
¿ Sandro, qué te pasa?
Bay Sandro, yüzünüze ne oldu?
Sr. Sandro, ¿ qué se ha hecho en la cara?
Sandro, lütfen kapıyı kapat.
Sandro, ¿ quieres cerrarme la puerta?
Anne, Sandro ehliyet sınavını geçmiş.
Mamá, ¿ sabes que Sandro aprobó el carnet?
- Bu, villada yaşayan Sandro.
- Es Sandro, el de la villa.
- Yapma, Sandro!
- Venga, Sandro.
Sandro istemedi.
Sandro no quería.
Sandro, yalvarırım, aptalca bir şey yapma ve Lucia'nın doğum gününü kutlamayı unutma.
Sandro, te lo ruego, no hagas tonterías, y felicita a Lucía por su cumpleaños.
Bak, işte Sandro.
Mira, está Sandro.
Sandro, ben sihirbaz değilim.
Yo, querido Sandro, no soy un mago.
Giulia uyandı ve seni istiyor.
Sandro, Giulia se ha despertado y pregunta por ti.
Ben gidiyorum.
Sandro, me voy.
Sandro Larrani, 35 yaşında, teşhirci, on iki defa tutuklanmış.
Sandro Larrani, edad 35, exhibicionista, doce arrestos.
Söylesene Sandro, neden onlara arazinin bir bölümünü vermiyoruz?
Mire, Sandro, entre nosotros. No veo que mal hay en cederles nuestras tierras que no utilizamos.
Sandro, Paolo bu gece benim bant kayıtlarımı getirdi mi?
¿ Paolo trajo la pista de audio para mí? No.
Sandro, Isabella'nın mikrofonunu kapat.
Sandro, apaga el micrófono de Isabella. - ¿ Qué es esto?
Sende mi Sandro'nun çocuğusun?
¿ Eres hija de Sandro?
Sandro seni almadan önce benim smokinimi havaalanına bıraksın.
¿ Le dirás a Sandro que deje mi esmoquin en el aeródromo antes de pasar por ti?
Sandro çantanı alacak. Haydi.
Sandro agarrará tu maleta.
Sandro tekrar dolanıyor.
Sandro dará otra vuelta. Eliodoro, espera tu señal.
Dino ve Sandro para olmayan poşetleri şehre indirecek.
Dino y Sandro llevarán las bolsas falsas.
Sandro, hemen havaalanına gitmeliyiz.
Sandro, debemos llegar al aeropuerto rápido.
Bu da Sandro.
Y él es Sandro. ¡ Sandro!
O burada yaşamayan tek kişi
Sandro es el único que no vive en este edificio.
- Sandra'yı ele alalım.
- Mira con Sandro. ¿ La misma cosa, eh?
O asla durmaz.
Pero Sandro, nunca se detuvo.
O anda, kimse isminin Sandro olduğunu bilmiyordu.
Por entonces, nadie sabía que se llamaba Sandro.
Hey, Sandro. Nasılsın?
Hola, Sandro. ¿ Cómo estás?
Boks!
Hasta la próxima, Sandro.