English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ S ] / Sanki

Sanki translate Spanish

58,072 parallel translation
Evet, sanki seni GQ suçluları gibi gördüm.
Sí, puedo verlo, eres como el GQ de la delincuencia.
Sanki biraz...
Debería estar...
Bizi bekliyor sanki.
Está esperándonos.
- İnek biraz mutsuz görünüyor sanki.
La vaca parece infeliz.
Sanki biraz fazla büyüktü.
Iba a decir que era en realidad... más o menos...
- Sanki beni tanıyormuşsun gibi.
Como si nos conociéramos.
Şimdilerde kasabada beni gören herkes sanki onların düşmanıymışım gibi bakıyor.
Ahora camino por la ciudad, y todo el mundo me mira como si... hubiera atropellado a sus perros.
Sanki gerçek bir uzay gemisinin içinde gibiyiz şuan.
¿ Cómo que estamos realmente en una nave espacial en este momento?
- Bu olmadı sanki.
No, eso suena tonto.
Sanki herkes öğle yemeğine çıkmış gibi.
Es como si todos estuvieran en una pausa para el almuerzo.
Sanki bizim temiz, iyi ve taze şeyleri getirmemizi bekliyorlarmış gibi.
Es como si estuvieran esperando que nosotros trajéramos... todo lo que era limpio y bueno y fresco.
Bazıları sanki hiç yaşlanmıyor.
Algunos ni parecen envejecer.
- Sanki...
- Parece que...
Bizi bu adadan çıkarmak yerine o maymunu öldürmek istiyor sanki.
¿ Quizá quiere matar a ese simio en vez de sacarnos de aquí?
Papalar ve Mediciler de oynuyor demiştin sanki?
¿ No dijiste que papas y Medicis jugaban?
Sanki inime girip önüme yatmış gibisin.
Es como si hubieras venido a mi madriguera, rindiéndote ante mí.
Sanki, normal kapsamın dışındaki gerçeklerden haberdar gibiydi.
Como si conociera verdades que escapaban al alcance común.
Oraya gönderdiğimiz herkes... Açıklamak zor ama sanki... -... onları...
A todos los que enviamos ahí, es difícil de describir, es como si ella los reclutara.
- Sanki onu uyandırmışsın gibi.
- Usted la despertó.
Sanki hep oradalarmış ve hep orada olacaklarmış gibi.
Como si siempre hubieran estado allí y siempre vayan a estar.
İnanın bana, sanki tüm hayatım burada geçti.
Créame, siento como si llevara toda la vida.
Sanki toplantı yapıyorlar.
Es como si tuvieran una pequeña junta.
Sanki biri kimse okuyamasın diye bütün hikâyeyi değiştirmiş gibi.
Pareciera que hubieran modificado el material para que nadie pueda leerlo.
Şu an sanki buradan geliyormuş gibi, değil mi?
Ahora parece que proviniera de allá, ¿ no?
Üzgünüm, Yarasa-Kulaklarım bozuldu herhalde çünkü sanki şey dedin...
Lo siento, mi oído de murciélago debe de estar fallándome porque me ha parecido oír que...
Sadece, seni orada öyle seyrederken, dünya sanki artık karanlıktan ibaretmiş gibi gelmedi.
Es solo que al verte ahí arriba, he sentido como si el mundo no fuera todo oscuridad.
Bu yüzden harikaydım sanki.
Así que esto será genial.
Sanki hiç ayrılmamışlar gibi.
Como si nunca hubieran estado separados.
- Sanki beyaz gibi.
- Es como un poco blanco.
Bunu yapmamam lazım ama ne yapacaklar sanki?
No debería hacer esto, pero ¿ qué pueden hacer?
Sanki beni seçecekler.
Como si fueran a elegirme alguna vez.
Sanki ormandan yeni çıkıp gelmiş, ortalıkta dolaşan bir Tarzan'ımız var.
Es como si tuviéramos al maldito Tarzán dando vueltas por aquí recién salido de la jungla.
- Gurur mu duyuyorum sanki?
¿ Crees que estoy orgullosa?
Başından beri kazanma şansın yokmuş sanki.
Parece que estaba arreglado.
O anlar... - Sanki yalnız benimdin.
En esos momentos sentía que te tenía todo para mí.
Ölümden döndüğünden beri sanki ruhunun bir parçası mezarda kalmış gibi.
Desde que volvió de la muerte, es como... Es como si parte de su alma hubiera quedado en la tumba.
Benimle gelsen ne olurdu sanki?
¿ Por qué no pudiste venir conmigo?
Sanki Ward senin çok umurundaydı.
No finjamos que Ward te importa.
Günler aylar geçse de sanki hepsi bana bakmaya devam ediyor.
A la misma basura día tras día. Y ellos mirándome.
Sanki üç hafta önceydi.
Dios, parece que fueran tres semanas.
Bu duyguyu üzerimden atamıyorum. Sanki gerçek değil.
No puedo dejar de sentir como si no fuera real.
Vücudu kanla kaplıydı ama sanki neler olup bittiğinden haberi yokmuş gibiydi.
Estaba cubierta de sangre, pero era como que nunca supo lo que había pasado.
Sanki çocuğun varmış gibi.
Como si estuvieras embarazada.
Dolunay vardı ve bana sanki gümüşten bir suya açılıyormuşum gibi hissettirdi.
Había casi luna llena. Y me sentí como... Parecía que estaba remando a través de plata líquida.
Bir Circle çalışanının Kenya dağındaki görüntüsünü tecrübe ettiğinde sanki kendisi Kenya dağına tırmanmış gibi hisseder.
Cuando experimenta la vista de un... miembro de El Círculo que sube el Monte Kenia, se siente como que él subió el Monte Kenia.
- Öyleydi sanki.
Pues más o menos.
Sadece özgür hissediyor. Sanki bir şey hakkında endişelenmemiz gerekmiyor gibi.
Se siente libre, como si no tuviéramos que preocuparnos por nada.
Sanki bilmiyorsun...
Como si no lo supieras...
Yaklaşıyor sanki.
Parece que se acerca.
Sanki o...
Él...
Sanki, kar yağarken okuldan eve gelmişim ve üşüyerek verandada duruyorum, kapının diğer tarafıysa huzurlu. Huzurlu ve sıcacık.
Estaba parado en el porche, congelado, y del otro lado había calor y comodidad.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]