Santi translate Spanish
306 parallel translation
Şurada Borgo Ognissanti'yi görüyorsun.
¿ Ve allí el Borgo Santi?
Santi, eski arkadaşlarımızı unutuyor muyuz yoksa?
Entonces, Santi, ¿ ya no te ocupas de tus amigos?
Seni uyarıyorum, Santi.
Ya lo sé. Pero cuidado, Santi...
Santi'yle ilgili işi narkotiğe sor.
No vaya a creer que...
Oğlun boyunu aşan işlere bulaştı.
Tu hijo tiene problemas, Santi.
Santi size anlattı mı durumu?
¿ Os lo ha explicado Santi?
Santi bana kefil olacaktır.
De todas formas, Santi estará aquí para responder de mí.
Santi orada mı?
¿ Santi estaba allí?
Başka bir ressam tutmanızı öneririm. Mesela Urbinolu Raphael de Santi...
Le sugeriría otro pintor... como Rafael de Santi, de Urbino, que...
Salmadan önce Santi'yle bir daha konuşacağım.
- Nada. Antes de que salga en 48 horas volverá a comentárselo.
Bir iki gün içinde Vogel'i yakalayamazsak Santi ondan haber alacak.
Si Vogel no es atrapado en un día o dos,
O zaman harekete geçeceğim.
Santi oirá hablar de él. Y entonces me tocará jugar a mí.
- John Santi.
John Santi.
- Bay Santi, Time dergisinden.
El Sr. Santi escribe para "Time Magazine".
Alo. Saygıdeğer eff... Saygıdeğer efendim?
Hola, Su Santi... ¿ Su "Santitud"?
Santi iyileşecek.
Santi estará bien.
- Orası Santi'nin yatağı.
- En la cama de Santi.
San... ti...
santi.
Hoşlanmasa da orada bir hayalet var. Bombanın düştüğü gün bir çocuk kayboldu. Santi.
Aunque se enfade, aquí hay un fantasma, el día que cayó la bomba desapareció un niño, Santi.
Santi senin yatağında uyurdu, on iki numarada.
- Santi dormía en tu cama, la 12.
Öğretmenler bombanın düştüğü gün Santi'nin korkup kaçtığını düşünüyorlar. Belki çobanlar bulmuştur ve hayattadır diyorlar.
Los profesores creen que cuando la bomba, Santi escapó asustado, y que a lo mejor unos pastores lo encontraron y está vivo.
Bomba... Eğer canlıysan bana Santi'nin yerini göster.
Bomba, si estás viva, dime dónde está Santi.
Konuş benimle.
Santi, habla conmigo.
Lütfen.
Santi, por favor.
Santi.
Santi.
"İç çeken" o.
El que suspira es Santi.
Santi hakkında söylediklerin doğruydu.
Lo que dijiste de Santi es verdad, está muerto.
Bu böyledir, Santi.
Bien, Santi...
Salmadan önce Santi'yle bir daha konuşacağım.
Se conocen muy bien.
Bir iki gün içinde Vogel'i yakalayamazsak Santi ondan haber alacak.
Santi oirá hablar de él.
Hemen Santi'yle konuşmalıyız.
Hay que hablar con Santi enseguida.
- Üzgünüm... - Gelin.
Llame a narcóticos y pregunte qué pasa con el hijo de Santi.
Santi'nin satıcısına da sizinle beraber gideceğim.
Iré contigo a ver al perista de Santi.
Krem şanti gibi, kar beyazı tüllerinin altına saklanmış olan küçük kızlar rahibelerle toplanıyorlardı.
Las niñas... parecían desaparecer bajo nubes de Tul, algunas parecían novias... mientras otras, tenían cierto aire de novicias.
Cessati Spiriti'de.
- En Santi Spiriti, figúrate.
- Böyle iyi. Mighty Maltlı krem şanti getirdim.
Y la Malteada Poderosa no tiene crema batida.
Muzlar, Maraska Kirazları, hindistan cevizi, üstüne çilek, ve tepeleme krem şanti.
- y nata montada por encima.
Krem şanti ve pasta.
¿ Crema batida y pastel?
Krem şanti?
¿ Crema batida?
Gerçek bir çikolatalı dondurma isterdim, gerçek krem şanti...
Me gustaría un auténtico helado de chocolate, con crema por encima...
Albert, bana şanti söyle.
¿ Por qué no pides un chianti?
Yarın kayısılı tart ve krem şanti var.
- Mañana habrá pastel de albaricoques y nata.
" Bana biraz krem şanti ayır.
" Guárdame nata.
Yok fog veya krem şanti?
¿ No quieres grageas ni crema?
Bu saatte krem şanti ile aküyü nerede bulabileceğimden pek emin değilim?
¿ Y dónde voy a encontrar... crema batida y una batería de auto a esta hora?
- Krem şanti ister misin?
- ¿ Quieres nata montada?
Onu, krem şanti bikinisiyle görmedin mi?
¿ Nunca la has visto con su bikini de nata montada?
Hatta krem şanti gibi basit şeyleri bile. Her şey bir yerden bir yere neden farklı oluyor bilmiyorum.
Su lasaña, su pastel hasta algo simple como la crema de trigo que uno no creería puede variar de un lugar a otro.
Santi...
¡ Santi!
Santi...
Santi.
Santi'ydi.
Era Santi.