Sanıyordum translate Spanish
35,107 parallel translation
Hepimizi bir arada tutmak istediğini sanıyordum.
¡ Creía que querías que estuvieramos juntos!
Burada olduğunu sanıyordum.
Eso pensaba.
Ama hallettiniz sanıyordum.
Solo creí que ambos lo habían solucionado.
Yüzde bir işini hallettin sanıyordum.
Pensé que estabas lidiando con la cosa del uno por ciento.
Bilmiyorum, iyice bastırdım sanıyordum.
No lo sé, pensé que lo había contenido bien.
Hiçbir zaman istemeyeceksiniz sanıyordum.
Pensé que nunca lo pediría.
Kirk'ün şaşkın ördek yavrusu olduğunu sanıyordum ama bunu çocuklar için yaptığını unutma.
Sé que Kirk parece un pato mareado, pero recuerda, estás haciendo esto por los niños.
Microsoft etkinliğinde olacağımı sanıyordum.
Pensé que estaba en un evento de Microsoft.
Eve döneceğimizi sanıyordum.
Hice un postre. ¿ En serio?
Bu kadını tanıdığımı sanıyordum.
¿ Por qué no confió en mí?
- Ağlıyorsun sanıyordum yahu!
¡ Pensaba que estabas llorando! No.
Gerçi dünden önce köpeklerden, spordan, hipster pikniklerinden ve seyyar arabada satılan meyvelerden de nefret ettiğimi sanıyordum.
Aunque, anteayer pensaba que odiaba a los perros, a los deportes, a los picnics de hipsters y al carro de fruta sin refrigeración, también.
Sırf babanı kızdırmak için yazar olduğunu sanıyordum.
Pero creía que solo te convertiste en escritor para fastidiar a tu padre.
- Hayır, sensin sanıyordum.
- No, pensé que lo hiciste tú.
- Ben de sen sanıyordum.
- Pensé que lo hiciste.
Burada öyle şeyler yok sanıyordum.
Pensé que aquí no había resacas.
Toplu yerlerde duracaksın sanıyordum.
Creí que dijiste que estarías en áreas públicas.
- Açıkçası, bir hafta daha sürer sanıyordum.
A decir verdad, te esperaba la próxima semana.
Onunla çalışacağımız konusunda anlaştık sanıyordum.
Creí que acordamos en aceptarlo.
- Kendimi açık ifade ettiğimi sanıyordum.
- Pensé que había sido claro.
Yardım etmek için çok meşgulsün sanıyordum.
Oye, pensé que estabas demasiado ocupada para ayudarme.
- Jessica eve gittin sanıyordum.
Jessica, pensé que ya te habías ido.
Ama dün geceden sonra ikinizin arasında bir şey kalmadı sanıyordum.
Pero después de anoche, pensé que se había terminado todo entre ustedes.
Gizemi sevdiğinizi sanıyordum.
- Creí que le gustaban los misterios.
Devriyedesindir sanıyordum.
Creí que estaría patrullando.
Cricket'ın sana yardım ettiğini sanıyordum.
Creí que el Grillo te ayudaría.
Onlardan önce konuştuğunu sanıyordum.
pensé que estabas antes que ellos.
- Gelecek ay başlayacağını sanıyordum.
No, no, pensé que iba a ser el próximo mes.
Saçmalık bu. Sözünün eri adamsın sanıyordum.
Pensaba que era un hombre de palabra.
Ya da rüya gördüğümü sanıyordum.
O lo que yo creía que era un sueño.
- Burayı o çiftçilerin inşa ettiğini sanıyordum.
- Creí que los rústicos los habían hecho. - Yo los construí.
- Bunları o köylüler inşa etti sanıyordum.
Creí que los paletos los construyeron.
Evet, onun bir silah olduğunu sanıyordum.
Sí, pensaba que era un arma.
Evet, onun bir silah olduğunu sanıyordum.
Sí, pensé que era un arma.
Koçların taktik verdiğini sanıyordum ben.
Verás, tenía la impresión de que - era el entrenador quien manda las jugadas.
- Bana güvendiğini sanıyordum.
Creía que confiabas en mí.
Zeki olduğunu sanıyordum, Holmes.
Pensé que eras listo, Holmes.
Ben onun bir uyku lanetinde olduğunu sanıyordum.
Creí que estaba hechizada.
Kilisede olacağını sanıyordum.
Pensé que estarías en la iglesia
Seni koruduğumu sanıyordum.
Pensé que te estaba protegiendo.
Sürekli benim sıradışı çocukluğumla ilgili hikayeler dinlemeye meraklısın ama elimde sana karşı kozum olmadığımı sanıyordum.
Siempre estás ansiosa por oír historias sobre mi infancia inusual, pero no creí tener nada sobre ti.
Bu geminin sadece bir nakil aracı olduğunu sanıyordum fakat sonra farkına vardım ki bundan çok daha fazlası.
Di por hecho que esta nave no sería más que un transporte, pero me he dado cuenta que es mucho más que eso.
Holocronların sadece bilgi taşıyan kütüphaneler olduğunu sanıyordum.
¿ Por qué? Pensaba que los holocrones sólo eran bibliotecas de información.
Jeneratörünüzün bozuk olduğunu sanıyordum.
Pensé que dijo que el generador no funcionaba.
Bilmem, sanırım burada, çalışıyordum.
No lo sé. Imagino que estuve aquí trabajando. ¿ Por qué?
Bu kadını tanıdığımı sanıyordum.
¿ Cuánto efectivo tienes?
Seni burada bulacağımı sanıyordum.
Sabía que nos encontraríamos aquí.
Bana öğretmeyi sevdiğini sanıyordum.
¿ Así que ahora sólo soy una enorme carga para ti?
Seni kovduk sanıyordum.
Creí que te habíamos despedido.
Ben de öyle sanıyordum.
- Yo también.
- Güvende olduğunu söylediğini sanıyordum.
Pensaba que habías dicho que estaba a salvo.