English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ S ] / Sayıyorum

Sayıyorum translate Spanish

1,948 parallel translation
- Ben sayıyorum.
Sí que lo cuento.
On'a kadar sayıyorum, çıkmazsan... Tüm dönem boyunca kapına'idrar atımı'nda bulunacağım!
Si no sales, para cuando cuente 10 haré "expulsión-urinaria" en tu puerta todo el semestre!
3'e kadar sayıyorum.
Contare hasta 3
- Ne zamandır sayıyorum, bir bilsen.
Llevan diciendo eso desde que llegamos.
Dinleyin, birisi buralara parçalar dökmüş. Bunu senin yaptığını var sayıyorum.
Alguno de los presentes se mandó una cagada y calculo que fuiste tú.
Pekâlâ, demek ki bir kurşun güvenlik kamerasına bir kurşun müdüre, bir kurşun genç kadına ama dört kovan sayıyorum.
Muy bien, entonces hay una bala para la cámara de seguridad, una bala para el gerente, una para la joven. Pero cuento cuatro casquillos.
Asal sayı olduğunu varsayıyorum, ama varsayamayız...
Deduzco que es un número primo, pero no podemos...
Kendinize sırada ne var diye sorduğunuzu var sayıyorum.
Me imagino que os estaréis preguntando, ¿ y ahora qué?
Dörtten geri sayıyorum ve giriyoruz.
Cuatro, y entramos.
Yani senin de bunu istediğini var sayıyorum.
Digo, suponiendo que tú quieras.
Her nedense bu ayrıntıyı sürekli yok sayıyorum.
Por alguna razon siempre trato de bloquear esa parte.
Pekâla, 3'e kadar sayıyorum ve sonra seni pataklayacağım.
Muy bien, voy a contar hasta tres y luego te voy a patear el trasero.
Tamam, 3 e kadar sayıyorum.
De acuerdo, a la de tres.
Tamam, baskıya başlamak için geri sayıyorum.
Vale, empiezo masaje cardiaco a la de tres.
Kıyıya vuran balinaları, yanlış yöne göç eden kuşları ve arıları bildiğinizi var sayıyorum.
Pronto tendrá ballenas en las playas, ballenas navegando en direccion equivocada.
Tamam, üçe kadar sayıyorum!
Bien, contaré hasta tres.
Sayıyorum.
Sigo diciendo que, bueno...
İçimden sayıyorum da. 45... 44.
Estoy contando en mi cabeza.
Ona sayıyorum.
Lo tomaré como que consiguieron una.
- Bunu söylememişsin sayıyorum. - Mmm.
No lo digas.
Bunu da sayıyorum çünkü elbise gözlerimi yuvalarından fırlamış gibi gösteriyor.
También cuenta, porque el vestido me los resalta.
Söyledin bile. Chuck Bennett çok sıkıcı biri. Bazen geceleri uyku tutmadığında kafamda Chuck Bennett sayıyorum.
Chuck Bennett es tan aburrido que a veces por la noche cuando no logro dormir, literalmente cuento los Chuck Bennett.
3e kadar sayıyorum, ve herkes derin bir nefes alıp gevşesin. 1,2,3.
A la cuenta de tres, todos tomen un respiro profundo y relajen. 1, 2, 3.
Çekirgenin yanlış alarm olduğunu var sayıyorum.
Imagino que entonces fue una falsa alarma.
Tamam, üçe kadar sayıyorum.
Bien, voy a contar hasta tres.
Sayıklıyorum.
Estoy delirando.
Hayır, sağ ol ama bu aralar sık sık Donald'ı yaralamayı düşünüyorum. Zira delikanlı olsaydım ya da sağlığım yerinde olsaydı bile, bu normal sayılırdı ama yaşlanıyorum be!
No, gracias, pero he estado pensando muchísimo en lastimar a Donald, y supongo que si fuera un adolescente, sería normal o hasta saludable, pero me estoy volviendo viejo.
Bir ölü için formdayım sayılır. Gemi motorlarının bakımını yapıyorum.
He estado arreglando los motores de esos barcos.
Sayıları kurcalıyorum.
He estado corriendo los numeros.
Hayır sayın Başkan, bir an önce sonuca varmaya çalışıyorum.
No, simplemente pragmático.
Hiç not almadığım için suçlu mu sayılıyorum?
¿ Soy un criminal porque nunca tomo notas?
Yani, herkes Rachel'ı seviyor sanıyordum. En büyük hayranı sayılmayacak bir kişi tanıyorum.
quiero decir, pense que todo el mundo amaba a rachel bueno, conozco a alguien que no es precisamente su mayor fan
Sayın Başkan, ekiplerimizi kurmadan uzmanlık alanımın dışında olan bir konuda yorum yapamam.
Sr., mi equipo no puede especular con algo que no es su área
Öyle sanıyorum sayın Başkan.
Creo que si, Sr Presidente.
Ben sadece sayılara bakıyorum, değil mi?
Sólo miro los números, ¿ recuerdas?
Onu kaybedebileceğimizi var sayıyorum.
Estoy sugiriendo que le fallamos.
İşte bu yüzden etrafı temizleyip parlatıyorum, ve burayı hatırı sayılır bir yer yapıyorum.
Por eso estoy limpiando cosas, echando cosas por el inodoro y haciendo que este lugar luzca respetable.
Yeni burun yaptırdım, ünlü oldum, Ve şimdi L.A. Clippers'in sayı kralıyla çıkıyorum.
Me hice una nariz nueva, me hice famosa y ahora salgo con el base titular de los Clippers.
Zihinsel yeteneklerinde sorun olduğunu sanıyorum Sayın Hakim.
Creo que es un asunto de capacidad intelectual.
Ceset sayısını en aza indirmeye çalışıyorum. İş sadece bu garajdan çıkmakla bitmiyor.
Intentamos que haya el menor número de muertos posible.
Bir kahramandan sayıldığımı sanmıyorum.
No sé si cuento como héroe.
Bu nakdi sağlamak için çok sayıda arsa satıyorum.
Estoy vendiendo tierra para elevar el capital.
Sayın Lord, burada bulunanların önünde açıklıyorum size bir düşmanlığım olmadığını,
Permitid, señor, que ante esta asamblea me justifique de toda siniestra intención y sea absuelto en vuestros nobles pensamientos.
Anlıyorum, sayın Başkan.
Lo comprendo, señor director.
Hatta inanıyorum ki bizi izleyen gözlerin sayısı durmadan artıyor.
De hecho, creo que el número de ojos que nos observan ha ido creciendo.
Niçin sekiz kişiye saldırdığını da anlamıyorum ama bu sayının onun için bir önemi var.
No tengo idea de porque trata ocho veces, pero el número... tiene un claro significado para él.
Tek kişilik kızağın neden spordan sayıldığını hâlâ anlamıyorum.
No entiendo por qué el trineo ligero es un deporte.
- Sayım yapıyorum.
Estoy haciendo inventario.
10'a kadar sayıp ateş etmeye başlıyorum.
Contaré hasta 10 y comenzaré a disparar.
Neyse ki yakaladığını sanmıyorum. Kendisi pek Google Earth sayılmaz.
Por suerte no creo que haya entendido, no está en Google Earth.
Adı Jonathan Carver olan, bir silah tasarımcısına takılıyorum. Ses anahtarı için sayı toplamam gerekiyor.
Y ahora estoy con un diseñador de armas llamado Jonathan Carver, recogiendo números para una llave de voz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]