Sefil translate Spanish
2,597 parallel translation
Artık resimde olmadığın için eskisinden de iyi ki bu da beni eskisinden daha az sefil yapıyor ki bu da ikimize Bahamalar'ın bir adasına gitme sebebi veriyor.
Ahora que estás fuera de vista Foreman está mejor que nunca. Lo que me hace menos miserable que nunca y es por eso que a ninguno de nosotros nos importa un comino cómo, cuándo o hacia cuál isla de las Bahamas...
Bu seni endişelendiriyor, çünkü biteceğini ve daha sefil olacağını düşünüyorsun.
Hace que te preocupes, pensando que todo acabará y te sentirás peor aún
Hayatının gidişatı için beni suçlayamazsın. Bu seni daha üzgün ve sefil yapar aynı Katherine gibi.
Es que te va a volver amargada y miserable, como Katherine.
Sonra sefil hayatını geri alabilirsin.
Entonces puedes recuperar tu miserable vida.
* Ve her şeye rağmen, bir düzine gül bulsam * * ve sana versem, sefil hissedersin hala kendini *
Si pudiera encontrar entre todo esto una docena de rosas para darte. ¡ Seguirías siendo un miserable!
Ta ki yalnız, sefil ve zavallı bir şekilde tek başınıza ölene kadar.
Hasta que al final mueras solo, patético, miserable y triste.
Çok sefil bir grup, değil mi?
Son un grupo triste, ¿ verdad?
Hiç kimse sizin o küçük, sefil anlaşmanızın yapılmasını istemiyor.
Nadie quiere que vuestro sórdido acuerdo salga adelante.
- Sefil fahişeler!
- ¡ Hijas de puta!
Dünyadaki en korkunç ve sefil şeylerin birleştiği yer.
De todas las cosas miserables del mundo...
Bir şey yap, seni sefil sadist.
Haz algo, pequeño sádico miserable. Hola, Lisbon.
Bir çok sefil insan ve onların parasını alan seni görüyorum.
Veo mucha gente deprimida y a ti quitándole dinero.
Ne yaptın, onu zorladın mı? Sefil bir kaltak olduğun için onu zorladın mı?
Eres una puta miserable, ¿ él te ha intimidado?
bu kadar sefil miydi?
¿ No era tan miserable?
Sefil bir haldeydim.
Era tan miserable.
Bu yöneten bir sınıf için gerçekten de sefil bir mazerettir.
Son una excusa miserable para una clase gobernante.
Ne yazıkki birçoğunuz geçecek ama içinizde birkaç kişi var ki sefil bir şekilde beceremeyecekler ve bir kez daha hepimize buraya ait olmadıklarını gösterecekler.
Lamentablemente, la mayoría pasará, Pero hay uno o dos por ahí Que lo harán pésimo,
Bütün sefil ihtişamıyla ölümün gölgesi vadisi.
El valle de la sombra de muerte en todo su esplendor miserable.
Seni de, sefil, boktan ülkeni de unutacağım.
Voy a olvidarme de ti y de este país mierda.
Sefil salını çevir ve uzaklara, gidebildiğin en uzak yere git.
Vuelva su balsa de regreso y vaya tan lejos como le sea posible.
Hayatını sefil yapabilirim.
Puedo hacer que tu vida sea miserable.
Johanna, Tanrı'nın onun bu sefil hayattan kurtulmasını istediğini biliyordu.
Johanna sabía que Dios quería rescatarla de una existencia miserable.
Roma'ya ne kadar güçlü girersek Papa o kadar çabuk teslim olur. Bu ahmaklar da sefil evlerine o kadar çabuk dönebilirler. Kaldı ki sen de onlar gibi düşünüyormuşsun anlaşılan.
Entre más impresionemos al entrar a Roma más rápido se rendirá el papa y más pronto estos idiotas podrán volver a sus casas donde pareciera quieres estar tú.
- Hepsi sefil zencilerdi.
- Eran unos negros muertos de hambre.
Seni herkesten daha iyi tanıyorum... ve derinlerde, sen sefil bir orospu çocuğusun.
Pero te conozco mejor que nadie... y, en el fondo, eres un infeliz mísero.
- Sefil, ha?
- Mísero, ¿ eh?
Sefil. Eğer bana sorarsan sefil olan şey Hutch'ın garajında video oyunlarıyla harcayıp... hala Luke ve Leia'nın arasında birşey olup olmadığı hakkında tartışmaktır.
Mísero es desperdiciar la vida en ese garaje con videojuegos... y discutiendo si Luke estaba enamorado de Leia.
Bu da servetini istediği kişiye aktarma hakkı veriyor. Kral onun yaptıklarını çok yakında duyacak ve çocukları tam anlamıyla sefil olacak.
Para permitir que desprivilegie su posesión a quien desee el rey pronto va a escuchar lo suficiente de lo que hace y sus hijos serán completos indigentes.
Dişlerini sefil şiirime batırdı ve temelinden sarstı.
Ha hundido sus colmillos en mi pobre poema y lo ha cortado en pedazos.
Onsuz sefil olursun. İnan bana.
Vas a ser muy infeliz sin ella, créeme.
Sefil, pis bir itti.
Era una cruza de mala muerte, sucio.
Sefil bir hayat sürüyorum.
Incluso viví debajo de algunas.
Sefil bir durumdaydım, fakat o, sistem içerisindeki ana elemandı.
Yo estaba completamente abatido, pero él, en cuanto al sistema, estaba en su elemento.
Eğer beklemek istiyorsan, o dağ başındaki sefil üzümlerine dön.
Si quieres esperar, recoge esas uvas que plantaste en la cima.
Ya kendine acıyabilir ve ağır, sefil bir ölümü tadarsın ya da kendine istediğin sınırı koyabilirsin.
Ahora puedes sentir autocompasión y sufrir una muerte lenta y miserable. O puedes definirte como quieras.
Gerçek bu. O sefil maaşla geçinmemi mi istiyorsun?
¿ De qué quieres que viva, de mi sueldo de paleta?
Dört gözlü sefil bir adamdı.
Para mí, sólo era un capullo con gafas.
Başka sefil bir çocuk daha istemiyorum. Sana söylüyorum. Bu çocuğun suratına bile bakmaya tahammülüm yok.
No quiero otro niño como ese miserable, no puedo siquiera mirarlo.
Bu Yaratık, Lilliput'u kendi iğrenç ve sefil krallığı haline getirdi!
Liliput soltó a la Bestia en su reino. en su propio reino sucio!
Yani biz üzgün, yalnız ve sefil insanlardan sana erkeklerle takılmanı öneririm.
De parte de nosotros, tristes, solitarios y amargados... te insto a comer un tazón de penes.
Onlarda Hopkins, Jones ve sefil gıcık Grant var.
Ellos van a tener a Hopkins y Jones y Grant. Desgraciado.
Muhtemelen eski sefil yaşantını seçeceksindir.
Es probable que elijas vivir una vida miserable.
Ülken için savaşıp, kan döküyorsun ama onlar seni unutup kıyıda köşede sefil bir hayat yaşıyorsun.
Pelear una guerra, sangrar por tu país, para que la misma nación que te envió te trate como un gusano.
- Sen hırsız, sefil.
- Ladrona, miserable.
Yüzleş benimle, sefil yaratık!
¡ Enfréntame, creatura miserable!
Bu sefil yere dayanamıyorum.
No puedo soportar este lugar maldito.
Lanetliler seni paramparça etsin, sefil.
Deja que los condenados te destrocen a trizas, miserable.
Bana Cehennem'den çıkış yolunu göster, yoksa senin sefil varlığına bir son veririm.
Enséñame el camino del Infierno, o terminaré tu miserable existencia.
Roma'nın ilerleyişini sürekli yavaşlatan o sefil herifin yerine geçmeli.
Y sustituir a ese infeliz que tanto hizo para obstaculizar su ascenso.
SEFİL HAYATINDA SIKIŞIP KALDIĞIM BU CEHENNEM ORTAMINA TERCİH EDERDİM.
Sería mucho mejor que este infierno de estar atrapado en tu vida miserable...
Sefil, zavallı, ezik, biçare, içler acısı acınası veya hazin.
lamentable o... triste.