English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ S ] / Sekiz

Sekiz translate Spanish

17,716 parallel translation
Sanırım son günah çıkarmamın üzerinden sekiz hafta geçti.
Creo que han pasado ocho semanas desde mi última confesión.
Şehirdeki her savunma mekanizması sekiz saat içinde ortadan kaldırıldı.
Todo mecanismo de defensa en esta ciudad se aniquiló en ocho horas.
Ülkemde sekiz yıl öğretmenlik yaptım. Sonra sonra buraya taşındım.
Fui profesora por... ocho años y... luego llegué aquí y...
Hiç kimsenin aynı işte sekiz çoklu karıştırıcısı yoktu.
Nadie tenía batidoras de ocho varillas en un solo negocio.
Sekiz 911 araması.
Ocho llamadas al 911.
Polis tam sekiz kez oraya gelmesi için aranmış.
La Policía fue allí en ocho ocasiones.
Siyahlardan on, beyazlardan altı ortalama sekiz.
Dieces de negros, seises de los blancos, para un promedio ponderado de ocho.
Jüriye sekiz tane Afroamerikalı üye geldikten sonra mı?
¿ Después de que tenemos a ocho afroamericanos en el Jurado?
Sözde burada iki ay duracaktık ama tam sekiz ay oldu.
Se suponía que estaríamos aquí por dos meses. ¡ Han pasado ocho meses!
- Bay Simpson on sekiz yaşındaki Nicole ile tanıştığınızda evli miydiniz?
Sr. Simpson, ¿ no es cierto que se casó... -... cuando conoció a Nicole con 18 años?
" Buraya tam sekiz defa geldiniz.
" Habéis venido ocho veces.
Davamızdaki on sekiz numaralı davacı.
El demandante número 18 de nuestra demanda.
Adamların sekiz tane hapishanesi var. Eğer bunu birinde yapıyorlarsa...
Tienen otras ocho prisiones, y si hacen esto en una...
- On sekiz yıldır.
- Dieciocho años.
Sekiz gün içinde yakalarım.
Lo consigo en ocho días.
Sekiz yıl önce Fez'de, Kutsal Müzik Festivali'nde tanıştık.
La conocimos hace ocho años, en el Festival de Música Sacra de Fez.
Bu değişiklik çetin bir denize sebebiyet veriyor. Dalgalar altı ile sekiz metre yüksekliğinde.
Este cambio está provocando una fuerte marejada, con olas de seis a ocho metros de altura.
Sana âlimlerin kılıcını ve sekiz trigramlı çemberin içinden beş rakiple nasıl dövüşeceğini öğrettim.
Te enseñé a usar la espada del sabio y a combatir a cinco adversarios desde el círculo de ocho trigramas.
Sekiz hamle ilerini görebiliyor musun?
¿ Puedes ver ocho jugadas por delante?
O nişanlanma konusunda hızlıdır ama bence sekiz sihirli numaradır.
Es rápido para comprometerse pero pensaba que ocho era el número mágico.
Sekiz misafir bilim insanı San Francisco yakınındaki Ames Araştırma Merkezi'ndeki diğer 14 bilim insanıyla bir araya gelip toprakta yaşam belirtisi olup olmadığını inceleyecekler.
Ocho científicos Invitados se unirán a otros catorce en el Centro de Investigación Ames cerca de San Francisco para buscar señales de vida...
Sekiz VIP, istendiği gibi efendim.
¡ Ocho VIPs, según lo solicitado señor!
Sekiz yıl önce, uçuşlarımızdan biri saldırıya uğradı. Bu adadan ayrılmaya çalışıyorum.
Hace ocho años, uno de nuestros vuelos fue atacado... mientras trataba de despegar de esa Isla.
Kırk yedi, kırk sekiz, kırk dokuz.
Cuarenta y siete, Cuarenta y ocho, Cuarenta y nueve.
- Dün sekiz dolardı.
Ayer fueron 8. Doce.
Evet ama kişi sayısı artacağı için sekiz sene sonra çıkacağım.
Sí, pero estaré fuera en ocho con la superpoblación, así que...
Sekiz sene uzun zaman.
Ocho años es mucho tiempo.
Sekiz saat önce seninle telefonda konuştuk.
Hace ocho horas, hablé contigo por teléfono.
Karım günde sekiz saat uyuyacağım diye tutturuyor.
Mi esposa es muy estricta con sus ocho horas de sueño.
Geçen hafta kızlardan biri sekiz bin kazandı.
La semana pasada una de las chicas hizo 8 mil.
Buraya geldiğimde kızdım ama seninle sekiz ay çalıştıktan sonra, üzülerek söylüyorum ki, artık kadınım.
Yo era una chica cuando llegué aquí, pero después de trabajar para ti durante ocho jodidos meses, ahora estoy triste de decir que soy una mujer.
Sekiz!
¡ Siete!
Buyuk bir aile olmali. Evde sekiz yatak odasi falan var.
Debe tener unos ocho dormitorios.
Daha dogrusu sekiz kova para. Ve yer bulamayacagimiz kadar cok insan kulube katilmak istiyor.
Llenamos ocho baldes con dinero muchas quieren unirse a la sororidad, y ya no hay espacio.
Bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi, sekiz.
Uno, dos, tres, cuatro, cinco, seis, siete, ocho.
Önce kağıt al, sekiz deste.
Primero, trae papel para escribir...
Albayım, rapor etmek vazifemdir, yalnızca sekiz cephanemiz kaldı.
Coronel, es mi deber informarle que solo quedan ocho cargas.
- Beş, altı, yedi, sekiz...
- Cinco, seis, siete, ocho...
Otoban çıkışı sekiz blok ötede.
La entrada a la I-40 está a ocho manzanas.
Ama sekiz yıl boyunca değil.
Pero no ocho años.
Silah suçuyla sekiz yıl hapis cezası yiyecek, belki 10.
La acusación por el arma lo mandará a prisión ocho años. Tal vez diez.
Beş, altı, yedi, sekiz...
Comenzaremos desde el inicio. Cinco, seis, siete, ocho...
- Üç el, sekiz el var gibiydi orada.
- Cuentan como tres manos... había como ocho manos ahí.
- Sekiz aydır söylüyordum bunu, şimdi tamam dedi. Hey.
- Ocho meses diciéndole eso y ahora está bien.
Benim sekiz aydır söylediğim şeyleri, Sadece tekrarladı.
Repitió las mismas cosas que he estado diciendo los últimos ocho meses.
Sekiz yıla, çokça hanıma ve dikkat dağınıklığına rağmen.
Alrededor de ocho años y demasiadas esposas y... demasiadas distracciones.
Sekiz yıldır yoktun ve birden ortaklığım senin için kıymetli mi oldu?
Has estado desaparecido durante ocho años, ¿ y de repente mi colaboración es tan valiosa?
Sekiz olmasından iyidir.
Mejor que un ocho.
Sekiz kilometre aşağıda.
Eso es cinco millas por el camino.
Pekâlâ. Sekiz numaralı oda hazır.
Tiene preparado el cuarto número ocho.
Bunun tüm koridor boyunca sekiz kanaldan yayılmasını istiyorum.
Recuerda...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]