Senpai translate Spanish
290 parallel translation
Bana Senpai diyeceksiniz demedim mi!
¡ He dicho que me llaméis senpai!
Senpai?
¿ Senpai?
Nedir o, Senpai?
Ohh, ¡ Sempai! ( amigo-hermano )
Senpai!
¡ Sempai!
SENPAI!
¡ Sempai!
SENPAİ!
SEMPAI!
Minmay belki de öldürülecek. Tıpkı Senpai gibi.
Minmay probablemente será asesinada igual que Sempai.
Senpai?
¿ Sempai?
Senpai öldü.
Sempai murió.
Katsuragi-san ile Akagi-senpai'ye söylerim.
! lnformaré de esto a la Mayor Katsuragi y a la Dra. Akagi.
Senpai...
¿ Ritsuko?
Senpai!
Ritsuko.
Senpai!
¡ ¡ Ritsuko!
Şef!
Senpai.
- Şef! - Bu kötü.
Senpai.
Ne yapacağız Şef?
"Senpai, ¿ que debemos hacer?"
Doğal olarak kaçacağız! Ne yapacağız Şef?
"¿ Que debemos hacer, Senpai?"
Şeef...
Senpai.
Senpai!
¡ Señora!
İnanmamakta ısrar eden sendin, senpai.
Eras la única que se rehusaba a creerlo.
Senpai, Vash-san "onu" demekle neyi kastetti acaba?
¿ Señora, a quien se puede referir el Sr. Vash?
Senpai, senpai! Gerçekten de yendi!
¡ Señora, señora, realmente lo venció!
Senpai, seni izlemek çok eğlenceli.
Eres divertida de ver, señora.
Shirakawa-senpai!
¡ Shirakawa-senpai!
Selam, Senpai.
Senpai.
Bunun anlamı, insanoğluna proto-kültür müdahalesi hipotezini doğrulamak için burada olduğun mu, Aries-senpai?
Aries Senpai?
Kusura bakma, Senpai. [Senpai : Kendinden üst rütbedeki insanlar için kullanılır]
¡ Ya voy, "Senpai"!
Biraz önceki sinirli halim için özür dilerim.
Y disculpa mi fuerte temperamento, Senpai.
Senpai, çok çabuk güvenmemelisin.
No deberías ser tan confiada.
Sanırım öldürülmüş Yoko Senpai...
Seguro... que fue asesinada... Yoko-senpai...
Yoko-senpai telefonla aranmış. Hem de kendi telefonundan.
Yoko-senpai recibió una llamada de su propio teléfono móvil.
Rina'yı öldürdükten sonra Rina'nın cep telefonundan Yoko Senpai'nin cep telefonunu aramış.
Después de matar a Rina y desde su teléfono móvil, llamó al teléfono de Yoko-senpai.
Senpai, acele et!
¡ Senpai, deprisa!
Senpai!
¡ Senpai!
Konno-senpai, bizler gönüllüler kulübündeniz.
Konno-senpai, somos del Club de Voluntarios.
Son günlerde, siz ve Kousuke-senpai sürekli birliktesiniz, haksız mıyız?
Últimamente, tú y Kousuke estáis juntos todo el tiempo, ¿ no?
Kousuke-senpai demiş ki... "Zaten hoşlandığım biri var."
Kousuke dijo que le gustaba otra persona.
Daha sonra Kousuke-senpai sizinle çıkmadığını söyledi!
Y entonces Kousuke dijo que no iba a salir con ella.
Kousuke-senpai!
¡ Kousuke!
Konno-senpai!
¡ Makoto!
Kaptan!
Senpai.
O önlük...
Tohsaka-senpai. Ese delantal...
Ne demek istediğini anlamadığımı söyledim, Toshaka-senpai.
Tohsaka-senpai.
Senpai, mutfağı bir süreliğine alıyorum.
voy a usar tu cocina.
Sorun değil, ben de sana güveniyorum, Senpai.
senpai.
Günaydın, Senpai.
senpai.
Yani, sadece çok yorgun görünüyordu, o kadar.
Es que senpai parecía cansado.
Çok güzel senpai.
Bien hecho, señora.
- Senpai.
- Señora...
Ne oldu? Orası?
Lo único que nos queda es esperar la llamada de Aoyama-senpai.
Günaydın, Sakura.
Emiya-senpai... buenos días.