Senti translate Spanish
498 parallel translation
Nereden bulacağım yirmi beş senti?
De dónde voy a sacar 25 centavos?
- Üç senti mi istiyorsun?
- Quieres tus tres centavos?
Eğer istersen senin için yirmi beş senti aşırabilirim.
Miren, si quieren, puedo robar esos 25 centavos para ustedes.
Sanırım kadın yat gibi bir şey dedi, ama onca yol için sadece 10 senti reva gören birinde sanmıyorum ki yat olsun.
Supongo que se refería a un yate, pero no sé cómo un señor... que me da 10 centavos de propina puede permitirse un yate.
Birden rahatladığımı hissettim.
De repente me senti totalmente calmo.
Hep cebinde iki dolar, yedi senti olan birkaç avanağı alıyorlar.
Siempre detienen a algún pobre simplón que no tiene dinero.
Her senti biriktirdim.
Ahorré hasta el último centavo.
şimdi on senti ona verin. Sen de bayan için kumbaraya at.
Ahora déle la moneda, y métala usted en la caja.
On senti kumbaraya at denizci.
Meta la moneda en la caja.
Banka soygunun her senti için benim onluğu gönder diğer işlerini yapmadan önce.
Quiero el 10 % del asalto al Banco, antes de que os perdáis por ahí.
Yerlerde sürünen, dövülmüş ve hırpalanmış bir kızdı o Onu soyan gözü dönmnüş adamlara Hayatının her senti için sana bir onluk verdi!
¡ Una chica que la última vez que la vi yacía en el suelo violada y asesinada por el hombre que le quitó eso, y te lo entregó a ti por el diez por ciento de una vida.
Her senti geri alacağız.
Vamos a recuperar hasta el último centavo.
50 senti düşünme ve oradan devam et.
Los 50 centavos no tienen importancia. Olvídate de eso y continúa.
Sen ve arkadaşın yüzünden on senti bile kalmadı.
Gracias a Vds., no tiene ni un centavo.
Sonra ihtiyacın olduğunda 75 senti ararsın.
Así tendría seis centavos.
Göğsümde gıdıklanma gibi bir şey hissettim.
Senti algo en mi pecho, debajo del libro, como cosquillas.
Dediğim gibi, komşu, 40 senti unutalım.
Como dije, olvidemos esos 40 centavos.
Oh, hayır, Charlie, 40 senti unutmak istemiyoruz.
Oh, no, Charlie, no vamos a olvidar esos 40 centavos.
Üç kere vuran 5 senti kazanır! Haydi!
Tres bolas por cinco céntimos.
O bana inandığı için her şeyi yapabilirmişim gibi hissettim.
Senti que seria capaz de todo, por su fe en mi.
Onun elini benimkinin üzerinde sıkıca tuttum hepsi buydu.
Senti su mano apretando la mia y eso fue todo.
- Önemli olmasa her hafta 7 dolar 50 senti sokağa atmış olurdum.
- ¡ No habría tirado 7,50 a la semana!
Eline geçen her senti kumara yatıracağını biliyorum, çünkü istediğin şey o motor.
Sé que vas a jugarte cada centavo porque ese motor es todo lo que quieres.
75 senti bırakamaz mıyım, acaba?
¿ Le quito los 75 centavos?
Herbir senti aldın mı?
¿ Has traído hasta el último centavo?
Hayatta biriktirdiğimiz her senti elden çıkardın.
Has tirado hasta el último centavo que habíamos ahorrado.
Anne ve babası ameliyat parasını ödeyememiş, ben de 27 senti onlara vermedim.
Los padres no podían pagar la operación, así que me quedé con los 27 céntimos.
Elinizdeki her senti almak üzereyim.
Vais a perder hasta la camisa.
Oyna yada kes sesini - 50 senti bana yaz.
Muéstralo. - Yo apuesto 50 centavos.
10 SENT BOZUk PARA VERİNİZ 10 senti olan var mı?
PEAJE 10 CENTAVOS IMPORTE EXACTO ¿ Quién tiene 10 centavos?
Tabii 35 senti saymazsak...
¿ Vivir para siempre?
Beş senti buraya bırakıyorum Mattie.
Aquí tengo los cinco centavos, Mattie.
42 senti unuttun.
Olvida los 42 centavos.
İçimde parmaklarını hissettim.
Senti sus dedos dentro de mi.
50 senti kaptın.
Se ha ganado 50 centavos.
Sonra... Kızın iki tane 10 senti, bir kibrit kutusu ve bir 5 senti var.
Ahora, tiene dos monedas de diez centavos, una de cinco y una caja de cerillas.
5 senti masa üstünde bırakıyor.
Deja la moneda de cinco en la mesa.
Evet anladınız anlamasaydınız 5 senti sormazdınız.
Sí que entiende, porque si no, no habría preguntado por la moneda de cinco.
Kızın iki tane 10 senti, bir kibrit kutusu ve bir de 5 senti var.
Tiene dos monedas de diez centavos, una de cinco y una caja de cerillas.
Her sterlini, şilingi, senti ve zerzavatı.
Hasta la última libra, chelín, penique y céntimo.
Her sterlini, silingi, senti ve zerzavatï.
Hasta la última libra, chelín, penique y céntimo.
Ailenin ölümünü duyduğumuzda çok özüldük.
Cuando me dijeron que habian muerto tus padres lo senti mucho.
Fakat bir şeyden emindim. Orca'nın yası onu tutarsız hale getirmişti. Hem onu hem Nolan'ı bu çılgınlıktan koruma sorumluluğunu hissediyordum.
la venganza en ese momento estaba segura que a causa de su dolor por lo que senti la necesidad de proteger tanto a ella como a nolan de las consecuencias de aquella locura.
ÖIümsüzlüğe bir çözümleri olsa da tarikat üyelerini içinde muazzam bir kötülük hissettim.
No importa si habian encontrado la respuesta a la inmortalidad. Senti una gran maldad entre los miembros de este grupo.
Bu uzmanlara kulak verdikten sonra, kendilerine hayranlık duymaya başladım.
Escuché sus historias. Senti gran admiracion hacia ellos.
Tanınamaz haldeki vücutları gördükçe bu korkunç ölüm yüzünün, en acı felaket olabileceğinin farkına vardım.
Al ver estos cuerpos totalmente mutilados, senti que en este accidente presentaba su cara mas grotesca.
Benim için çok zor zamanlardı ve delireceğimi düşünmüştüm.
Fue todo muy duro para mí. Me senti al borde de la locura.
Ama birkaç ay sonra, tam da bu ev yaşayan bir kabusa döndüğünde kendimi toplamaya başlamıştım.
Pero me senti mejor despues algunos meses. Y entonces esta casa se convirtio en una pesadilla viviente.
23 senti olan var mı?
¿ Alguien tiene 23 centavos?
Bitirmeme izin ver.
- Cuando lo vi senti deseos de aplastarle las narices.
- 5 senti istemiyor musun?
- Tómela, - ¿ No quiere los cinco centavos?