English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ S ] / Serene

Serene translate Spanish

69 parallel translation
Ama durulunca düşünmeye başlayacak.
Sin embargo, cuando se serene, empezará a pensar.
Fitzsimmons yere serene kadar kimse onu yenemedi.
Nadie pudo ponerle el guante encima hasta que Fitzsimmons le noqueó.
Bir yere gidip kendini toplamanı istiyorum.
Quiero que se vaya a alguna parte y se serene.
Ayılmasını bekliyorum.
Espero que se serene.
Abe ve diğerleri etrafımda Apache'ler gibi çığlık atarak, kanyonda hepsini yere serene kadar ateş ettiler.
A mi alrededor, Abe y los demás, gritaban como apaches y disparaban al interior del cañón hasta que no quedaba nadie.
- Serene doğru uçtu. Şaşı gözlü aptal.
- Chocó contra el mástil, el muy cegato.
Bilmek istiyorum, dininiz neyi emrediyor?
Está fuera de sí, le ruego que se serene.
All Serene dördüncü sıraya koşuyor. Ama kazanan Come To Daddy oluyor. Seascape ikinci, Bali Hai üçüncü, All Serene ise dördüncü oldu.
All Serene va el cuarto, pero el ganador es Come to Daddy, Seascape segundo, Bali Hai tercero y cuarto All Serene.
Hemen görelim, yoksa onu serene asarım.
O lo hacemos ahora o lo voy a colgar del palo mayor.
- Hala serene adam asılıyor mu?
- ¿ Colgamos a gente del palo mayor?
Hatta seni canlı biri olarak düşünmediğinden yere serene kadar senin canını yakar.
a el no le importa. te aplasta porque el ni siquiera piensa en ti como en algo vivo.
AyıIdığında istifa edecek!
Cuando se serene firmará la dimisión.
Bizim kız, Serena Andrews kaçırıldıktan üç ay sonra evlat edinildiğini söylüyor.
Dice que fue adoptada... tres meses después de que secuestraran a Serene Andrews.
Serene'in bildiklerine göre onu kaçırmış olabilirler.
Serene cree... que podrían ser los raptores.
Serene Andrews, Camden'da bir koruyucu aileyle yaşarken kaçırılmış... 18 Mart 1991'de.
Serene Andrews fue raptada en su casa de acogida de Camden... el 18 de marzo de 1991.
Serene, hatırladığın şu yer.
Serene, ese sitio que recordabas,
Dediğim gibi, Serene Andrews adlı kişi sizin evlat edindiğiniz kızdan tamamen farklı bir kız olabilir bu durumda konuşmamız çabucak bitecektir.
Como les he dicho, esta Serene Andrews podría ser... una niña distinta de la que adoptaron ustedes, en cuyo caso esto acabará pronto.
Serene'in dediğine göre, ailesi hakkında ona hikayeler anlatırmışsınız.
Según Serene, le contaban historias de ellos.
Serene'i görmek istiyoruz.
Queremos ver a Serene.
Serene'i bizim kaçırdığımızı mı düşünüyorsunuz?
¿ Cree que nosotros raptamos a Serene?
Serene'in, her zaman insanlara güvenme konusunda sorunlar oldu.
A Serene siempre le ha costado confiar en la gente.
Sosyal Hizmetler'e göre Serene Andrews kaçırıldığı zaman o evde 14 tane evlatlık çocuk bulunuyormuş.
Según los servicios sociales, había 14 niños de acogida viviendo en esta casa... cuando raptaron a Serene Andrews.
Eğer bu aynı kızsa, Madison Avenue'da Serene Barnes olarak yaşaması muhtemelen daha iyi olur.
Si es la misma niña, está mucho mejor... en la Avenida Madison como Serene Barnes.
Serene Andrews hakkında konuşmak için buradayız.
Estamos aquí por Serene Andrews.
Gerçekten çabaladık, ama Serene...
De verdad. Pero Serene...
Haydi, Serene.
Vamos, Serene.
Serene hiç içeri gelmedi.
Serene no entró.
Serene Barnes.
Serene Barnes.
Serene Caldwell, annesi Theresa Caldwell tarafından Bradford, Pennsylvania'da dünyaya getirilmiş.
Serene Caldwell, nacida en Bradford, Pennsylvania, madre : Theresa Caldwell.
Bunların doğruluğunu varsayarsak, bizim kız Serene rahatlamış olur.
Nuestra Serene se quedará tranquila si todo esto es verdad.
Bunlar doğru çıkarsa, hâlâ dışarıda bir Serene Andrews var demektir.
Aunque sea verdad, aún hay una Serene Andrews en alguna parte.
Serene'den vazgeçmek... Verdiğim en zor karardı.
Entregar a Serene fue... la decisión más difícil de mi vida.
Bana Serene'i evlatlık verme kararınızdan bahsedin.
¿ Por qué decidió dar a Serene en adopción?
Serene Caldwell.
Serene Caldwell.
Serene.
Serene.
Serene'in saçından bir örnek al.
Y consígueme un cabello de Serene.
Rehabilitasyon merkezine gelip birisinin Serene'i alıp götürdüğünü söylediklerinde... İyi gidiyordum. Temizdim.
Cuando vinieron al centro de rehabilitación a decirme... que alguien se había llevado a Serene, me iba bien, estaba limpia.
1988 yılında, Bradford County Hastanesi'nde Serene Caldwell'in doğumuna ait kayıt yok.
No consta que naciera ninguna Serene Caldwell... en el Bradford County en 1988.
Serene'in biyolojik annesi olduğunu iddia eden bir kadınla konuştum.
Acabo de hablar con una mujer... que alega ser la madre biológica de Serene.
Serene'in sağ omzunun altında, yüksük şeklinde bir doğum izi olduğunu söylüyor. Bu doğru mu?
Dice que tiene una marca de nacimiento... debajo del hombro derecho, en forma de dedal. ¿ Es cierto?
Serene ile görüşmek istiyor.
Quiere ver a Serene.
Serene birazdan burada olur.
Serene vendrá ahora mismo.
O zamana kadar, Serene'in geçici vesayetine sahipsiniz.
Hasta entonces, tienen la custodia temporal de Serene.
Serene Andrews'un kaçırıldığı gün.
El mismo día que secuestraron a Serene Andrews.
Aynı gün, komşuların, Serene'in koruyucu ailesinin evinin arkasındaki sokağa aynı arabadan park edilmiş olmasını görmüş olmalarıyla aynı tesadüf mü bu?
¿ Y también lo es... que ese mismo día los vecinos vieran el mismo coche... detrás de la casa de acogida de Serene?
Sizinkiyle onunkini karşılaştırdık. Ne oldu bilin?
Del de Serene y del de usted.
Merhaba, Serene.
Hola, Serene.
- Peki neden Serene ile ilgileniyordu?
- ¿ Y a qué viene ese interés por Serene?
Serene, onun kızı.
Serene es su hija.
Oh, bu bir Serene Voice!
Bueno, es una buena marca.
Kocam. Geçmişimi biliyor. Uyuşturucu olaylarını.
Mi marido conoce mi pasado, sabe lo de las drogas... y todo lo demás, pero nunca le hablé de Serene.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]