Sevdiğim translate Spanish
13,609 parallel translation
Bir zamanlar sevdiğim kardeşim, Susan'a düşünülebilecek en kötü şekilde ihanet etti!
El hermano que una vez adoré ha traicionado a Susan de la manera más vil imaginable!
Sen gerçekten, benim sevdiğim Beck misin?
¿ Es el Beck que amo?
En sevdiğim yer.
Es mi favorito.
Bu en sevdiğim şeydi.
Era mi actividad favorita.
Sevdiği her şey! Sevdiğim her şey!
Todo lo que él amó, ¡ todo lo que yo amo!
En sevdiğim kaşığımdı!
¡ Era mi cuchara favorita!
Sevdiğim her şeyi çalan bir hırsız.
Que robaba todo lo que amo.
Sevdiğim Li Mu Bai'nin ölümünün üzerinden 18 yıl geçti.
Han pasado 18 años desde la muerte de mi amado Li Mu Bai.
Seni sevdiğim için değil bunlar.
No es porque te quiera.
En sevdiğim film E. T.
Mi película favorita es E. T.
Yaldızlı çizmelerle en sevdiğim kıyafetim arı taytıydı.
Mi atuendo preferido era esas botas, con mis medias de abejita.
Çocukluğumda burası dünyada en çok sevdiğim yerdi.
Cuando era niño, este era mi lugar favorito.
Yine de en sevdiğim yer burası olurdu.
Creo que este aún sería mi lugar favorito.
Dünyada, Mars'ta sahip olamayacağımız sevdiğim birçok şey var.
Hay tantas cosas que me gustan de la Tierra... que no vamos a tener en Marte.
Onunla ilgili sevdiğim şeylerden biri de bu.
Es una de las cosas que amo de él.
- En sevdiğim renk!
- ¡ Mi color favorito!
♪ Bu sevdiğim yol budur ♪
Así me gusta
- Sevdiğim şu ki... - Hayır hayır.
- Bueno, esta me gusta...
Ama sevdiğim bir marka var, sadece onu içerim, fikrimi değiştiremezsin.
Pero sólo bebo una marca y nunca la cambiaré.
Sevdiğim şeye virüs bulaştırdın.
Le metiste un virus a lo que amo.
En sevdiğim silahlardan biri.
Uno de mis favoritos.
Bu benim en sevdiğim çikolata.
No es eso, es mi preferido.
Lütfen bana sevdiğim Zootopya'yı geri verin.
Por favor, devuélvanme la Zootopia que amo.
Şu sevdiğim eski kazak nerede?
¿ Dónde está el viejo suéter que me gusta?
Sevdiğim kadın havaya uçurulabilir ya da vurulabilirdi.
Pudieron matar ala mujer que amo.
Sevdiğim bir yöntem olmasa da, büyüklük taslamak gerekiyordu.
La condescendencia fue necesaria, aunque la aborrezco.
Beşinci emir. En sevdiğim.
El Quinto Mandamiento es mi preferido.
En sevdiğim iki adamım.
Mis dos personas favoritas.
Seni sevdiğim için onu sevdiğimi söylemiştim.
Me referí a que la amaba a ella como te amo...
Herhalde en sevdiğim ağaç buydu.
Era mi árbol favorito.
Onu sevdiğim için Sid Kapoor'u dövdüm.
¡ Sólo golpee a Sid Kapoor por él!
- Evet, benim tek en sevdiğim müridim.
- Vamos a pesar... ¿ Todo el documental?
Deniz Feneri, en sevdiğim kitaptır.
"Al Faro", ese es mi libro favorito.
Deniz Feneri. Evet, en sevdiğim kitaptır.
"Al Faro", sí, mi favorito.
En sevdiğim korku filmi ölüm manzarası.
Escena de muerte de película de terror favorita.
En sevdiğim filmlerden biriyle alıntı yapacağım.
Los dejo con una cita de una de mis películas favoritas.
Neden sevdiğim herşeyi benden almaya çalışıyorsun?
¿ Por qué intentas quitarme todo lo que me gusta?
- Bu benim en sevdiğim şarkı.
- Es mi canción favorita.
Zor olanlar, en sevdiğim şeylerdir.
Quizás el que sea difícil es lo que más amo de ella.
Tamam, bu yüzden bütün geniş dünyadaki en sevdiğim iki kişiim Memleketim LA'ye gel ve bana bakmaya zahmet etmeyin
Bueno, mis dos personas favoritas en todo el mundo vienen a L.A., mi ciudad natal, ¿ y no se molestan en buscarme?
En sevdiğim yuvarlak sayı.
Es mi número redondo favorito.
Kampüsteki en sevdiğim nokta.
Mi lugar favorito en el Campus. ¿ Vas de cacería, Ed?
Nihayet sevdiğimiz bir evimiz ve sevdiğim bir işim var.
Por fin tenemos una casa que nos gusta... y un trabajo que me agrada.
Onu olduğu yerde bırak, en sevdiğim taş o.
No, déjala ahí, es mi roca A.
En sevdiğim hatıramdır.
Es mi recuerdo favorito.
Tuhaf, acaba bu yüzden mi benim en sevdiğim anım olabilir?
Me pregunto si por eso es mi recuerdo favorito.
Haydi bakalım. Wrightsville Girişimi'ne 1969'un klasiklerinden, benim de en sevdiğim, gerçek bir doğum günü ikramı olan bu canlı icraları için özel teşekkürlerimizi sunuyoruz.
Un agradecimiento especial a los Wrightsville Beats por esa increíble versión del clásico de Traffic de 1969 mi favorito y un gran obsequio de cumpleaños.
Bu benim en sevdiğim kısım.
Esta es mi parte favorita.
Sevdiğim Amerika, var oluşunu üç büyük otomobil firmasına borçlu.
El Estados Unidos que yo amo le debe la vida a los Tres Grandes.
Hiç iyi olmadım demiyorum, fakat sevdiğim kısımları... insanlara pazarlamak, onları ikna etmek...
No estoy diciendo que no tenía sus momentos, pero las cosas que me gusta de él... la venta de la gente, convencer a la gente...
Ve ben günü yaşıyorum sevdiğim şeyi yapıyorum.
Hoy estoy vivo, y disfruto lo que hago.