Sevmiyorsun translate Spanish
1,948 parallel translation
Sen kişiselliği sevmiyorsun di mi?
No eres muy bueno en cosas personales, ¿ verdad?
Bu işi yapmak için beni seçtin çünkü beni sevmiyorsun.
Me seleccionaste para hacer esto porque no te agrado.
Onu sevmiyorsun..
Parece que estás en deuda con ella.
Peki, Bay Jackson'ı sevmiyorsun.
Bueno, no le gusta el Sr. Jackson.
Hayır Justin, sevmiyorsun.
No Justin, tú no...
Sen küçük oynanan masaları sevmiyorsun.
No te gustan las apuestas pequeñas.
Onu sevmiyorsun bile.
¿ Acaso lo amas?
- Sevmiyorsun.
- Yo no te amo. Déjame ir.
Annenin evine gitmeyi sevmiyorsun, çünkü ablaların gibi evlenip çoluk çocuk sahibi olmanı istiyor.
No te gusta ir a casa de tu madre porque ella desea que estuvieras casada con hijos, como tus hermanas.
Neden beni sevmiyorsun artık?
¿ Por qué no me amas más?
BİBER GAZI TABANCASI - Beni sevmiyorsun!
PISTOLA DE GAS PIMIENTA
- Plan yapmayı sevmiyorsun.
- Tú no querías hacer planes.
Sen de sevmiyorsun, değil mi?
Tú no harías eso.
- Sevmiyorsun demek?
- ¿ No te gusta?
Beni gerçekten sevmiyorsun.
¡ Mírame! ¡ En realidad no me amas! ¿ Verdad?
Haydi, sen "Medellin"'i sevmiyorsun o da "Matterhorn" u sevmiyor.
Vamos, a ti no te gusta "Medellín", a él no le gusta "Matterhorn".
Beni pek sevmiyorsun, değil mi Baliel?
Tú no me quieres demasiado, ¿ no es así, Baliel?
Sen bizi sevmiyorsun!
¿ Ya no nos quieres?
Asıl sen beni sevmiyorsun.
Yo no te caigo bien a ti.
Ve artık onu sevmiyorsun.
Y ya no la amas.
Yanılmıyorum, değil mi? Artık onu sevmiyorsun.
No estoy equivocada, ¿ o sí?
- Her halükarda, beni sevmiyorsun artık.
Muy bien, no me amas más.
Hayır, sevmiyorsun.
No, tú no me amas.
Haydi ama, ne zamandır sert sevmiyorsun?
Vamos, desde cuando no te gusta rudo, nena?
Tom'u sevmiyorsun ve hiçbir zaman da sevmedin.
¡ No te agrada Tom, nunca te ha agradado!
Sen, beni sevmiyorsun, Clark.
Tú no me amas, Clark.
Hayır, sevmiyorsun.
No, no lo haces.
Niye beni sevmiyorsun?
- ¿ Por qué no te gusto? - Porque eres una gran farsante.
Bu adamı gerçekten hiç sevmiyorsun değil mi?
A Ud. en realidad no le gusta este tipo, ¿ no?
- Hayır sevmiyorsun.
- No, usted no.
Hayır sevmiyorsun.
Puedo decir todo.
- Hayır, sevmiyorsun.
- No, no es así.
- Sevmiyorsun. Sevmiyorsun!
- ¡ No lo amas, no!
Sana ne yapmanı söyleyen insanları sevmiyorsun çünkü.
Porque no te gusta que te digan que hacer.
Neden beni sevmiyorsun artık?
"¿ Porquè no me amas más?"
Hücrelerden cesetleri ben toplarım ne de olsa sen ellerinin kirlenmesini sevmiyorsun, değil mi?
Seré el único cortando cuerpos en la celda, porque no te gusta ensuciarte las manos, ¿ o sí?
- Psikolojiden nefret ediyorum. Aramızdaki gerilimin sebebinin, senin hatandan... kaynaklandığını söylediği için sevmiyorsun.
A tí no te gusta porque está diciendo que toda esta tensión entre nosotros es tu culpa.
Onu sevmiyorsun.
Tú no lo amas.
Peter, ben restoranımızı böyle de seviyorum... ve sen sevmiyorsun da bu senin problemin.
Peter, me gusta el restaurante tal cual es y si a ti no te gusta, es tu problema
Tadını sevmiyorsun.
No te gusta su sabor.
Dr.Foreman'ı neden sevmiyorsun?
¿ Por qué no te gusta el doctor Foreman?
Sen onu sevmiyorsun değil mi?
Tú no estás enamorada de él, ¿ verdad?
Bu kadını gerçekten sevmiyorsun.
Tú, en verdad, no amas a esa mujer.
Adamı sevmiyorum bile. Sen de sevmiyorsun.
Ni siquiera me cae el tipo, a ti tampoco.
İ.K.'yı nasıl da sevmiyorsun.
Vaya... A alguien no le gusta R.R.H.H.
Sen Holly'i sevmiyorsun.
- Sí. Tú no amas a Holly.
Neden beni sevmiyorsun?
¡ ¿ Por qué no me amas? !
- Ama sen onu sevmiyorsun, değil mi?
- Pero no la amas, ¿ es cierto?
Belki de benim kadar sevmiyorsun ve bir hata yaptığını düşünüyorsun.
Quizás estás menos enamorado que yo y crees estar cometiendo un error.
- Sevmiyorsun!
- ¡ No!
O doofus karakterli adamı gerçekten sevmiyorsun, değil mi?
Realmente no amas a ese tonto, ¿ verdad?