English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ S ] / Sirenler

Sirenler translate Spanish

158 parallel translation
"Dünyanın tüm fabrikalarda, " tüm trenlerinde ve tüm gemilerinde, "uzay gemisinin öncüleri şerefine sirenler çalacak,..."
- En este instante repican las campanas... suenan las sirenas de todas las fábricas, trenes y barcos del mundo entero, en honor de los pioneros de la astronáutica...
- Leydim sirenler çalıyor.
- Sirenas, señora.
Düşünebiliyor musun polis, sirenler, tüm bunlar, sadece arka farlarımdan biri sönük olduğu için.
No se lo va a creer. ¡ Persecución, sirenas, todo! Y solo porque una de las luces traseras se ha fundido.
Gemi sarsıldığında sirenler çalmaya başladı.
Cuando volcó, la sirena gritaba.
Bir gün sirenler çaldı ve herkes kaçıştı, yalnız biz kaldık.
Un día sonó la alarma, todos escaparon, y nos quedamos solos.
Sirenler'e dikkat et!
¡ Fíjese en las sirenas!
Sirenler çalmaya başladığında onları umursamadık.
Cuando empezaron las sirenas, no les prestamos atención.
Bu sirenin sesi. - Sirenler beyler.
- Después vienen las bombas.
Sirenler beyler... Sirenler...
¡ Es la alarma!
- Sirenler çalıyordu.
Había un bombardeo. ¡ Ah, sí!
Limanda çalan sirenler sona ermemiştir.
Las sirenas no han terminado de cantar en el puerto.
Aşağıdaysa, sirenler eşliğinde girilen hava saldırısı sığınakları korkunç bir rutin hâline geldi.
Debajo de ellos, las prisas a los refugios antiaéreos como las sirenas soplaron se convirtió en una rutina diaria temido.
Sirenler!
- ¡ Oh, una sirena!
Düdükler, sirenler, askerler koşuşturmaya ve kamyonlara doluşmaya başladı. Diğerleri de giyinmeye uğraşıyordu.
silbatos, sirenas, soldados que empiezan a correr... algunos se suben a camiones, otros se empiezan a vestir.
Her tarafımda alevler var, sirenler çalıyor, duman.
Con fuego a mi alrededor. Las alarmas, el humo.
Sirenler olacak, her yerde muhafızlar, köpekler ve her türlü pislik.
Habrá sirenas chillando, patrullas por todas partes, perros, todo lo que quiera.
Kırmızı ışıklar görürsem veya sirenler duyacak olursam önce onlar gider.
Cualquier luz roja, cualquier sirena, y ellos mueren.
Sanırım sirenler çalmaya başladıktan sonra panik yapmamayı öğrenmem gerek.
Tendré que aprender a no ir a cagar cuando suenen las sirenas.
Sirenler, kornalar, çığlıklar.
Sirenas, bocinas, gritos.
Hayır, ne zaman TV'yi açsam, sirenler çalmaya başlayacak.
No, cada vez que encienda la televisión, sonarán sirenas.
Sirenler, alevler, dumanlar, cesetler, dolan mezarlıklar, ağlayan aileler, eğlenceli şeyler yani!
¡ Cosas emocionantes! ¡ Esa es mi tele!
Sirenler yok.
No hubo sirenas.
Sirenler.
Sirenas.
Fakat sirenler uyandırdı.
No. Pero las sirenas sí.
Coplar, sirenler, donuna kadar aramalar...
Ya sabes, la porras, las sirenas, los registros corporales sin ropa,...
Ama birazdan sirenler çalacak... Evimiz de şehrin öbür ucunda.
Pero las sirenas empezarán a sonar... y vivimos en la otra punta.
Sirenler!
Pechos!
Ama Odysseus, o kadınlar tarafından uyarılmıştı, sirenler, çok güzel şarkı söylemeler- - bunlardan herhangi birisin duyan herhangi bir erkek, rahatça tuzağa düşebilir. Onların yanından, gemiyle nasıl geçtiler?
A Odiseo le advirtieron que estas mujeres cantaron una canción tan bella que cualquier hombre que la oyera se sentiría atraído hacia la muerte.
Şey, bu mükemmel olurdu, Sirenler'in adasını geçmek zorunda olmasaydık.
- Bueno, eso sería perfecto. Excepto por que tenemos que pasar por la isla de las Sirenas.
Sirenler mi?
¿ Sirenas?
- Yani bizi Sirenler'den geçirebileceğini mi düşünüyorsun?
Entonces, ¿ crees que podemos evitar a las Sirenas? Sí, así es.
Sana seni Sirenler'in adasından geçireceğimi söylemiştim, değil mi?
Te dije que pasaríamos por la isla de las Sirenas, ¿ no?
Sirenler, beni dinleyin.
Sirenas, escúchenme.
Bir gün sirenler çaldı "Coventry Blitz" olarak bilinen olay başladı.
Un día sonaron las sirenas y empezó lo que se conoce como el "Ataque a Coventry".
Sirenler duyduğunu da...
También dijo que oyó sirenas.
Silah sesleri, araba alarmları, helikopterler, sirenler.
Disparos, alarmas de coches, helicópteros, sirenas.
- Sirenler gerçek siren mi yani?
Sí, es la policía. Vámonos. Vamos.
Bu sirenler de ne?
Qué son esas sirenas?
Cehennem kaçkını güçIü bir varlık dükkanın otuz metre yakınına gelirse çığIık gibi sirenler çalmaya başlayacak.
Si algo con pinta de Dios demoníaco se acerca a 100 metros de la tienda... entonces ruidosas sirenas harán, ya sabes, ruido.
Sessiz... ambulans sirenler çalmadığında oldukça sessiz oluyor.
La ambulancia es silenciosa cuando las sirenas no están encendidas
Fırtına, sirenler, fark etmez.
Tormentas, sirenas, lo que sea.
Sirenler çalıyor.
Es la sirena.
Şimdi sirenler çalmaya başladı.
Ahora, las sirenas suenan por primera vez.
Her yerde sirenler, helikopterler ve ışıldaklar.
Y oigo sirenas y helicópteros por todas partes.
Hey bu Sirenler inanılmaz.
Esas sirenas son increíbles.
Sirenler.
Las Sirenas.
Görüyorsunuz siz Sirenler işlerimizi yavaşlatıyorsunuz.
Ustedes, Sirenas, han estado perjudicando nuestro negocio.
Peynir gibi Sirenler de çok kaşar.
Las sirenas son gráciles Las sirenas son fáciles
Sinbad... ben Sirenler.
¡ Sirenas!
Sirenler.
Las sirenas.
[SİRENLER] - Hava saldırısı!
- ¡ Un ataque aéreo!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]