Sizden translate Spanish
15,892 parallel translation
Kimse ormanınızı sizden uzağa götürmeye çalışmıyor.
Nadie está intentando quitaros vuestro bosque.
Dolayisiyla sizden ricam... lutfen...
Así que les pido a todos ustedes..
Sistemin sizden yapmanizi istedigi seyle hissetiginiz sey arasinda denge kurmaniz gereken yer tamamen kendinizle basbasa kaldiginiz noktadir.
De alguna manera debemos encontrar el balance entre.. .. lo que el sistema quiere hacer.. .. y lo que ustedes sienten correcto como individuos.
Durumu ciddi ve sizin nerede olduğunuzu bilmiyoruz. O yüzden sizden onu hareket ettirmenizi istiyoruz.
Está en una situación crítica y no podemos ubicarlo... así que queremos que intente moverla.
Sizden en yakındaki bir doktoru ya da hemşireyi bulmanızı istiyorum.
Quiero que busque un médico o una enfermera.
Şimdi, onun burada sizden önce yaşadığından bahsetmiştiniz değil mi?
¿ El mencionó que había vivido aquí antes que Uds.?
Sizden bahsetmemek için çocuklar. Phew.
Por no hablar de ustedes, chicos.
- Biraz sizden konuşalım.
- Hablemos un poco de ti.
Sizden başkası kaptanımız olamazdı!
comandante Yamato!
Jared sizden biriydi.
Kevin aquí es tu superior. Jared era uno de ustedes.
Hızlı bir arama yaptım ve sizden 20 km uzakta... -... bir cephane tesisi buldum.
Acabo de hacer una búsqueda rápida y hay una planta de municiones de 12 millas de su ubicación.
Müvekkilimiz sizden bir eğitim almış, olacak dediğiniz şey olmamış.
Nuestro cliente compró una educación de usted, y no se ha hecho lo que dijo que haría.
Sizden bir şey rica edeceğim Dedektif ve bana güvenmeniz gerek.
Le voy a pedir que haga algo, detective, y necesito que confíe en mí.
Yetenekleri daha çocuklarken başladı hatta sizden bile gençken.
Sus poderes surgieron cuando eran niños más chicos de lo que son ustedes ahora.
Bu barış teklifinin karşılığında sizden bir şey istedi mi?
¿ Quería algo a cambio de esta oferta de paz?
Ve kimse sizden şüphelenmedi.
Y nadie sospechaba de Vd.
- Sizden iyisi yok.
Ustedes son los mejores
Beyler, sizden birşey istedim. Whoo!
Solo les pedí una cosa, chicos.
Peter sizden ayrıldı değil mi?
Peter rompió contigo, ¿ verdad?
Pekala. Sizden haber bekliyorum.
De acuerdo, me quedo a la espera.
Ve, saygı duyuyorum ama sizden emir almıyorum.
Y, con el debido respeto, no recibo órdenes de usted.
Asla Dash'i incitecek bir şey yapmam. Ya da sizden birini.
Nunca haría nada para lastimar a Dash.
Ama bir gün sizden bir iyilik isteyebilirim Bay Michaels.
Pero, algún día, Sr. Michaels, podría pedirle un favor.
Sizden biri sizi içeriden yakacak.
Uno de los vuestros... os va a destrozar desde dentro.
Ayrıca sizden FBI'la işbirliği yapmanızı istemiyoruz.
Y no les estamos pidiendo que colaboren con el FBI.
Onu sizden çaldığımız için üzgünüm beyler.
Lamento que se la hayamos robado.
Downey'de sizden az ücret alacak bir motel var.
Hay un motel en Downey... les harán un buen precio.
Artık sizden korkmuyorum.
ya no le tengo ningún miedo.
Reven sizden çok bahsediyor.
Reven habla muy bien de usted.
Şimdi sizden içinizden geçen enerjiyi hissetmenizi istiyorum.
Ahora quiero que ustedes sientan la energía circular mientras...
Ve yapmak üzere olduğum şey için sizden şimdiden özür dilerim.
Y me disculpo de antemano por lo que estoy a punto de haceros.
Şu andaki güzergâhı sizden bir kaç dakika ileride Olympic ve Westwood durağına doğru yönelmiş durumda. Ne oldu ki?
Su ruta actual tiene sólo unos minutos de usted, se dirigió hacia la parada Olímpico y Westwood. ¿ Por qué?
Ama bahse verim benim yerime sizden birini vuracak.
Pero apuesto a que disparará a uno de vosotros en vez de a mí.
Ününüz sizden önde gidiyor.
Su reputación los antecede.
Haddimi aştım,... sizden affınızı diliyorum.
Estaba fuera de control, y te pido que me perdones.
- Sizden Alicia'yı destekleyen ve seçim skandalındaki görevi suistimalden aklayan bir mektup yazmanızı umut ediyoruz.
- Esperamos... consideres hacer una carta de apoyo a Alicia... eximiéndola de una mala actuación en el escándalo electoral.
- Sizden kaynaklanmıyor.
No son ustedes. - Tiene hambre.
Sizden her zamanki işinizden başka bir şey yapmanızı istemiyoruz.
Su trabajo hoy, es el mismo que siempre ha sido.
Karşılığında da sizden peşimi bırakmanızı isteyeceğim.
Y a cambio, me gustaría pediros que dejéis de llamarme.
Düşün, kuzenim Jeff'in bile sizden haberi vardı.
Quiero decir, mi primo Jeff oyó hablar de vosotros.
Hayır, ilk sizden duyuyorum.
No. Eso es nuevo para mí.
- Tamam. - Sizden tek bir şey istedim!
Vale. ¡ Les mandé solo una cosa!
Sizden de tek bir şey istedim!
¡ Os mandé solo una cosa!
Sizden çok daha fazlasını beklerdim. Daha fazlasını yapın.
Esperaba más... muchísimo más.
Aynısını sizden de istiyorum.
Me pregunto lo mismo de ti.
Git. Teselli olacaksa Dr. Wells ben sizden farklı bir koku almıyorum.
Y si le sirve de consuelo, Dr. Wells, yo no huelo nada diferente a usted.
Ama yanlış anlaşılmak nasıldır çok iyi biliyorum sizden en fenasını bekleyen insanlarla olmak.
Pero sí sé cómo se siente ser malentendido, el que la gente espere lo peor de ti.
Hap istemeleri mi yaygın? Hemşire arkadaşlarınız sizden istediğini söylüyor.
Hasta el punto de pedir pastillas para suicidarse, y que sus colegas aseguran que la Sra. Lahey le preguntó.
Ajan Aubrey sizden valinin randevusunu durduracak hiçbir kanıt hiçbir kanıt duymadım.
Agente Aubrey, hasta ahora no he oído de ninguna evidencia que deba detener al gobernador para que siga adelante con su cita.
İyi ikili olmuş sizden.
Qué equipo.
Sizden tavsiye istemek için çok mu geç?
¿ Es demasiado tarde para pedirle consejo?