English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ S ] / Slim

Slim translate Spanish

871 parallel translation
Burada, ülkenin gelişimine katkıda bulunan milyonlarca işçilerden birisi olan "Sıska" Jensen çalışıyordu.
Aquí trabajaba ´'Slim ´'Jensen... uno de los millones de trabajadores que construían una nación.
Hey Sıska, eğer bir fıçı olsaydı güzel bir duş yapabilirdim.
"¡ Oye, Slim! Si tuviera un barril, podría hacer una ducha".
Sıska, karanlık iyice çökene kadar yavaşçana ve santim santim ilerledi.
Despacio, centímetro a centímetro, Slim se arrastró... hasta que se hizo de noche.
Kaiser'in bıyığını takmış bir şekilde geri gelecek!
¡ Slim volverá con el bigote del káiser! "
Hey, Sıska!
"¡ Eh... Slim!"
Sıska orada bir başına!
¡ Slim está ahí fuera solo! ´'
Sıska!
Slim! "
Tanrım, Bull... Sıska'nın inlediğini duyabiliyorum.
" Dios, Bull... estoy oyendo gemir a Slim ahí fuera ´'.
Gidip Sıska'yı geri getireceğim!
" ¡ Voy a rescatar a Slim! '´
Sıska, en azından hoşça kal demeye çalışamaz mısın?
"Slim, ¿ no puedes intentar despedirte... por lo menos?"
Sıska Murphy'yle mi?
¿ Slim Murphy?
- Olmuyor mu Slim? - Hayır.
- ¿ Puedes arreglarlo, Slim?
- Slim dışarıda nöbette.
- Slim ya está vigilando fuera.
Ruby arabaya gidip Slim'i çağır, yemek yesin.
Ruby ve al coche y dile a Slim que venga a cenar.
Slim, onunla git.
Ve con ella, Slim.
Yemeğini bitir.
Termina de cenar, Slim.
Ona verme Slim.
No le sirvas, Slim.
Şunları sakla, Slim.
Cúbrelos, Slim.
- Torbayı al Slim.
- Coge el saco, Slim.
Dikkatli ol Slim.
Vigílalos, Slim.
Tamam Slim, çıkıyoruz.
Bien, Slim, nos vamos.
Işığı aç Slim.
Enciende la luz, Slim.
- Slim, çıkart onları!
- ¡ Slim, sácalos de aquí!
Slim Mackey ile görüşmek istiyorum.
Quiero hablar con Slim Mackey.
Alo Slim.
Hola, Slim.
- Slim verdi değil mi?
Te lo dio Slim, ¿ no?
Sen vermezsen Slim kendisi geri alacak.
Si no lo devuelves, Slim vendrá a por él.
Bana bak Slim. Buraya gel.
¡ Eh, Slim!
Cesaret edemez.
No si Slim no se deja.
Hesabını soracağım.
Después del trabajo, Slim.
Paydosta görüşelim Slim.
Dejaré que te tomes tu tiempo.
Bana bak Slim.
¡ Eh, Slim! No he terminado.
İşte Slim bu çocuklar.
Es por Slim, compañeros ;
Slim ne derse o olur.
Slim anda por aquí.
Slim, Slim bak şimdi.
Eh, Slim, Slim... Mire esto.
Hiç bu kadar güçlü adam görmemiştim.
No había visto a nadie tan fuerte. Eche un vistazo, Slim.
Yeter ki sen iste gösteririz.
Se lo demuestro. ¡ Eh, Slim!
Ver onu Slim.
Yo los tomo. Acabo de dar a los cachorros un poco de leche.
- Naber Slim, nasıl gitti bugün?
Hola, Slim. ¿ Cómo ha ido el día?
- Kaç yavru kaldı Slim?
¿ Cuántos quedan, Slim?
Biliyor musun Slim, şu Candy'nin köpeği yürüyemeyecek kadar ihtiyarlamış artık.
¿ Sabes, Slim? Candy tiene un perro tan viejo que casi no camina ya.
Hemen gidip yıkanmazsan Slim'e söyleyeceğim o köpeği sana vermesin.
Vete ahora. Si no, le diré a Slim que no te deje el perrito.
Şu bacaksız sinsinin nal atışını görecektin Slim.
No entiendo porque escogen a ese.
Baksana Slim'in köpeği yavruladı.
La perra de Slim ha tenido cachorros ahora.
Bay Slim, öbür fırçayı alsam daha iyi olacak.
Mejor recoge toda la paja.
Biriyle konuşmazsam çıldıracağım.
Por favor, Slim. Tengo que hablar con alguien.
Ben az sonra gelir, sizi Slim'e götürürüm.
Volveré en un momento para llevarles a las tierras.
Curley Slim'le hiç bir zaman dalaşamaz.
Curley nunca podrá con Slim.
- Merhaba Slim.
Hola, muchachos.
Vermez misin Slim?
¿ A qué le darías uno, Slim?
- Sen gördün mü Slim?
¿ Lo has visto, Slim?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]