English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ S ] / Solak

Solak translate Spanish

566 parallel translation
Bir solak tarafından yapılan tablo! Burada bir imza var!
Es una pintura hecha con la mano izquierda.
Solak güveler tarafından mı yenildi?
¿ Polillas zurdas la comieron?
Solak güveler!
Polillas zurdas comieron la pintura.
Solak Jackson çıkıp tüfeğini aldı.
Lefty fue a por su metralleta.
Biraz sonra Solak tetiğe hafifçe dokundu ve silah patladı.
Lefty acarició ligeramente el gatillo y el arma hizo... así.
Seni son gördüğümde Solak Jackson'ın göğsünden kurşun çıkarıyordum.
No nos vemos desde que le extraje unas balas a Lefty.
Bıçak, solak biri tarafından bilenmiş.
Y el cuchillo fue afilado por un zurdo.
Evet, solak olarak.
Sí, con la mano izquierda.
- Solak.
También era zurdo.
Solak olduğunu bilmiyordum.
No sabía que eras zurdo.
Solak atıcılar gibidirler. Hepsinde eksik bir tahta bulunur.
En cualquier momento pierden el control como los lanzadores zurdos.
Nihayetinde, suç sadece İnsanın "çalışıp çabalamasının" solak versiyonu.
El crimen no es sino una forma primitiva de la violencia humana.
- Adam solak mıydı?
¿ Era zurdo?
Solak bir silahşörle asla el sıkışmam.
Nunca doy un apretón de manos con los zurdos.
Solak ıstakozların olduğunu mu söylüyorsunuz yani?
¿ Pata izquierda? ¿ Me está diciendo que hay langostas zurdas?
80 sent tutuyor, Solak.
Son 80 centavos.
Solak, zamanında esaslı bir atıcıydı.
El fue un gran pitcher en su tiempo.
Sonrasında kolu kötüleşti. Öyle değil mi, Solak?
Hasta que su brazo se apagó. ¿ No es así?
O kolla artık atış yapamayabilirsin, Solak.
Puedes pitchearlo con el brazo.
- Solak? - Evet?
- ¡ Señor!
Casey adında solak bir atıcı.
Un pitcher zurdo llamado Casey.
Solak, molak. Ne fark eder?
Zurdo o derecho, ¿ qué importa lo que sea?
Bazıları bana içki bile ısmarlardı. İçki içelim mi Solak derlerdi.
"Penchagauche, mi claque-saint".
Sana neden Solak derlerdi?
¿ "Penchagauche? ¿ Inclinado a la izquierda?"
Ve o, Solak biri...
Y da la casualidad de que es zurdo.
- Adam solak! Değil mi?
- Es zurdo, ¿ no?
Bana solak gibi geldi.
A mí me pareció que era zurdo.
Sanırım Harvey solak. Öyle değil mi, kıl torbası?
Creo que Harvey es zurdo, ¿ no, Shagbag?
- Harvey solak şef!
- Harvey es zurdo, jefe.
Ben solak değilim.
No soy zurdo, doctor.
Tamami ile solak olacaksın.
Ya casi pareces zurdo de verdad.
Adam solak.
Es zurdo.
Çocuğun silah kuşanma biçimine bakarsak, solak olduğu anlaşılıyor.
Según lleva la pistola ese tipo, parece que es zurdo.
Bu katilin solak olduğu anlamına geliyor.
Eso significa que el asesino es zurdo.
Evet, şunu söyleyebilirim solak bir katilimiz ve... ve önceden planlanmamış bir cinayetimiz var.
Sí, yo diría que tenemos un asesino zurdo y un asesinato no premeditado.
O bir solak.
Es zurdo.
- Solak ne demek?
- ¿ Cómo que sureño?
Solak olduğun için senin hiç şansın olmadı mı?
¿ Nunca tuviste una oportunidad por ser zurdo?
Diana Lewis, et deposunda, solak boksör Rocky Balboa ile.
Diana Lewis, desde esta nevera, con el zurdo Rocky Balboa.
Benim adım Solak.
Me llamo Zurdo.
Nasılsın, Solak?
- ¿ Cómo estás, Zurdo?
Hayal kırıklığına uğramanı istemiyorum, Solak.
No quiero decepcionarte, Zurdo.
Solak.
Zurdo.
Bu ya bir solak tarafından yapılan bir resim veya sebzeli akşam yemeği.
Está en la esquina derecha.
Solak güveler.
Polillas zurdas.
- Solak mısınız?
Gracias.
Solak olmayı sevmiyorum.
No me gustaba ser zurda.
Solak.
Mano izquierda,
Söyle, Solak.
Vamos, dile.
Sen, solak...
Tú, la mano izquierda...
Üzgünüm solak, bodrumda değildim. Ama, buramdan gelen bir şey söyleyeyim sana.
Lo lamento, pajarraco.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]