Solis translate Spanish
408 parallel translation
Solis, enerji atışlarının yörüngesiyle saldırı rotası arasında ilişki kur.
Solis, relacione la trayectoria de esos rayos con la línea de ataque.
Bay Solis, gemiyi 23 derece, mark 185'e getirin.
Llévela hacia 23, punto 185.
Yüzbaşı Solis, rotayı 315 derece, mark 007'ye ayarlayın.
Fije rumbo 315, punto 007.
Worf, Solis, T'Su, savaş köprüsüne.
Worf, Solis, T'Su, al puente de combate.
- Onları hemen düzeltelim Bay Solis.
- Consígalos.
Solis işini iyi yapıyor.
Él hace un gran trabajo.
Yüzbaşı Solis, Minos için warp 5 hızında bir geri yörünge girin.
Fije rumbo al planeta Minos. Warp 5.
Yüzbaşı Solis, gövde bölümüyle bir buluşma noktası ayarlayın.
Solis, trace un rumbo para enlazar con la nave.
Yüzbaşı Solis de gelmek üzere. Earl hakkında bilgi var mı?
¿ Tienes los datos de Earl?
Yüzbaşı Solis, dedektif Roper'la konuşabilir miyiz?
¿ Podemos hablar con Roper? ¡ Inspector Roper!
Solis'le görüşmem gerek. - Tamam, git yakala.
- Esmérate.
Solis, bu işin dışında kalmanı istiyor.
Solis te excluyó.
Ben o külüstüre biniyorum ama Solis bunu ardiyeden 14 bine aldı.
Solis me da una mierda y saca este de los decomisados por $ 14,000.
Solis nerede?
¿ Dónde está Solis?
- Solis bu görevden alındı.
Olvida a Solis.
Tam olarak emin değilim ama kaptanın Solis Gölü kıyılarında askeri bir binada tutulduğunu sanıyorum.
No puedo estar seguro pero el capitán debe estar en un área aqui, en Solis Planna.
Bayan Solis.
Señora Solis...
Yoksa Bay Solis iz üzerinde m?
El señor Solis no habrá empezado a sospechar, ¿ verdad?
Bayan Solis...
¡ Señora Solis...!
Hey, Bayan Solis.
- Hola, señora Solis.
Bayan Solis bana referans oluyor. Oh, gerçekten mi?
La Señora Solís me va a recomendar.
Baya Solis, kocanız ikimizide öldürecek. Hadi!
Señora Solis, su marido nos va a matar. ¡ Vamos!
Carlos Solis, elimde sizi tutuklama emri var.
¿ Carlos Solis? Traigo una orden de arresto contra usted.
ve Bay Solis pasaportunu vermeyi reddediyor.
Y el propio señor Solis se negó a entregar su pasaporte.
Bay Solis'in iş ortağı yok, sadece bir müteahhit kiralamıştır.
El señor Solis no es su socio en este negocio. Es simplemente uno de sus proveedores.
Pasaportu getirse, Bay Solis annesini ziyaret edebilir.
Tráigame el pasaporte y el señor Solis podrá visitar a su madre.
Bay Solis hapisteyken, benim paramı nasıl ödeyeceksiniz?
¿ Qué? Con el señor Solis en prisión, ¿ cómo van a pagarme?
Bayan Solis, evinize girmek ve ve yaşadışı yollardan satın alınabilceğinden süphenilen eşyalara el koyma... hakkımız var.
Tenemos una orden para registrar su casa y embargar todos los bienes sospechosos de poder ser adquiridos ilegalmente.
Solis anne!
¡ Mamá Solís!
Nasıl gidiyor, Solis anne?
Mamá Solís, ¿ cómo le va ahí dentro?
Solis anne, Carlos yemeğe gecikecek. Yalnızca ikimiz varız.
Mamá Solís, Carlos va a llegar tarde para la cena.
Diego Solis'le evlendiğimde, on altı yaşındaydım.
Me casé con Diego Solís cuando tenía 16 años.
Herhangi biri Mrs. Solis'e çarpmış olabilir.
Cualquiera podría haber atropellado a la señora Solís.
Bay ve Bayan Solis?
¿ Señor y señora Solís?
Bay Solis, hımm... Olanlardan dolayı çok üzgünüm.
Señor Solís siento muchísimo lo ocurrido.
Bayan Solis, onun süngerle temizlenme vakti.
Señora Solís, es la hora del baño de la paciente.
Sokağın aşağısında oturan, Gabrielle Solis, baharatlı paella getirdi.
Gabrielle Solis, que vive calle abajo trajo una paella picante.
Bay Solis.
Señor Solis.
Bayan Solis bunu çok isterim ama işlerimi bitirmek zorundayım ve bu işi kaybetmeyi göze alacak durumda değilim.
Sabe, señora Solis realmente me gusta cuando nos acostamos. Pero ya sabe, tengo que hacer mi trabajo y no puedo arriesgarme a perder este empleo.
Neden Bay Solis'le evlendin?
¿ Por qué se casó con el señor Solis?
Solis Anne!
Mamá Solis.
Bayan Solis, ben markete gidiyorum.
¿ Señora Solis? Estaré en el mercado.
Merhaba, Bayan Solis.
Señora Solís.
Bayan Solis. Ne yapıyorsun?
Señora Solís, ¿ qué está haciendo?
Carlos Solis ile evlenme fikri aklına geldi.
Su decisión de casarse con Carlos Solís.
Bayan Solis, endişeli olduğunuz biliyorum, ama bu biraz zaman alacak.
Señora Solís, sé que está preocupada, pero estas cosas llevan tiempo.
Sonunda gelebilmene sevindim.
Qué bueno que viniste. Solis también ya viene.
Nasıl istersen.
Tengo que ver a Solis.
Merhaba, Bay Solis.
Hola señor Solis.
- Bayan Solis - -
- ¡ Señora Solis...!
Teşekkürler, Bayan Solis.
Gracias, señora Solis.