English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ S ] / Solucanlar

Solucanlar translate Spanish

582 parallel translation
Eğer siz korkak solucanlar arasında, bu canavarların yaşadığı keşfedilmemiş ormanlara benimle birlikte gidecek kadar cesur olan varsa, elbette ki gösteririm!
- Si cualquiera de ustedes gusanos invertebrados son lo bastante valientes como para adentrarse conmigo en las impenetrables selvas donde viven estos monstruos!
Ben Rogers, kızların arkasına koymak için bütün solucanları getirecek.
Ben Rogers va a traer un montón de gusanos para ponérselo en el cuello a las niñas.
ve solucanlar vücudunu yok ederken yine de bedeninde Tanrıyı görecek.
Y aunque los gusanos destrocen mi cuerpo, veré a Dios en mi carne.
Sizi çürümüş solucanlar.
Son unos gusanos podridos.
İki yüzlü solucanlar!
¡ Hipócritas! ¡ Gusanos!
Solucanları seyretmek için durabilirim ve mikroskobik canlılara bakabilirim
Puedo pararme a ver gusanos o ver gérmenes microscópicos...
Kuşların aradığı yerde Solucanlar bir göz atar
Donde aves van buscando a lombrices espiando
Solucanları dişleriyle nasıl ikiye ayırırdı hatırlıyor musun?
¿ Recuerdas cómo cortaba los gusanos en dos con los dientes?
Mendebur solucanlar gibi çamurun içinde b.k yiyeceksin!
Serán aplastados en el lodo como miserables lombrices.
Ya bana gerçeği söylersin... ya da gün batmadan solucanlar leşinle beslenir.
Mejor dices la verdad o los buitres se alimentarán de tus intestinos antes de que se ponga el sol.
Solucanlar eğilip bükülüyorlar.
Se retuercen los gusanos
Solucanlar hakkında söylediklerin.
Por lo que dice de las lombrices.
"Solucanlar yıldız için" mi?
De la estrella al gusano.
Solucanlar piknik yapacak.
Los gusanos van a tener un festín.
Ve sonra, karanlıkta kaybolur ama diğer duyularca korkunç biçimde gerçektir- -... solucanların o baskısı.
Y después, invisible en la oscuridad pero demasiado real para todos los otros sentidos Ia presencia del gusano conquistador.
Tıpkı yarısından kesilmiş solucanlar gibi, onları öldüremezsin.
Como los gusanos. Puedes cortarlos por la mitad y no matarlos.
Solucanları pek sevmem.
No me gustan los gusanos.
Solucanlar önemsiz ufak yaratıklardır.
Los gusanos son criaturas pequeñas y miserables.
Ama solucanların en büyük sorunu ölmeyi redederler.
Pero el problema con los gusanos es que se resisten a morir.
Solucanların benle ne alakası var şimdi?
¿ Qué tiene que ver ese asunto de los gusanos conmigo?
Solucanların gözleri de yoktur.
No tienen ojos, tampoco.
Yılanlar, hatta solucanlar ve fareler.
Serpientes, incluso gusanos o ratones...
Biz sefil solucanlar pantolonlarımızı giyerken biraz dışarı çıkabilir misiniz acaba?
¿ Serías tan amable de salir un momento mientras nosotros, miserables gusanos, nos cambiamos?
Kemikleri ya da yemişleri ya da solucanları alırsınız. Ya da hayvan geçerli ücreti neyse onu.
Te dan huesos, nueces, gusanos, la moneda que use el animal.
Solucanların kanıyla!
¡ La sangre de los gusanos!
Dünyadaki elektrik balıkları, Antos IV'ün dev solucanları...
La anguila eléctrica en la Tierra o el gusano gigante de Antos IV...
cesetlerin içinde dolaşan solucanlar gibi,
seremos el gusano en un cadáver, ¿ eh?
Benimki altı metre yerin altında, Putney'de... solucanları kovalıyor!
Mi padre está 6 Mts debajo de la tierra alimentando a los gusanos
Sizin gibi solucanlar için değil.
No es conveniente para unos gusanos como ustedes.
Bu ölümden korkan solucanları görüyor musun?
Ver a estos gusanos que especulan con la muerte, a uno lo hace sentir mejor, ¿ no?
Biz burada solucanlar gibi yaşayıp, çürürken... Onun yüksekte, ışıkta yaşadığını da biliyorum...
Lo veo vivir arriba, en la luz, mientras nosotros nos pudrimos y nos escondemos como gusanos.
Yılanlar ve kertenkeleler.. solucanlar, örümcekler ve her geçen böceği!
sin preocuparnos, a serpientes y lagartos, gusanos, arañas y todo insecto que quedara.
Ve derimi solucanlar yok etse bile... yine de bedenim tanrıyı görecek... onda kendimi göreceğim.
Y aunque después de mi piel... los gusanos destruirán este cuerpo... en mi pellejo veré a Dios, a quien veré por mí misma.
Sizi kahrolası solucanlar.
Malditos gusanos
Solucanlar yedi ekmeğimi
Y los gusanos se comieron mi pan
Cennette, solucanlar bile şirindir.
En el paraíso, incluso los gusanos son lindos.
Bir iyilik perisi onun yardımına gelene dek, bu süt ve bal diyarında solucanlar ve kurtlarla hayatını idame ettirmek zorunda.
Deberá vivir de gusanos y larvas en esta tierra próspera. A menos que un hada madrina venga en su ayuda.
Solucanlar gözlerinizi, dudaklarınızı ve ağzınızı kemirir.
Los gusanos acabarán con sus ojos, con sus labios y su boca.
Solucanlar sadece en üst kata kadar indiği için şanslıyız.
Tuvimos suerte de que esas cosas sólo alcanzaran el piso debajo del ático.
Solucanlar, bunlar solucanlar.
Lombrices, son lombrices.
Bütün solucanları çıkardık ve onları rahat bırakıyoruz, kıpırdamıyorlar.
Debe saber que todos tenemos lombrices. Mientras las dejemos... en paz, se están quietas.
Birayla solucanlar arasında bir bağ var. - Buralarda güzel alabalık olur mu?
Nada como la cerveza y los gusanos.
- Solucanlar!
Fuera de aqui!
Burada sadece omurgasız hayvanların, çoğunlukla solucanların bir zamanlar sığ bir denizin çamurlu dibi olan bu bölgede bıraktıkları zayıf izler vardır.
Las únicas criaturas son las que carecen de columna vertebral, incluyendo una cantidad de gusanos... que dejaron las delicadas huellas de su paso en lo que fue fango del fondo de un mar somero.
Bu konudaki genel açıklama, hepimiz yani, ağaçlar, insanlar, balıklar, solucanlar, bakteriler, hepsi 4 milyon yıl önce, gezegenimizin ilk günlerinde varolan, tek bir canlıdan meydana geldi.
La explicación usual es que todos nosotros, árboles y humanos pejesapos, moho y bacterias descendemos de una misma y única época del origen de la vida en los albores del planeta.
Sadece solucanlar vardı.
Solo gusanos.
Bana solucanları getirin.
Traigan los gusanos taladro.
Solucanlar olmaz.
¡ No los gusanos taladro!
Babamın ne olduğunu bilmiyordum... Klytus'a solucanları kullandırdı.
Nunca supe lo que era mi padre... hasta que dejó a Klytus usar gusanos taladro.
Solucanlar!
Son gusanos...
Bu konudaki genel açıklama, hepimiz yani, ağaçlar, insanlar, balıklar, solucanlar, bakteriler, hepsi 4 milyon yıl önce, gezegenimizin ilk günlerinde varolan, tek bir canlıdan meydana geldi.
La gravedad puede entenderse como una curvatura del espacio. Si nuestra bola se acerca a una distorsión estacionaria rueda como un planeta alrededor del Sol.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]