Son günlerde translate Spanish
2,345 parallel translation
Son günlerde otobüs basamağına basmak çok canımı yakıyor.
Ha sido muy difícil conseguir autobuses últimamente.
Son günlerde yalnız kaldığımda daha iyi hissediyorum.
Últimamente también me siento más tranquilo solo.
Son günlerde epey sakin ama tatil sezonu yakında başlıyor, işler bir anda çoğalabilir.
Ha estado muy lento últimamente, pero se acercan las festividades, así que mejorara.
Eminim, son günlerde hepimiz korkularınızı paylaştık.
Todos hemos compartido sus temores.
Son günlerde senden karışık sinyaller alıyorum.
He estado recibiendo señales mixtas de ti en los últimos días.
Son günlerde, Terrence, kendimi bizi birlikte hayal ederken buluyorum.
Últimamente, Terrence, Me encontré imaginándonos a ti y a mí juntos.
Oh! Son günlerde kendi makarnamı yapmaya başladım.
Comencé a hacer mis propias pastas.
Gwen, öldükten sonra seninle geçirdiğim şu son günlerde yaşadıklarım ölmeden öncekinden daha yoğundu, yani ilk sefer yaşadığım zamankinden.
He vivido más en los días... que he pasado contigo, desde que morí de lo que había vivido antes de morir... cuando estaba vivo la primera vez.
Son günlerde konser verdiniz mi?
¿ Últimamente ha cantado?
Elsa'yla ikinizin son günlerde neyle bu kadar meşgul olduğunuzu merak ettim.
Oye, no puedo evitar preguntarme con qué han estado tan ocupados Elsa y tú.
Östrojen seviyesi son günlerde biraz düşük.
Oye, el nivel de estrógeno ha estado bajo últimamente.
Ne demek son günlerde?
¿ De qué hablas? ¿ Cómo que, "últimamente"?
Son günlerde dans ederken görünmüyorsun.
Últimamente no te he visto bailar.
Son günlerde, Birleşik Devletler hükümetinin, anti-terörizm yasasını iyice genişlettiği söylentilerinin doğru olduğu ortaya çıktı.
Han aparecido rumores de que el Gobierno de Estados Unidos recientemente ha traspasado los límites del Acta Patriótica. Gracias, Brian.
Son günlerde çok şey yaşadım.
ultimamente, no creo que muy a menudo.
Bazıları senin, son günlerde eskisi gibi Arap olmaktan gurur duymadığını söylüyor.
Aunque digas que estás orgulloso de ser árabe últimamente te estás apartando de nosotros.
Son günlerde faklı şeyler düşünüyorum.
últimamente he tenido otras ideas.
Son günlerde başımı ağrıtıyor.
Me está causando problemas últimamente.
Son günlerde pek yemek yemiyormuşsun.
He oído que no estás muy interesada en la comida últimamente.
Son günlerde pek iştahım yok.
Bueno, últimamente no tengo mucho apetito.
Bunlar da son günlerde gezdiği web siteleri.
Estos son algunos de los sitios que ha visitado recientemente.
Paxton, son günlerde bayağı bir düşündüm.
Sabes, he estado pensando mucho estos últimos días.
Son günlerde yaşanan mal krizi nedir öyle?
CRISIS FIS EN EE. UU. ¿ Qué pasa con la reciente crisis de física?
Bak şimdi. Evet, ölü kızın ölü babasını canlandırmaya çalışması başımıza son günlerde epeyce dert açtı.
Escúchame, tu pequeño poder mágico casi hace que nos metamos en un lío por culpa de que la chica muerta quiso desenterrar a su papá.
Dogen usta, son günlerde beni çok aydınlattınız
Maestro Dogen, sus recientes enseñanzas me han persuadido.
Son günlerde, daha önce söylediğim gibi terörist gruba, eşkıya grubuna büyük darbeler indirilmektedir.
Estos hombres están haciendo un muy buen trabajo. Como lo dije antes pudimos debilitar a los terroristas.
Son günlerde yalnızca fahişelerle televizyon yıldızları ilgi görüyor.
Sólo chicas y estrellas de t.v. venden ahora.
Katrina'dan sonra şiddetin artış gösterdiği son günlerde New Orleans'ta... 225'ten fazla okul kapanmıştı.
El reciente recrudecimiento de la violencia afectados por Katrina en Nueva Orleans se ha atribuido a la clausura de más de 225 escuelas.
Son günlerde biraz sürtüklük yaptığından olsa gerek
Estás muy preocupada por tu propia mierda últimamente.
Bulut, son günlerde büyük gelişme gösterdin.
Nube, has mejorado mucho desde la última vez.
Son günlerde çok şey değişti.
Muchas cosas han cambiado en los últimos días.
Ben sadece son günlerde medeniyete dört ayak üzerinde emekleyerek geri dönen bir adamım.
Sólo soy un hombre que recientemente volvió a la civilización en cuatro patas.
Son günlerde birkaç mucizeye tanık olduk.
Hemos presenciado más de un milagro en estos últimos días.
Son günlerde yeni bir şeyin var mı?
¿ Tienes algo más reciente?
Sevgili yurttaşlarım son günlerde ortaya çıkan korkunç olaylara tanıklık ettik.
Amigos estadounidenses hemos sido testigos de los horribles sucesos que han ocurrido los últimos días.
Dahi bir teorik fizikçi ama son günlerde raydan çıktı.
Es un brillante físico teórico pero últimamente ha perdido el rumbo.
Son günlerde hep kızgın hissediyorum.
Me siento como si siempre hubiera estado así últimamente.
Son günlerde de seni hiç göremedim.
Pero tú estabas tan ocupado esos días, no pude verte.
Ama son günlerde bir öğrenci ölmüş veya kaybolmuş olsaydı, herkesin bunu konuşuyor olması gerekirdi.
Pero si una estudiante hubiese muerto recientemente o hubiese desaparecido, todos estarían hablando de eso.
Son günlerde kafası başka yerlerde. Gibbs işkillendi.
Ha estado actuando distraído desde que Gibbs está con su caso.
Son günlerde biraz solgun görünüyorsun.
Creemos que te ves un poco pálida últimamente.
Ve son günlerde, her zaman yalnızım.
Y últimamente, así estoy todo el tiempo.
Ama son günlerde belimde sorun var.
Pero mi espalda no está cooperando.
Hayır, görmedim, ama son günlerde o şeyleri epey küçük yapıyorlar.
No, no lo hice, pero, digo, las hacen realmente muy pequeñas en estos días.
Son günlerde bu ahırda mı çalışıyordunuz?
¿ Ha estado trabajando sin local legal?
Son günlerde bana pek bir şey anlatmıyorsun.
- Estamos por llegar. - Ya no me cuentas nada.
Son günlerde bana pek bir şey anlatmıyorsun.
Ya no me cuentas nada.
Son günlerde ortaya çıkan ve basında da kendine yer bulan trajik olayları muhakkak ki hepimiz hatırlıyoruz.
Todos recordamos los trágicos casos que han ocurrido últimamente... y que han salido en los periódicos.
- Son günlerde pek uyuyamıyorum.
No dormiste mucho anoche, ¿ eh?
Gecelerde güneş, ve günlerde ay Onlar beraberce aynı görünmüyor Hiçbiri.
Sol en noches, y luna en dias, ellos son ambas miradas iguales, en absoluto.
Yani bu günlerde beş kahraman mı var?
O sea, ¿ que hoy son cinco los héroes?