Sonuçta translate Spanish
12,946 parallel translation
Buralara sayenizde geldik sonuçta.
Hemos llegado hasta aquí gracias a usted. Acabemos con esto.
Sorun değil, ne olacak sonuçta...
No pasa nada. Es, ya sabes, no es como si, no sé cómo es.
Bir oğlun var sonuçta dostum. Kolay başa çıkılacak bir şey değil bu.
Sí, bueno, tienes un hijo, tío, eso es mucho que afrontar.
Sana sonuçta ne kadar veriyordur?
O sea...
Sonuçta adamlar da bende, silahlar da bende.
Después de todo, soy el único de nosotros que tiene hombres y armas.
Senin adamların sonuçta.
Son sus hombres.
Burada bir sanal devrim başlatmıyoruz sonuçta.
Excepto que no estamos empezando una revolución del ordenador aquí.
Sonuçta beş yıl boyunca kayıptın ve öldüğün varsayılıyordu ama bunu demek istememiştim.
En su defensa, que faltaban y dado por muerto durante 5 años, pero eso no es lo que quiero decir.
Bir hafta oldu sonuçta.
Bueno, ha pasado una semana.
Berbat bir baba olsam da sonuçta babanım ve sen yaşadığın sürece bu dünyanın yok olmasını istemem.
Terrible o no, soy tu padre. Mientras tú vivas en él, me interesa ver que este mundo no llegue a su fin.
Daha önce olmuştu sonuçta.
Ya lo han hecho antes.
Dikkatimi oraya vermiyordum sonuçta.
No estaba poniendo atención.
Her şeyin sözünü verebilirdi ama sonuçta bir suçluydu, hâlâ suçlu gerçi.
Quiero decir, él podía prometer lo que quisiera, pero era un criminal... es un criminal.
Stewie'nin televizyon reklâmının gösterim partisine geldiğiniz için hepinize teşekkürler. "2 Broke Girls" ın da şu an yayında olduğuna üzgünüz ama yayını biz yönetmiyoruz sonuçta.
Gracias a todos por venir a la fiesta para ver el comercial de Stewie. Lamentamos que se emita durante 2 Broke Girls pero no tenemos control sobre eso.
Reklâm yıldızı küçük beyimizin bugün maaş günü sonuçta.
Estamos celebrando con nuestra estrella y es su gran día de pago.
Bu haydutların köyünü yıkmak paranı geri getirmeyecek sonuçta.
pagar a esos matones para que destruyan la villa no te devolvera tu dinero no se trata del dinero.
Amcan değil miyim sonuçta?
¿ Qué hay de tu tío?
Sonuçta Savaş Departmanına, gizli şeylere aşikar biri. Ama sonra adamın oğlunu öldürüp akıl hastanesini havaya uçurdunuz.
Es un peso pesado en el Departamento de Guerra, todo alto secreto, pero luego habéis ido y matado a su hijo, volando por los aires su jaula de locos en el proceso.
Sonuçta sağlam birisin.
Eres de esos tipos que esperan órdenes.
Sonuçta her şey bundan ibaret, değil mi anne?
Al final, solo se trataba de esto, ¿ verdad, madre?
- Bu hiçbir şeyi değiştirmez. - Bize karşılar sonuçta.
No importa si lo saben o no... están en el lado opuesto.
Tüm bunların çabuk olduğunu biliyorum ama hepsi numara sonuçta.
Vale, sé que parece que estamos yendo rápido, pero es todo fingido.
Odanın en güzel kızı koluma girmiş sonuçta.
Tengo a la mujer más hermosa de la sala de mi brazo.
Sonuçta erkeklerle ilgilenmediğin kesin.
O sea, parece claro que no te van los chicos.
Tabii canım, arabada beyaz bir kızın boynu kanıyor ve ben bu küçük kasabada zenci bir çocuğum sonuçta.
Sí, porque no es como si fuera un chico negro en un pueblo pequeño con una chica blanca sangrando en el asiento.
Takım olmamızın bir sebebi var sonuçta.
Somos un equipo por una razón.
Sonuçta, kulları olmayan tanrı nedir ki?
Después de todo, ¿ qué es un dios sin devotos?
O iblis ölmeni isteseydi seni öldürürdü, şansı vardı sonuçta.
Si el Demonio quería matarte, pudo hacerlo.
Sonuçta Alec seni ilk kez kurtarmıyor.
No es la primera vez que Alec te salva la vida.
Ailen melek falan değilmiş ama sonuçta kurbanlardı.
Tus padres no eran ángeles caídos, pero no eran estos mártires inocentes, tampoco, tú sabes.
- Onu bundan vazgeçirmeye çalıştık ama sorun değil sonuçta. - Sorun değil.
- Está bien.
Dünyadaki en kötü insan değil sonuçta.
Bueno, él es... No es la peor persona del mundo.
Çok yakınız sonuçta.
Estamos muy unidos.
Sonuçta arkadaşın, Cosimo'nun sana güvenmesi gerek.
Es un amigo, Cosimo debería confiar en ti.
- Sonuçta karım.
- Es mi mujer...
İkinizin arasında neden bu kadar düşmanlık var, yani aynı tarafta oynadınız sonuçta.
¿ Por qué se desagradan tanto si ambos eran defensas?
Seni o korkunç emlak işine ikna eden oydu sonuçta..... seni ligde tehlike bölgesinden çıkabilmek için bir yıl ekstra oynattı.
Él te convenció a arriesgarte en ese pésimo negocio inmobiliario y te obligó a jugar un año más para salir de deudas.
Ama sonuçta kendi bölgesi olduğundan insiyatif kullanmasının önemli olduğunu düşündük.
Pero es su área, pensamos que es más importante darle cierta libertad de acción.
- İkimizin hayatını kurtardı sonuçta.
Me salvó la vida y te salvó a ti.
Dünyanın sonu değil sonuçta.
No el fin del mundo.
Sonuçta aracıyı kaldırıp doğruca yumruğa geçtim
Así que, finalmente, quité lo del medio para ir directamente al puño...
Romeo, sonuçta bunu kızın için yapıyorsun!
¡ Romeo, es por tu hija!
Sonuçta ideoloji kandan daha koyudur.
Al final, la ideología es más fuerte que la sangre.
Cesetten kurtulsak yeter, bu sıradan önemsiz bir şey sonuçta.
Si nos deshacemos del cuerpo, este Mundano no significa nada.
Sonuçta senin hayatın mahvolacak.
Es tu vida la que arruinarás.
Bunu bana Raphael yaptı sonuçta.
¿ Por qué lo lamentas tú? Raphael me hizo esto.
Kuzeydeyiz sonuçta, bir de...
Estamos en el norte y...
Felicity sonuçta.
No lo sé.
Onun evine de yağıyorsun sonuçta.
Llueve en la casa de él también.
Sonuçta polisler.
Son polis.
Sonuçta muhbirlerin işi bu.
Después de todo, es el trabajo que todo informante hace durante las operaciones.