Sophie translate Spanish
5,556 parallel translation
Sophie'nin öğleden sonrası çok yorucu geçti.
Sophie tuvo una tarde extenuante.
Sophie'nin düzgün titreşimlere ihtiyacı var.
Necesita las vibraciones apropiadas.
Tabii, Sophie... Sophie dünyanın saklanmış şeylerle canlı olduğunun yaşayan kanıtı.
Sophie es una prueba viviente de que el mundo está lleno de cosas ocultas.
Yemek.
La cena. Sophie.
Sophie, yemeğe gel.
Vamos a cenar.
Sophie telepatik olduğunu tahayyül ediyor, bu yüzden, ne düşündüğüne dikkat et Vanessa Hala
Sophie se considera telépata, así que cuidado con lo que piensas.
Sophie bir cennet birlikteliğinde olduğumuza hemfikir.
Sophie coincide en que somos perfectos.
Sophie, siz bir mucizesiniz.
- Sophie, usted es un milagro.
Sophie.
- Sophie.
Sophie, gerçekten ruh dünyası var mı?
¿ Realmente existe un mundo espiritual?
Şaşkına dönmüş durumdayım, Sophie.
Estoy abrumado, Sophie.
Biliyorum biraz hissiz gelebilir ama, özellikle benden geliyor olması, bir bilim insanından, ama... En kötüsü olursa, en azından Sophie sayesinde, ruhuyla iletişime geçebileceksiniz.
Sé que suena burdo, particularmente viniendo de mí, un hombre de ciencia, pero... si pasa lo peor, al menos podrá a través de Sophie, contactar su espíritu.
Ve Sophie Baker Hanım'ı da kapsıyor.
Y eso incluye a la Srta. Sophie Baker.
Eğer Sophie bir sahtekarsa, yaptığını nasıl oluyor da yapıyor?
Si Sophie es un fraude, entonces, ¿ cómo hace lo que hace?
Sophie sonucu tahmin edemedi mi? Hepinizin içini rahatlatmadı mı?
¿ Sophie no podía predecir el resultado y tranquilizar sus mentes?
Bir numara Sophie.
Es un truco, Sophie.
Ve halamın evinde Sophie bir telefon konuşması yapmak için izin istediğinde seni aradı. Sen de ona halam hakkında bilgiler verdin.
Y cuando Sophie hizo una llamada en la casa de mi tía, te llamó a ti, y le proveíste información sobre mi tía.
Sophie nedeniyle, büyülü düşünmeye karşı koyamadım.
Por Sophie, empecé a sucumbir al pensamiento mágico.
Yoksa Sophie Baker'ı sevmeye başladığımı mı söylemeyi düşünüyorsun?
¿ O estás diciendo que amo a Sophie Baker?
Sophie'den hiç bahsetmedim.
Nunca mencioné a Sophie.
Neden Sophie'ye aşık olduğunu ima edecekmişim?
¿ Por qué sugeriría que te enamoraste de ella?
Sophie de bir sokak hokkabazı. Geçimini sağlamak için küçücük oyunlar yapan biri.
Sophie es una vulgar estafadora que vive de una mentira en otra.
Ve Sophie'nin oldukça nitelikli bir çekiciliği var.
Y hay una cualidad bastante atractiva en Sophie.
Kağıt üzerinde, Sophie'yi Olivia'ya tercih etmek için hiçbir sebep yok.
En teoría, no hay razón para preferir a Sophie sobre Olivia.
Yani senin önerin şu ki ben, ben Olivia'ya karşı dürüst olacağım ve ona görünüşe göre akla aykırı olarak, Sophie'ye aşık olduğumu söyleyeceğim. Mantıkdışı bir düşünce.
Entonces, tu sugerencia de que sea honesto con Olivia, y le diga que, aunque parezca irracional, me enamoré de Sophie, es una idea absurda.
Sophie'yi sevdiğin hissinden.
Que amas a Sophie.
Hal böyleyken mantığın ifade ettiği Sophie'nin gülümsemesinin yanında ne kadar küçük.
Y, aún así, parece insignificante cuando estás cerca de Sophie.
Sophie Baker'a karşı bazı mantıksızca hislerim var.
Tengo sentimientos irracionales positivos por Sophie Baker.
Sophie'yi affettiğim gibi.
También a Sophie.
Şu anda bile Sophie'nin gülümseyişi ruhuma nüfuz ediyor.
Aun ahora, la sonrisa de Sophie penetra mi alma.
Hayır, hepimizin hayatı gerçekten kucaklayabilmesi için bir sebep bulması gerektiğine inanıyorum. Benim için, Sophie o sebep.
Creo que cada uno debe hallar una razón para abrazar Ia vida, y para mí esa razón es Sophie.
Sophie?
¿ Sophie?
Sophie iki saattir elektrik olmadığını söylüyor.
Sophie dice que hace dos horas que no tenemos electricidad.
Çiçekçi Sophie'den biraz borç aldım.
Tomé prestado el dinero de las flores de Sophie.
Sophie'yi Florida'dan almayı düşünüyorum.
Estoy pensando en llevar a Sophie a Florida.
Sophie!
¡ Sophia!
- Ne yapıyorsun Sophie?
¿ Qué estás haciendo, Sophie?
- İsa üzerine yemin ederim Sophie. - Böyle bir durumda ne yapılır bilmiyorum.
Lo juro por Dios, Sophie, no sabía que pasarla algo así.
Sophie'nin o şeyin içine mermi koyduğundan haberim yoktu.
Ni siquiera sabía que Sophie guardaba el arma cargada.
Sophie ve ben bu gece ortalıktan kaybolacağız.
Sophie y yo nos ¡ memos de aquí esta noche.
Talim yapmalıyız Sophie.
Tenemos que practicar, Sophie.
Sophie B. Hawkins'e.
Es Sophie B. Hawkins.
Sophie B. yönüme bayılıyorum.
Ah, me encantaría un poco de Sophie B.
Pekâlâ Sophie.
Bien, Sophie.
Sophie Deveraux arıyor
SOPHIE DEVEREAUX
Bulduğum her şeyi söyledim Sophie.
Sophie, te conté todo lo que averigüé.
Gitme vakti, Sophie.
Hora de irnos, Sophie.
Hadi, Sophie, hadi.
- Vamos, Sophie.
Ben Sophie'yim.
Yo soy Sophie.
Sophie Baker?
¿ Sophie?
Hadi Sophie.
Vamos Sophie. Contesta.