English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ S ] / Soracağım

Soracağım translate Spanish

6,011 parallel translation
Efendim, ne soracağımı biliyorsunuz.
Señora, sabe lo que voy a preguntarle.
Birkaç soru da ben soracağım.
Entonces, sólo unas cuantas preguntas de mi parte.
- Hayır, ne yapmam gerektiğini Başhemşire'ye soracağım.
No, voy a preguntarle a la enfermera jefe, que hago con ellos. No, no lo haga.
Sana bir şey soracağım.
Déjame preguntarte algo.
- Julia'ya soracağım muhtemelen.
- Probablemente se lo pediré a Julia.
Kusura bakmazsan soracağım Amanda'nın inandığı neydi?
Y si no te importa que pregunte, ¿ qué creía Amanda?
- Bir kez daha soracağım.
- Voy a preguntártelo otra vez :
Tamam, çabucak bir soru soracağım ve eğer çizgiyi aşarsam söyle ama hep benim hayalim olmuştur.
Una preguntita. Dime si esto se pasa de la raya, pero siempre fue mi sueño...
Sabah Efendi Robert'a soracağım.
Le preguntaré al patrón por la mañana.
Takas işi yaptığı deri satıcısına soracağım. Tamam.
Voy a ir a ver a un curtidor de piel de pow con el que comerciar.
Ah, sana bir şey soracağım.
Uh, te tengo una pregunta.
Bir daha soracağım ve cevaba bağlı olarak bunu veya bunu kaldıracağım.
Voy a preguntártelo de nuevo, y dependiendo de la respuesta usaré este o aquel.
Bir kez daha soracağım.
Voy a preguntárselo una vez más.
Sana ciddi bir soru soracağım ve % 100 dürüst olmanı istiyorum.
Voy a hacerte una pregunta muy seria, y quiero que seas 100 por cien sincero.
Şimdi sana bir soru soracağım ve sen de hemen cevaplayacaksın.
Así que voy a pedir que una pregunta, y quiero que me des una respuesta inmediata.
Onun için sadece bir kez soracağım.
Así que estoy solo va preguntará por esta vez.
- Selam. - Çabucak bir şey soracağım.
- Una pregunta rápida.
Tamam o zaman, sana bir şey soracağım, ve dürüst olmanı istiyorum.
Ok, bien, entonces.. Te voy a preguntar algo, y quiero que seas sincero conmigo
Bir soru soracağım Felicity.
Una pregunta, Felicity.
Katrina, bu bekçilik olayın bana sökmez, bu yüzden sana bir kez daha soracağım.
Katrina, tu trabajo como portera no aplica para mí, así que voy a preguntarte una vez más.
Ek bir soru soracağım sana.
Te voy a hacer una pregunta de seguimiento.
Soruyu ne zaman soracağımı belirtmedim.
No especifiqué cuándo lo iba a preguntar.
Size bir kez daha soracağım.
Se lo preguntaré una vez más.
Sakin olun, bu bir baskın değil. Çalışanlarınızdan Abby Briggs hakkında birkaç şey soracağım.
Solo quiero hacerle unas preguntas sobre una de sus empleadas, Abby Briggs.
Ne anlama geldiği hakkında hiçbir fikrim yok ama yarın ona soracağım.
No tengo idea de qué significa, pero se lo preguntaré mañana.
Bir şey soracağım.
Bueno, escucha...
Sana bir şey soracağım Adam.
Déjame preguntarte algo Adam.
Tamam, size dayanak olması için birkaç basit soru soracağım.
De acuerdo, voy a preguntarle algunas preguntas sencillas, para establecer una respuesta de línea de base. - Diga su nombre.
- Yüksek sesle adını soracağım. - Geliyorum.
Me apunto.
Bir şey soracağım, Abigail sık sık gelir miydi?
Déjeme preguntarle, ¿ Abigail venía por aquí a menudo?
Bir defa soracağım.
Voy a preguntártelo una única vez.
Pazar günü Beth'e soracağım.
LE PREGUNTARÉ A BETH LO DEL DOMINGO.
Sana soracağım
OS VOY A PEDIR
Bir şey soracağım.
Dime algo.
Bunu soracağımı hiç sanmazdım ama bu iddiaların bir gerçeklik payı var mı?
Jamás pensé que preguntaría esto, pero ¿ los alegatos tienen mérito?
Bu yüzden bir kez daha soracağım, bugün sokakta yaptığınız bu muydu?
Asi que te preguntare de nuevo, Es eso lo que estaban haciendo en la calle este dia?
Senin yaşlarındaki her erkeğe sorduğum bir soruyu sana da soracağım.
Te voy a hacer la misma pregunta que le hago a cualquier hombre de tu edad.
Biliyorum. Ona soracağım.
Se lo preguntaré.
Sadece Bay Stark'a gidip buradan nasıl çıkabiliriz diye soracağım.
Sólo por un segundo mientras le pregunto al Sr. Stark cómo salir de aquí.
Güzel bir fikrim var. Sana cevaplayabileceğin sorular soracağım.
NO me gusta nada ese plan
Sana sadece tek bir soru soracağım.
Voy hacerte una pregunta, ¿ de acuerdo?
Sakıncası yoksa soracağım, ne işle uğraşıyorsun?
¿ Te molestaria decirme a que te dedicas?
Cesar, sana bir şey soracağım.
Cesar, déjame preguntarte esto.
Bu davayı inceledikçe soracağım sorular çoğalıyor.
Tengo que admitir, que mientras más investigo este caso, más preguntas tengo.
Pratik bir soru soracağım.
Una pregunta práctica.
Soracağım.
Lo haré.
Bir dakika, hızlıca bir şey soracağım.
Bien rápido.
Sanırım soracağız.
Supongo que sí.
Soracağınız bir şey varsa sorun... -... çünkü gelecek 3 hafta boyunca oldukça ulaşılmaz biri olacağım.
Haced preguntas porque lo más seguro es que no se me pueda localizar durante las próximas tres semanas.
Kolya'ya soracağım.
Voy a ver a Kolya.
- Sana bir soru soracağım.
Tengo una pregunta.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]