Sorgulama translate Spanish
1,841 parallel translation
Sorgulama için toplamışsın böyle salakları.
Envió uno de estos tontos para ser interrogados.
Sorgulama mı?
¿ La Inquisición?
Ayrıca bir şey daha bu gitgide sorgulama gibi olmaya başladı.
Esto está empezando a sonar demasiado como un interrogatorio.
Neden doğruca kaynağa gidip şimdi William Bell'i sorgulama için getirmiyoruz?
¿ Por qué no vamos directos a la fuente y traemos ahora a William Bell para interrogarlo?
Sorgulama odasında?
¿ En la sala de interrogatorios?
Sorgulama sırasında ya da öncesinde avukat bulundurma hakkına sahipsiniz.
Tiene el derecho a la presencia de un abogado antes y durante el interrogatorio.
Beni sorgulama, Ziva.
No me cuestiones, Ziva.
Binbaşı Taylor bana bu genci sorgulama şansın olabildiğini söyledi, Erik'i hastaneye gelirken.
El Capitán Taylor me ha dicho que puede que hayas tenido ocasión... de interrogar al joven, Erik, viniendo hacia el hospital.
Sam, biraz "ters sorgulama"... yapmaya ne dersin?
Sam, ¿ qué te parece una pequeña interrogación inversa?
Bu yüzden ben de gelişmiş sorgulama teknikleri kullanmak zorunda kaldım.
Así que tuve que utilizar una técnica de interrogación algo avanzada.
Karşı sorgulama psikolojisini iyi bilirim, dostum.
Sé todo sobre biología inversa, amigo.
Sorgulama bitti.
Sección terminada.
Yaklaşık 24 saat süren bir sorgulama boyunca polis... kardeşleri, suçlamaları kabul etmeleri için zorladı.
Y tras 24 horas de interrogación tenían una confesión forzada para probarlo.
Anladınız mı? Avukat tutma hakkınız var polisle konuşmadan önce avukata danışma hakkınız var ve sorgulama sırasında avukat bulundurma hakkınız var.
Tiene derecho a un abogado, a consultar con un abogado antes de hablar con la policía, y a tener un abogado presente durante este interrogatorio y en el futuro. ¿ Entiende?
Sahada yeterince çalışırsanız,... sorgulama için zorluk çıkaracak olanları fark edersiniz.
Cuando se trabaja mucho tiempo en campo, reconoces cuándo un objetivo es difícil para el interrogatorio.
Sorgulama...
Interrogatorio.
Sorgulama imaydı.Zorlama.
Un interrogatorio implica... tortura
Bunlar olmadan hayvandan başka bir şey değilim, ama yarı güçte onları çok etkili bir sorgulama aleti olarak buluyorum.
Sin ellos, no soy nada más que un animal, pero a media potencia, creo que es una herramienta de interrogación muy efectiva.
Öyleyse dinle patronunu, ve onları sorgulama.
Así que háganle caso a su jefe y no lo cuestionen.
Seni sorgulama hakları var.
Tienen derecho a interrogarte.
Orada etkili sorgulama teknikleri üzerine ün yapmış.
Sí, donde ganó una reputación por las efectivas técnicas de interrogación.
Ama sorgulama, artık baymaya başladı.
Pero la pregunta- - Esto se está poniendo muy viejo.
Polisin sorgulama şekli beni iyice gerdi.
Así como el policía me interrogaba - - Estaba tan nerviosa.
Sorgulama yapılacaksa benim şartlarım dâhilinde olacak.
Si lo vamos a interrogar lo haremos a mi manera. - Yo sólo- -
Bu sorgulama falan değil, değil mi?
No es un interrogatorio, ¿ sí?
Bunun bir kopyasını sorgulama belgeleri birimine göndereceğim.
Está bien, voy a enviar una copia de esto a nuestra unidad de análisis de documentos.
Peki, ajan McGee nasıl sorgulama uzmanı oldu?
Así que, ¿ cómo llegó el agente McGee a realizar los interrogatorios?
Bazılarının buna sorgulama dediklerini duymuştum.
Me pareció oír que alguien se refieren a ella como el interrogatorio.
Sorgulama için yeterince zamanınız oldu.
Has tenido tiempo suficiente para el interrogatorio
Mark, sorgulama beni.
Mark, no me interrogues.
Irak'ta sorgulama işlerini yapıyordu.
Fue interrogador en Irak.
Doğru, peki kararımı sorgulama cüretini kim gösterdi Bayan Florrick?
Eso es correcto. Entonces, ¿ quién ha encontrado algo para cuestionar mi fallo, Sra. Florrick?
Neden bu lanet sorgulama için bizi burada tutmak yerine herif tekrar tecavüz etmeden onu yakalamamıza izin vermiyorsun?
En lugar de retenernos aquí con tu investigación de mierda harías mejor en dajarnos que le encontremos antes que preñe a una chavala.
Ödülü, FSB'nin ona Lushanka Sorgulama Kampı'nın..... şef sorgulayıcı görevini vermesi oldu, 2005'ten günümüze dek.
Su recompensa fue el cargo de jefe interrogador de la FSB en el campo de interrogatorios de Lushanka, desde 2005 hasta hoy.
Bu sorgulama büyük beceriksizlikti.
Ese interrogatorio mostró la falta más grave de talento que he visto en años.
Peki, sorgulama 3 : 00'ten önce olmayacak.
Vale, el acuerdo no será hasta las 3.00
- Senin çocuk iyi çapraz sorgulama yaptı.
Fue un bonito interrogatorio por parte de tu abogado.
- Çapraz sorgulama yapıyorsun.
- Estás haciendo un examen interrogatorio.
Sorgulama için subayı getirdiler. Başlasınlar mı yoksa bizi mi beklesinler?
Van a interrogar al oficial que Raben había secuestrado.
Sorgulama için getirin.
- Tráelo para interrogarlo.
Senin kocayı sorgulama konusundaki hatan, İki L.A.P.D. memurunun hayatını tehlikeye attı.
Su fracaso al interrogar al marido puso las vidas de dos agentes de policía en peligro.
Sorgulama pek verimli geçmediği için çok fazla şey bulamadık. Ama, Güney Kore'de yeni bir komplo hazırlandığından eminim.
Aunque no es mucho lo que hemos descubierto de esa investigación... estoy seguro de que una nueva conspiración está siendo preparada en Corea del Sur.
Kang Do Chul'da esirken, sorgulama esnasında biri aradı ve seni serbest bıraktılar.
Cuando estabas retenida y Kang Do Chul te estaba interrogando... recibió una llamada de algún lugar y te liberó.
O zaman kamyonu sen devralacaksın ve sorgulama için direkt bana getireceksin onları. Anlaşıldı mı?
Usted conducirá el camión y me los traerá para interrogarlos.
Şikago polisini yeni sorgulama teknikleri konusunda kim eğitiyor?
¿ Quién capacita a la policía de Chicago en técnicas para interrogatorios?
- Bu bir sorgulama mı?
¿ Me estás interrogando?
- Sorgulama için.
Para interrogarles.
Sorgulama mı?
¿ interrogar?
"Sorgulama" olumsuz bir etki yaratıyor.
"Interrogatorio", uh, tiene una asociación negativa.
Sorgulama mı?
¿ Interrogatorio?
Sorgulama işi çok kafa karıştırıcı olabiliyor.
Me temo que sí.