Starbuck translate Spanish
924 parallel translation
Birinci Zabit Starbuck'tı. Balina avcılarının birçoğu gibi o da Quakkery mezhebindendi.
El segundo de a bordo era Starbuck, cuya estirpe cuáquera había proporcionado grandes balleneros.
- Bay Starbuck.
- Sr. Starbuck.
- Starbuck.
- Starbuck.
Pasifik'e yönelelim Bay Starbuck, hemen.
Ponga rumbo al Pacífico, Sr. Starbuck, enseguida.
Bay Starbuck.
Sr. Starbuck,
- Aynen, Bay Starbuck, öyle olacak.
- Eso haremos, Starbuck, eso haremos.
O, Bay Starbuck, o.
Ella, Sr. Starbuck. Ella.
Dinle, Starbuck.
Mire, Starbuck.
Mürettebat benim safımda, Bay Starbuck.
La tripulación está conmigo, Sr. Starbuck.
Fakat korkmanız gereken Starbuck değil, Ahab'ın gördüğü Ahab.
Pero no tiene por qué temer a Starbuck. Que Ahab tema a Ahab.
Starbuck.
Starbuck.
- Bay Starbuck. O balina ölüsünü bırakın.
- Sr. Starbuck, suelte esa ballena.
Bay Starbuck, bana karşı mı koyuyorsunuz?
Sr. Starbuck, ¿ me desobedece?
Çok kötümsersiniz Bay Starbuck.
Vamos, Sr. Starbuck, es usted un agorero.
Tehlikeli sularda seyrediyorsunuz Bay Starbuck.
Navega por aguas peligrosas, Sr. Starbuck.
Bay Starbuck. Kaptan sizi istiyor.
Sr. Starbuck, le llama el capitán.
Bay Starbuck, yeni emirler.
Sr. Starbuck, nuevas órdenes.
Bay Starbuck, üç gündür Moby Dick'in peşindeyiz.
Sr. Starbuck, Moby Dick nos lleva tres días de ventaja.
Bir tayfuna meydan okuduğunu kabul edin Bay Starbuck,
Tiene que admitir, Sr. Starbuck, que se enfrentó al tifón.
Ne sakin bir gün, Starbuck.
Es un día de calma, Starbuck.
Yaşlandığımı hissediyorum Starbuck, ve belimin büküldüğünü. Cennetten çıkarıldıktan sonra geçen yüzyılların ağırlığı altında yalpalayan Adem Baba gibiyim.
Me siento viejo, Starbuck, y vencido, como si yo fuera Adán, tambaleándose bajo el peso de los siglos.
Yaklaşın bana Starbuck, yaklaşın.
Acérquese, Starbuck, acérquese a mí.
Size acı çektiren nedir Starbuck?
¿ Qué ocurre, Starbuck?
Starbuck, siz bana bağlısınız.
Starbuck, está atado a mí.
Benim ismim Starbuck, tatlım.
Me llamo Starbuck, cariño.
- Starbuck!
- Starbuck.
- İsmin Starbuck mı?
- ¿ Se llama Starbuck?
İsmim Starbuck.
Me llamo Starbuck.
Starbuck'dır adım.
Starbuck es mi nombre.
İsmim Starbuck, yağmurcuyum.
Mi nombre es Starbuck, hechicero.
- Bunu nasıl yapacaksın, Starbuck?
- ¿ Cómo lo haría, Starbuck?
Hemşire, son yağmur yağdırdığım yere... Şimdi Starbuck deniyor.
Hermana, el último lugar donde atraje la lluvia... se llama ahora Starbuck.
Starbuck, anlaştık.
Starbuck, trato hecho.
Kendi kendime dedim ki, "Bill Starbuck, ismin bu iskemlenin arkasına yazılmış."
y me dije a mi mismo, "Bill Starbuck, tu nombre esta escrito en esta silla".
Evet, Starbuck, işe koyul bakalım.
Si, Starbuck, va a ser mejor que se ponga a trabajar en serio.
- Ona ihtiyacımız yok, Starbuck.
- No la necesitamos, Starbuck.
Mr. Starbuck, bu ne cüret...
Mr. Starbuck, tiene más descaro...
- Korkmamıştım, Mr. Starbuck, öfkelenmiştim.
- No estaba asustada, estaba furiosa.
Belki, " Bill Starbuck, bu dünyada fazla bir malın olmayacak.
Quizás me dijo, " Bill Starbuck, no vas a poseer mucho en este mundo.
"Ama, Bill Starbuck, nereye gidersen git, oraya yağmur getireceksin," demiştir.
"pero, Bill Starbuck, donde quiera que vayas, atraerás a la lluvia."
Starbuck, gece eşya deposunda kalabilir miyim diye sordu, evet dedim.
Starbuck preguntó si podía pasar la noche en la caballeriza y dije que sí.
- Starbuck, beni rahat bırak.
- Starbuck, déjeme en paz.
Starbuck, aile işlerine karışmamanı rica ederiz.
Starbuck, le agradeceríamos que no interfiriese en nuestra familia.
- Starbuck'a verecek.
- A causa de Starbuck.
Şu Starbuck denilen adam bana ne dedi, biliyor musun?
¿ Sabes lo que me dijo ese Starbuck?
Starbuck, değilsin diyor.
Starbuck dice lo contrario.
Starbuck sendeki kadını göremiyorsa, kör olmalı.
Si Starbuck no ve la mujer que hay en ti, es que está ciego.
- Starbuck, bırak beni!
- ¡ Starbuck, déjeme!
Starbuck, ailemiz içinde bu.
Starbuck, esto es un asunto de familia.
- Starbuck, gülünç olma.
- Starbuck, es ridículo.
Bay Starbuck'ı duydunuz.
Ya habéis oído a Starbuck.