Steele translate Spanish
552 parallel translation
Dr. Steele bürosunu kapattı, biliyorsunuz.
El doctor Steele ha cerrado su consulta.
Bu Dr. Steele.
Éste es el doctor Steele.
- Dr. Steele sizinle konuşacak.
- El doctor Steele hablará con usted.
Dr. Steele?
¿ Doctor Steele?
Evet Dr. Steele tam gün 7. ameliyathanede.
Sí, el doctor Steele ha terminado en Cirugía Siete.
Hepsinin canı cehenneme, Steele.
Suéltalo, Steele.
Sorun nedir, Steele?
¿ Qué pasa, Steele?
- Colonel Mantle, Dr. Steele.
- Coronel Mantle, doctor Steele.
Hoş geldiniz. Dr. Steele.
- ¿ Qué tal, doctor Steele?
Dr. Steele, ameliyattan hemen sonra Judith'in odasına geldiğinizde yüzünüzde bir bakış vardı.
Doctor Steele, cuando vino a ver a Judith tras la operación... tenía una expresión en la cara.
Dr. Steele ile konuşabilir miyim lütfen?
¿ Puedo hablar con el doctor Steele?
Ben Dr. Steele.
Habla el doctor Steele.
"İşbu belgenin ibraz edileceği tüm kişi / kuruluşlara bilmem ne üyesi olan Frederick Steele selamlar falan filan.."
"Todos los que reciban este regalo, saluden con gratitud... a Frederick Steele como compañero de esto y lo otro".
- Ünlü Dr. Steele'i hatırlarsınız.
- ¿ Recuerdas al eminente doctor Steele?
Nazik Dr. Steele.
El amable doctor Steele.
- Dr. Steele?
- ¿ Doctor Steele?
Steele'i mi arıyordun?
¿ Estabas llamando a Steele?
Şüphesiz, Bayan Steele.
Sí, señora Steele.
- İyi, Bayan, Steele.
- Bien, señora Steele.
" Doktor Frederick Steele, Brattleboro, Vermont.
" Doctor Frederick Steele, Brattleboro, Vermont.
Duyduğunuzda, Gen. Steele'in yüzünüzü görmesini istedim.
Quería que el general Steele viera sus caras de asombro.
Süngü Steele mi?
¿ Cold Steele?
General Steele?
¿ El general Steele?
Dix Steele!
¡ Dix Steele!
Tatlım, Bay Steele'in alması için bıraktığım kitabı verebilir misin?
- Hola, Max. Nena, dame el libro que dejé para el Sr. Steele.
Siz çıkana kadar kitap bende kalabilir mi Bay Steele?
Sr. Steele, ¿ me deja el libro hasta que salga?
- İyi akşamlar Bay Steele.
- Buenas noches.
Dixon Steele!
¡ Dixon Steele!
Bay Steele.
¡ Sr. Steele!
Bay Steele buraya geldim çünkü benden Alathea Bruce'un konusunu anlatmamı istediniz.
Me pidió que le contara la historia de Alathea Bruce.
Beni şaşırtıyorsunuz Bay Steele.
Me intriga, Sr. Steele.
- Bay Steele'i ne zamandır tanıyorsun? - Orduda komutanımdı.
- ¿ Desde cuándo le conoce?
Site yöneticisi birkaç gün önce oraya taşındığımda Bay Steele'i bana işaret etmişti.
Me instalé hace unos días y la administradora me lo dijo.
- Dün gece Bay Steele'i gördünüz mü?
- ¿ Anoche le vio?
Kız ile dairesine girdikten sonra Bay Steele'i bir daha gördünüz mü?
¿ Vio al Sr. Steele después de que entraran en el apartamento?
Yatak odanızdan Bay Steele'in kapısını görebiliyor musunuz?
- ¿ Ve su puerta desde su cuarto?
Bay Steele ile tanışmadığınızı göz önüne alacak olursak ona oldukça dikkat çevirmişsiniz.
Para no conocer al Sr. Steele, se ha fijado mucho en él.
Genç ve güzel kadınlar yüzünüze hep böyle hayran kalırlar mı Bay Steele?
¿ Suele gustar a las mujeres bonitas, Sr. Steele?
Steel'in tedirginlik hissettiğini söyleyebilir misin?
¿ Diría que Steele estaba impresionado?
Dixon Steele hakkındaki notların devamı :
Datos de Dixon Steele. Continuación.
Steele'i kendisini dövmekle suçladı.
Acusa a Steele de golpearla.
Süpürgeyi kullanmasan. Bay Steele az önce yatmaya gitti de.
No aspires, el Sr. Steele se ha acostado.
Atkinson cinayetinin işlendiği gece buraya gelip Dixon Steele baktınız...
La noche del asesinato, vio aquí a Dixon Steele...
Ama her nedense o zamandan beri siz ve Bay Steele birbirinizden ayrılmaz oldunuz.
- Así era. Desde entonces, Ud. y él son inseparables.
- Bay Steele aşık mısınız? - Haberiniz olsun diye söylüyorum, ona aşığım.
- ¿ Está enamorada del Sr. Steele?
Bay Steele'in sabıka kayıtlarına bir bakın.
Pero mire el expediente del Sr. Steele :
Bay Steele ona ne yaptı anlat?
¿ Qué le hizo el Sr. Steele?
Dixon Steele, Henry Kesler.
Dixon Steele, Henry Kesler.
Günaydın Bay Steele.
Buenos días.
İşte Dix Steele bu. Ve onu istiyorsan iyisiyle kötüsüyle bunu kabullenmelisin.
Si le quieres, debes aceptarle como es, con lo bueno y lo malo.
- İyi akşamlar Bay Steele.
- Hola, Sr. Steele.