Stoner translate Spanish
198 parallel translation
Lancey bu Eric Stoner, Cincinnati Kid.
Lancey él es Eric Stoner, el Cincinnati Kid.
Öyle düşünmek büyük hata olurdu Bay Stoner.
Sería un gran error pensar eso, Sr. Stoner.
Bu adamlar Edward Stoner ve Wilson Cardel. Kendileri, Birleşik Devletler'in "Proje 12" adını verdiği hayati çalışmayı geliştiren üç bilim adamından ikisi.
Estos hombres son Edward Stoner y Wilson Cardel dos de los tres científicos clave para el desarrollo del Proyecto 12 de Estados Unidos.
Projenin üçüncü adamı olan Dr. Robert Webster olmadan Stavac'a faydaları dokunmayacağı için, Stoner ve Cardel ailelerinin hayatları büyük tehlikede.
Los Wilson y los Cardel corren grave peligro porque son inútiles para Stavak sin el tercer científico del proyecto el doctor Robert Webster.
Stoner, Cardel ve eşleri herhangi bir kurtarma girişiminde hemen öldürülecekler.
Stoner, Cardel y sus esposas serán asesinados al instante si se hace alguna tentativa de rescate.
Stoner, Cardel ve eşleri ne olacak?
¿ Y Stoner, Cardel y sus esposas?
Öte yandan, Dr. Stoner ve Dr. Cardel kaybolduğundan beri sıkı güvenlik koruması altında tutuluyor.
Además, desde que el doctor Stoner y el doctor Cardel desaparecieron está muy vigilado.
Dr. Cardel ve Dr. Stoner'ın eşleri ile birlikte aşağıda olduklarını bilmek isteyebilrsiniz.
Le gustará saber que el doctor Cardel y el doctor Stoner, con sus mujeres están al fondo del pasillo.
Nathan Stoner'ı vurdular ve memurlarımdan birini öldürdüler.
Le han dado a Nathan Stoner y han matado a uno de mis empleados.
Nathan Stoner az önce öldü.
Nathan Stoner acaba de morir.
Adı Maria Stoner, cellat bey.
Se llama María Stoner, verdugo.
Ve bu da sonuncu Bayan Stoner.
Y éste es el último, Sra. Stoner.
Bayan Stoner, çiftliğinizin elden çıkarılması konusunu konuşmamız akıllıca olurdu.
Sra. Stoner, sería aconsejable que habláramos sobre la situación de su rancho.
Bence kabiliyetinizi büyütüyorsunuz Bayan Stoner.
Creo que sobrestima su capacidad, Sra. Stoner.
Güzel bir akşam, değil mi, Bayan Stoner?
Bonita noche, ¿ verdad, Sra. Stoner?
Savaş, Bayan Stoner.
Fue la guerra, Sra. Stoner.
- Onu tanımıyordum ama kocanız için üzüldüm Bayan Stoner.
- No lo conocí pero lamento lo de su marido, Sra. Stoner.
Bayan Stoner.
Sra. Stoner.
Stoner kadını ellerinde!
¡ Tienen a la Stoner!
Stoner kadınını vurmayın.
No disparen a la Stoner.
Stoner çiftliğinde hazırlanacağız.
Los agarraremos del rancho Stoner.
Bayan Stoner, size ihtiyacımız kalmayana kadar bizimlesiniz.
Se quedará con nosotros hasta que no la necesitemos.
Bayan Stoner.
La Sra. Stoner.
İyi misiniz Bayan Stoner?
¿ Está bien, Sra. Stoner?
Başınıza gelenler için özür dilerim Bayan Stoner.
Le pido disculpas por lo ocurrido.
Bayan Stoner ben söyleyince eve gidecek.
Se irá cuando yo diga que se vaya.
Kocanızla nasıl oldu da evlendiniz Bayan Stoner?
¿ Por qué se casó con su marido?
Göründüğü kadarıyla Bayan Stoner, yolunuz daha çok uzun.
Por su aspecto, Sra. Stoner, veo que aún le queda mucho por hacer.
Peşinde olduğu Bishop çetesi değil, Stoner kadını.
Ya no se trata de Bishop, se trata de esa Stoner.
Peki ya Bayan Stoner?
¿ Qué pasa con la Sra. Stoner?
Konsolosluktan Jim Stoner.
Este es Jim Stoner, de nuestra embajada.
Dışişleri Bakanlığı Güvenliği, Bay Stoner, doğru mu?
Del Ministerio de Defensa, señor Stoner, ¿ no?
Bu asansör çok gizli bölümümüze çıkıyor, Bay Stoner.
Este ascensor lleva a nuestra sección ultrasecreta, señor Stoner.
Bu Bay Stoner, Laso.
Le presento al señor Stoner, Laso.
Bay Stoner'un mantıklı bir teklifi var.
El señor Stoner tiene una propuesta que tiene sentido.
Benim adım Helen Stoner.
Mi nombre es Helen Stoner.
Lütfen devam edin, Bayan Stoner.
Por favor continúe, señorita Stoner.
Annem Bengal Topçu Taburu'nda görev yapan Binbaşı General Stoner'ın dul eşiydi, annemin ikinci evliliğini yaptığı zaman, ben 2 yaşındaydım ve kız kardeşim, Julia, benden 5 yaş büyüktü.
Ella la joven viuda del Mayor, y volvió a casarse. Yo tenía sólo dos años en el momento de la boda de mi madre, y mi hermana, Julia, tenía cinco años.
Hayır anlatmadınız, Bayan Stoner.
No me lo ha dicho todo, señorita Stoner.
Bayan Stoner'ın buraya gelmiş olduğunu biliyorum.
Sé que la señorita Stoner ha estado aquí.
Bayan Stoner'ın da söylediği gibi onu Calcutta'da tanıdığını teyit etti ve şaşırtıcı bir gerçeği de ekledi.
Conoció a Roylott en Calcuta, confirmó lo que dijo la chica, y agregó un dato intrigante.
Suçlayacakmış, fakat bayan Stoner yani Doktor'un üvey kızı sessiz kalması için kendi cebinden bir miktar para ödemiş.
Iba a hacerlo, pero la señorita Stoner, la joven hijastra del Doctor, le dio algo de su propio dinero para que se quede callado.
Sevimli, Bayan Stoner elbette ki çok güzel bir bayan.
Bueno, señorita Stoner, por supuesto, más que admirable.
Ah, Bayan Stoner.
Ah, señorita Stoner.
Holmes, bu gece Bayan Stoner'ı buradan uzak tutmamız gerektiğini düşünmüyor musun?
Holmes, ¿ no cree que deberíamos sacar... a la señorita Stoner de aquí por esta noche?
Bayan Stoner, size bir şey sorabilir miyim?
Señorita Stoner, voy a preguntarle algo,
Bayan Stoner, şimdi uyuduğunuz odaya gidip pencere panjurlarını sürgüleyebilir misiniz?
Señorita Stoner, ¿ sería tan amable... de ir a la habitación... en la que duerme ahora... y cerrar los pestillos?
Sanırım bunlar senin ayak izlerin, benimkiler ve Bayan Stoner'a ait izler ve şu iz.
Sus huellas, creo, las mías y la de la señorita Stoner, y éstas.
Bayan Stoner, izin verirseniz araştırmalarımıza Doktor Roylott'un odasında devam edelim.
Señorita Stoner, con su permiso, ahora investigaremos.... en la habitación del Dr. Roylott.
Teşekkürler Bayan Stoner, yeterince gördük.
Gracias, señorita Stoner, he visto suficiente.
Bayan Stoner, her hususta benim tavsiyelerimi kati şekilde uygulamanız çok önemli.
Señorita Stoner, es esencial... que siga mis instrucciones al pie de la letra en todos los aspectos.