English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ S ] / Sudden

Sudden translate Spanish

38 parallel translation
Ani Bulut.
Sudden Cloud.
- Ani Bulut.
- Sudden Cloud.
Ani Bulut bire 35 veriyor.
Sudden Cloud está... treinta y cinco a uno.
Gene de Ani Bulut'a yatıracağım harika bir ismi var.
De todos modos yo voy a apostar por Sudden Cloud porque es un nombre maravilloso.
- Ani Bulut'a bir şilin koyuyorum.
Quisiera apostar un chelín, a Sudden Cloud.
- Bill, Ani Bulut nerede?
- Bill, ¿ cuál es Sudden Cloud?
- Haydi, Ani Bulut!
- ¡ Vamos, Sudden Cloud!
# # This sudden summer storm inside
Esta tempestad veraniega Repentina por dentro
# Old Jed was shootin'at some food # When all of a sudden right up from the ground, there
El viejo Jed iba disparándole a algo comestible cuando de pronto, justo delante de él
"... Sudden Fame. "
Sudden Fame. "
Herkes için önemli bir olay olan gençleşme.. #
Con ustedes, Sudden Youth, la solución para el problema de...
Sadece iki hafta önce "Sudden Death" i izliyordum ve şimdi Jean-Claude Van Damme ile çıkıyorum.
Hace un par de semanas estaba viendo "Muerte Subita" y ahora tengo una cita con Jean Claude Van Damme.
- Birden vicdan sahibi oluverdin.
- All of a sudden you have scruples.
"Sudden Danger".
" Sudden Danger.
Sudden Valley'deki son yapılanlara bakma... İlginç.
Estos tipos son muy inteligentes.
Magnum Force'daki Clint Eastwood.
Clint Eastwood, en "Magnum Force." o tal vez en "Sudden Impact".
Maalesef yollar kapalı, görmeniz için sizi oraya götüremiyoruz. Ama kıpırdamadan tam orada durursanız gözlerinizi kısın ve karşınızda "Sudden Hill!".
Por desgracia las carreteras están cerradas, entonces no lo podrán ir ver personalmente, pero si se quedan totalmente quietos ahí, solo... cierren un poco los ojos y observaran "¡ Sudden Hill!"
"Kucaklaşma." O filmi çok severim.
"Sudden Embrace". Adoro esa película.
- Kucaklaşma.
- "Sudden Embrace".
- "Kucaklaşma."
Es buena. - "Sudden Embrace".
Güvenlik prosedürünü de sayarsak üçüncü ama Sudden Valley'de bayağı ilgi görüyor.
Bueno, la tercera con las instrucciones de seguridad, pero será un foco de atención para Sudden Valley.
O parayı Sudden Valley'yi bitirmek için kullanamaz mıydın?
¿ No pudiste usar algo de ese dinero para terminar Sudden Valley?
Böylece, Michael Sudden Valley'yi kendi başına nasıl bitireceğini buldu.
Y así es como Michael encontró una forma de terminar Sudden Valley él mismo. - Hola.
Sudden Valley benim için çok önemli...
Me agarro a Sudden Valley ; es como un proyecto personal...
... üniversiteye yollamakla kalmadı ayrıca Sudden Valley'deki uzun süredir gelişme gösteremeyen projeye de devam etti. Ama bu sefer kendi ismini kullanarak.
- a un futuro brillante en la universidad, con el coche familiar también fue capaz de terminar el largo tiempo retrasado complejo de viviendas Sudden Valley, pero esta vez, con su propia compañía.
O paranın en azından bir kısmını... O paranın en azından bir kısmını Sudden Valley için kullanmayacak mısın?
¿ No se les ocurrió usar parte del dinero para terminar Sudden Valley?
Sanırım Sudden Valley'in bir fiyasko olduğunu kabul edersem... - Ben demiştim.
Supongo que tenía miedo de que si admitía que Sudden Valley era un fracaso...
Sudden Valley bu telefonlara ne yapıyor?
¿ Qué le hace Sudden Valley a estos celulares?
Fakat Tobias'ın haberi yokken Sudden Valley'de ziyaret edeceği ev...
Lo que Tobias desconocía, sin embargo, es que la casa en Sudden Valley que iba en camino a visitar...
Her neyse, şu an Sudden Valley'e doğru gidiyor.
Está en camino a Sudden Valley.
Böylece hem DeBrie'yle birlikte olmanın yolunu bulup hem de onun iyileşmesine yardımcı olan Tobias Sudden Valley'e gitti.
Y así, emocionado por haber hallado la forma de estar con DeBrie y ayudarla en su recuperación, Tobías fue a Sudden Valley.
China Garden duvarı yapmak için bir ekip bulmuştu. Ve iyi bir yere yerleştirilmiş bir reklam sayesinde Gob Sudden Valley'deki bütün evleri doldurmuştu.
China Garden le había conseguido personal para construir el muro, y con la ayuda de un buen anuncio, había vendido todas las casas de Sudden Valley.
Sudden Valley'de yaşamak zorunda kalacağım.
Tendré que vivir en Sudden Valley.
Ve Sudden Valley sakinleri de iyi hissetti. Çünkü o öğleden sonra
Y los habitantes de Sudden Valley se sientieron bien, porque resultó que el hombre de aspecto tan joven
Sudden Valley sakinleri hiç zaman geçirmeden George Michael'ı ziyaret etti.
Los habitantes de Sudden Valley no perdieron tiempo en dar la bienvenida a George Michael
- Çok sevecek. - Onun için bir parti verelim Sudden Valley tipi.
- Vamos a darle una fiesta, estilo Sudden Valley.
Duygusal bir çıkmaz sokaktayken, Gob ve Sudden Valley problemleriyle ilgilenmenin zamanının geldiğini düşündü.
Y en ese punto muerto emocional, decidió que era hora de vérselas con Gob y con el problema de Sudden Valley.
Kafe Fleur'du adı, birden aklıma geldi. and all of a sudden it hits me.
Se llama Café Fleur y de repente me ha venido a la cabeza.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]