English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ S ] / Suit

Suit translate Spanish

302 parallel translation
Bu yeni plug-suit'in mi?
Han remodelado tu plugsuit. Te queda bien.
"YİRMİ YEDİSİNDE KALKAN" Berengaria " DA DÜĞÜN SUİTİ AYRILMIŞTIR.
RESERVADA SUIT NUPCIAL EN BERENGARIA ZARPAIS EL VEINTINUEVE. SALUDOS
- Mahsuru yoksa, başka suit verin.
- Preferiría que no.
Oh, O kadar güzel bir suit ki, Sam.
Es un hermoso traje, Sam.
Özel suit mi bu.
¡ Esa suite privada!
Komple bir gardrop veriliyor, içinde vizon kürkü de var Bermuda'ya uçuyorsun, en iyi suit oda tutuluyor, bu adam hiçbir şeyden kaçınmıyor.
Me regala un guardarropa completo, incluido un abrigo de visón, vuelo a las Bermudas, nos quedamos en la mejor suite, este hombre me ofrece todo.
Bay Shayne'in suit odasından düştüm.
Me caí de la suite del Sr. Shayne.
- Suit'iniz için ne düşünüyorsunuz?
- ¿ Esto le sirve?
- Suit olsun.
- Coge una suite.
- Suit 407.
- En la suite 407.
"Frederick Seemans adlı kişi Queen Mary'de C Güvertesi, 1 Sınıf Mevkii, 312 numaralı suit odada kalmaktadır."
Eso fue fácil. "El individuo, Frederick Seemans, se encuentra a bordo del Queen Mary, ocupando elcamarote 312, primera clase, cubierta C."
"Zurna"
" Zoot suit.
Bu filmi The Man in the Grey Flannel Suit'i yazan adam yazmış.
Esta película fue escrita por el autor de The Man in the Grey Flannel Suit.
Bir suit, duş yapmak ve traş olmak... ayrıca bir de takım elbise istiyorum.
¿ Suedo sugerirle que se corte el pelo? ¿ Estoy pasado de moda? Amenos que sea un guitarrista de 20 años.
Bu toplantı Klasik Otel, suit 17'de yapılacak.
Esta junta se llevará a cabo en el Hotel Classic. Suite 17.
Balayı süiti için rezervasyonumuz vardı.
Tenemos una reserva de la suit de luna de miel.
Edna Million giymişti kefen.
Edna Million in a drop-dead suit
Şeyde suit tutmak istiyormuş Neresiydi?
Ella quiere que reserve una suite en... ¿ Dónde?
Suit iyi değil, ama düzeltiriz.
No esta vestida. Pero no importa.
Sence misafirimiz özel suit odasında ne yapıyor dersin?
Me pregunto cómo le irá a nuestro visitante en la suite ejecutiva.
Get into your suit!
¡ Colocate el traje!
Suit daireyi de ayarladın mı?
¿ Has reservado la mejor suite?
Oh, basit bir ton ismi... şu "I Never Had an Italian Suit Blues."
Ah, es una pequeña melodía que llamo : "El blues de nunca he tenido un traje italiano".
Teşekkürler.
Gracias. ¿ Suit?
Suit, neden burada beklemiyorsun?
Suit, ¿ por qué no esperas aquí?
- Suit.
- Suit.
Yani, yine birşeyler hissediyorsun.
Suit dice que intuyes algo.
Bu çok hoş ve... sen ve... Benim için endişe ettiğin için böyle yapıyorsun biliyorum ama... Birşey görüyor musun, Suit?
Eso es amoroso y cortés de tu parte... y sé que lo haces porque te importo, pero sigue siendo degradante.
Anladın mı, Suit?
¿ Escuchaste, Suit?
Suit, birisini vurmadan şu silahı kaldır.
Baja el arma, Suit, antes de que lastimes a alguien.
O adam annemi öldürdü. The Flash S01 E09 The Man In The Yellow Suit Sadece iki kutu kaldı.
Él asesinó a mi madre.
İki oda 2600, artı suit 3600, günlüğü 6200 franka geliyor. Kahvaltı dahil.
Dos cuartos de 2.600, más la suite de 3.600, vienen a ser 6.200 francos por día con desayuno incluido.
Sana muhteşem bir holo suit programı ayarlayabilirim.
Puedo prepararte un programa fantástico en una holosuite.
ABC Marriott'ta bir suit oda verdi ve biz Bates Motel'deyiz.
ABC me ofrecio una suitlen el Hotel Marriott.
Evet, efendim. Bana Coolidge Hotel'deki balayı suitlerine baktırdı.
Si y me hizo separar la Suit matrimonial del Hotel Coolidge.
Burası kral dairesi.
esta es la suit Presidencial.
Tamam. Otelde kalırız. Oda mı istiyorsun, küçük bir suit mi?
Reservaré el hotel.
Bu sıcak geçirmez giysi bizimkilerden farklı gözükmüyor.
Oh, este plug suit contra el calor no es diferente del normal.
Bu kapsül giysisi değil Sanki sauna!
Sin embargo, esto más parece un sauna suit que un plug suit
Bir suit, duş yapmak ve traş olmak... ayrıca bir de takım elbise istiyorum.
Quiero una suite, una ducha, una afeitada... y sentir un traje.
Collingwood Suit'inde herşey size özel.
Todo está preparado en el salón.
- Phil, dostum, buradaki anahtar kelime "suit" ti.
- Phil, amigo, la palabra era "suite".
"Tüm yerler arasında burayı toplantı suiti olarak tutacak... " estetik anlayışa sahip birisi... " Gary'deki tesisim için kesinlikle doğru endüstriyel yağlara sahiptir.
"Cualquiera con recursos estéticos para escoger este, de todos los sitios, para suit hospitalaria debe ciertamente tener la línea de lubricantes para mi planta en Gary".
Suit gibiydi.
Era como una suite.
St. Moritz Otel'in de manyak bir suit odam var ve sen benden Queens'e mi taşınmamı istiyorsun?
Tengo una enorme suite en el hotel San Moritz ¿ y tú quieres que me mude a Queens?
- Suit oda tuttuğuna inanamıyorum.
No puedo creer que tengas una suite.
Yalnız Amerikada 12 suit ayarlayın.
- ¡ Solo en América!
Ben de suit istiyorum.
También quiero una suite.
Rei. Al şunu.
El plug-suit no es más que una manifestación visible de su ego.
Buna rağmen, Ego görüntüsü onun kapsül giysisini öz olarak gösteriyor
Porque la imagen del plug-suit debe ser una manifestación visible de su Ego.
Suit, şampanya.
Bueno, no vino a casa ayer, no ha llamado,

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]