Sunset translate Spanish
530 parallel translation
Sunset'te batıya döndü Beverly'yi geçince yoldan kaymaya başladı ve sonunda durdu.
Giró en Sunset y pasado Beverly se paró en el arcén.
Sunset, Sunset, Sunset!
¡ Sunset, Sunset, Sunset!
Haydi, Sunset!
¡ Que bien Sunset!
Proje için Sunset Realty Şirketi'nden 10 hektarlık arazi satın alacağız.
Vamos a comprarle el terreno a bienes raíces Sunset.
Sunset Realty Şirketi benim, Henry.
Yo soy bienes raíces Sunset, Henry.
- Sunset Realty Şirketi benim şirketim.
- Soy el dueño de bienes raíces Sunset.
Şimdi, balistik tekniklere girme veya tanıklık etmek için uzmanları çağırmak gibi bir niyetim yok.
INCLÚYAME EN EL NEGOCIO DE BIENES RAÍCES SUNSET No tengo intenciones de entrar en el tema... de los tecnicismos de balística ni llamar a testificar a expertos.
Şu an Sunset Bulvarı'nda değilsin.
Con cuidado, no estás en Sunset.
Sunset 7-2131.
Sunset, siete, dos, uno, tres, uno.
Sunset Valley.
Es Sunset Valley.
Burası Kaliforniya, Los Angeles'da Sunset Bulvarı.
Sí, esto es Sunset Boulevard, Los Ángeles, California.
Sunset Bulvarı'nın üst tarafındaki tepelerde gezintiye çıkardık.
Ella me llevaba a dar una vuelta por las colinas de Sunset.
Bundan sonra, güzellik uzmanlarından bir ordu, Sunset Bulvarı'ndaki evini istila etti.
Más tarde un ejército de esteticistas invadió su casa en Sunset Boulevard.
Adres, 10086 Sunset Bulvarı.
La dirección es Sunset Boulevard, 10.086.
Sunset Bulvarı'nda, evinin yatak odasında kendisi bir sessizlik içinde.
La rodea una cortina de silencio en el tocador de su mansión en Sunset Boulevard...
Eğer Camden ve Sunset'ten geçiyorsanız bu elbiseden kurtulmak isterdim
Pues, quisiera cambiarme la ropa si pasa por Camden y Sunset.
İşte geldik. Sunset ve Camden.
Hemos llegado a Sunset y Camden.
Ispanya'dayız, Madrid'te, Sunset bulvarında değil.
Estamos en Madrid, en España, no en Sunset Boulevard
Burada çalan bütün gruplar, yani müzisyenler... burada işleri bitince Sunset Bulvarı'ndaki küçük bir yere gidiyor.
Todas los grupos que tocan aquí, los músicos, sabe cuando terminan van a un pequeño local en Sunset Boulevard.
Sunset ve Highland'da yaklaşık 300 bungalov var Bay Maine.
Sr. Maine, hay unas 300 casas así en Sunset y Highland.
Sunset'le Coronado'nun köşesinde arabayla ağaca çarptı.
Chocó carro contra árbol en Sunset y Coronado.
Sunset Hill, tam Folded Wings'in yanında.
En la "Cima Crepuscular", al lado de "Alas Plegadas".
Şu elbiseye bak örneğin. Uzaydan baksam, gözümü alır.
Podría verte desde Sunset Boulevard.
Sunset Bulvarı'nda bir çok film starına rastlarsın.
Se ven muchas estrellas de cine por aquí.
Sunset Showtime bu gece 5'te, sakın unutmayın.
No olviden que el atardecer comienza a las 5 en punto de la tarde.
Michael'la Sunset Bulvarı'na gidecektik. Filmimin devasa bir afişini koymuşlar. Üstünde resmim de var.
Michael y Yo vamos a ir a Sunset Boulebard, han puesto un cartel gigante de mi cara.
Sunset'te ilerlerken Carmen'e bakıyordum ve bir bakmışım ki kaldırıma bindirmişim.
Iba conduciendo por Sunset Bv. Mirando el cartel de Carmen, entonces me di cuenta que en la acera había algo
Sunset'te son yılların en çok konuşulan afişi olduğu söyleniyor.
Dicen que es el cartel que más esta comentando la gente en muchos años.
Sunset'ten başlayarak ilerle.
Que empiece a partir de Sunset.
Başka bir karı da, Sunset Bulvarı'nda, otostop yapıyordu.
Hubo otra mujer una vez. Estaba haciendo autostop en Sunset.
1536 Sunset Plaza'da.
1536 Sunset Plaza.
O kadar şeyden sonra bir ilişkinin böyle bir hamburgercide bitmesi ne kadar ilginç!
Después de tantas conversaciones profundas y momentos apasionados... acabe lo nuestro aquí, en un restaurante macrobiótico de Sunset Boulevard.
Hatırlıyorum, hep bir şarkı söylerdi "Red Sails in the Sunset."
Recuerdo que solía cantar siempre una canción titulada "Red Sails in the Sunset".
Sunset caddesi düzüşmek isteyen kızlarla dolu.
El Sunset Strip está repleto de chicas buscando sexo.
Sunset Strip'ten fırlamış bir mülteciyi andırıyorsun.
Pareces una refugiada de Sunset Strip. Oh, no.
Sunset Strip, oraya takılıyorlar.
Sunset Strip... es allí donde acostumbran ir.
Evine gittiğini düşünerek Sunset yönüne gittim, fakat yanılmışım.
Fui por Sunset pensando que iría a su casa, pero no fue así.
Sunset Sokağı'nda arabanın aküsü bitti.
No tengo batería, en Sunset con Lincoln.
Bir reklam panosunda, gün batımında çekilmiş resmini göreceğimden eminim.
Buscaré tu foto en algún cartel del boulevard Sunset.
Blaster, Sunset'teki dalganın seni neredeyse öldürdüğü anı anlat.
Hey, Blaster. Cuéntanos sobre esa gran ola.
Sunset.
Por un poco de sol.
18 yıl önce Sunset Boulevard'da baş pezevenkken Gloria diye bir kız var mıydı?
Cuando éras el mejor proxeneta en el Sunset Boulevard hace 18 años, ¿ Conocías a Gloria?
Sunset Plajında daima birlikte...
Siempre juntos en Playa al Atardecer...
Sunset'de küçük bir mağazadan.
En una tienda en Sunset y Vine.
Bir zamanlar bir sörfçüyü gün batımında dolaştırırdım.
Una vez llevé a un surfista a Sunset
Seni Sunset Polis İstasyonu'nda hiç görmedim
¿ No te conozco... de la comisaría de Sunset?
You'd better join us at the Sunset roller rink - Metro garajında, 16 nolu bölümde.
Así que búsquenos... en la pista de patinaje Sunset, en el Área 60 del garaje subterráneo.
Burası Sunset Strip dediğiniz yer mi?
¿ Qué pasa? Llegas 15 minutos temprano.
Onu bulmamı istiyorsun çünkü Sunset Strip'in önde giden sürtüklerinden bir olmasını istemiyorsun çünkü kendisi, senin gurur ve neşe kaynağın.
Quiere que la recupere, ya que no quiere que se convierta en la mas guarra de Sunset Strip, y porque es la niña de sus ojos.
Beltway'deki Sunset Motel.
Motel Sunset en el Beltway. Devuélvele el teléfono a Reggie.
Ah, Surf Road'a giden Sunset'e girin.
Toma por Sunset hasta la calle Surf.