Süpergirl translate Spanish
33 parallel translation
Ben de içtim. Süpermen oldum. Yani Süpergirl.
La he probado, ahora soy un superhombre... una supermujer...
Artık Süpergirl'ü de var.
Ahora tiene a Supergirl.
Süpergirl denince cevap veriyorum artık.
Sabes, estoy empezando a responder al nombre Supergirl.
Süpergirl.
Supergirl.
Buraya gel, Süpergirl.
Contesta, Supergirl.
Ayrıca, bu kulağa tam Süpergirl işiymiş gibi geliyor.
Aparte, este parece como un trabajo para Supergirl.
Süpergirl'ün tecrübesiz olduğunu unutun ben onun National City'ye getirdiği beladan bahsediyorum.
Olvídate de la falta de experiencia de Supergirl, yo hablo de los problemas que ella traerá a National City.
Süpergirl'ün son fiyaskosundan hepimiz haberdarız, değil mi?
Todos estamos conscientes del último desastre de Supergirl, ¿ verdad?
Yani, bu durum Süpergirl'ün hikayesinin kontrolünü ele almamızı gerektiriyor.
Así que depende de nosotros controlar la historia de Supergirl.
Süpergirl ile bir konuşma istiyorum.
Quiero sentarme con Supergirl.
Doğrudan Süpergirl'ün suratına bakacak seni asistanı olarak görmeyecek.
Mirará a Supergirl directo a la cara y ni siquiera notará que es su asistente.
Süpergirl'ün piyasaya sürülüş hatası mı? Onu bana okumana gerek yok. Zaten ben yazdım.
No necesito que me lo leas, yo lo escribí.
Neden Süpergirl'ün şehri kurtarmaya çalışmasını eleştirmeye devam ediyorsunuz?
¿ Por qué sigue criticando a Supergirl por intentar salvar a la ciudad?
Eğer Süpergirl orada olsaydı ne yapmasını önerirdiniz?
Bueno, si Supergirl estuviera aquí, ¿ qué le sugeriría que haga?
Süpergirl birisinden bir şeyler kapmalı, Kara.
Supergirl debería tener copia de tus apuntes, Kara.
Kendisine Süpergirl diyor.
Ella se llama a sí misma Supergirl.
Süpergirl, trafikten sıkışmış bir ambulansın içindeki adamın hayatını kurtardı.
Supergirl rescató una ambulancia atrapada en el tráfico, salvando la vida de un hombre.
Süpergirl için bir muhteşem kurtarış daha.
Otra superhazaña para Supergirl.
Çatla da patla, başkent görünen o ki Süpergirl burada kalıcı olacak.
Toma eso, Metrópolis, parece que Supergirl está aquí para quedarse.
James, Süpergirl ile yapacağımız röportaj nasıl gidiyor diye merak ettim.
James, me estaba preguntando cómo va la búsqueda para la entrevista de Supergirl.
Belki Süpergirl onun kız kardeşidir, belki kız arkadaşıdır ama kesinlikle arada bir bağ var.
Tal vez Supergirl es su hermana, o tal vez sea su novia, pero definitivamente hay una conexión.
Süpergirl beni bulacak.
Supergirl va a encontrarme.
Bu Süpergirl için yapabileceğim en önemsiz şey.
Es lo menos que podía hacer por Supergirl.
Bay Olsen, Süpergirl ile röportaj yapmanız için size 24 saat verdiğimi biliyorum, ama onu hemen halletmezseniz yarın yeni sanat yönetmenleri ile mülakatlar yapmak isterim.
Sr. Olsen, sé que le he dado 24 horas para conseguirme una entrevista con Supergirl, pero si no la ha conseguido ya, me gustaría concertar entrevistas con nuevos directores de arte para manaña.
Aslında, Bayan Grant, Süpergirl ile olan röportajınız çoktan başladı.
De hecho, Sra. Grant, su entrevista con Supergirl ya ha empezado.
- Süpergirl, at Lord Havaalanında bomba var.
Supergirl, hay una bomba en la terminal de Lord Air.
- Süpergirl nerede? - O gelmiyor.
- ¿ Dónde está Supergirl?
Süpergirl'le tanıştım!
- Conocí a Supergirl.
Sanırım bu saldırının sorumlusu her kimse sana merakı var, Süpergirl.
Sospecho que quienquiera que sea responsable de estos ataques podría sentir curiosidad por ti, Supergirl.
Süpergirl'le tanıştım!
- ¿ Te herieron? - Conocí a Supergirl.