Taklit translate Spanish
3,345 parallel translation
Ama neyi taklit edeceğimi bilmek için orijinaline ihtiyacım var.
Pero necesito la original para ver qué falsificar.
Hastalığı AT'yi taklit ediyor ama tüm semptomlarını değil.
Su afección imita a la A-T pero no todos los síntomas.
Bir pıhtıyı taklit eden ama pıhtı olmayan şey nedir?
¿ Qué emula a un coágulo pero no es un coágulo?
Kutu ben, Moralo Eval tarafından, iş sırasında meydana gelebilecek durumları taklit etmek üzere tasarlandı.
La Caja fue diseñada por mí, Moralo Eval, para simular ciertas situaciones que puedan ocurrir durante el trabajo.
Brian, beni taklit ediyordu da ondan.
Porque Brian me estaba imitando.
[Taklit] Küpeler de çok fena.
Esos son unos pendientes geniales.
Kanka, o yaptığım taklit için kusura bakma.
Amigo, siento haber escondido mi verga.
Ray Milland'ı taklit etmek için elimden geleni yaptım ama işe yaramadı.
He hecho mi mejor imitación de Ray Milland y no ha servido.
Bir taklit görmek ister misiniz?
¿ Quieren ver una imitación?
Goldibucks'ı soyanların polisleri taklit ettiğini ya da yasa dışı işler yapan polis memurları olduğunu düşünüyoruz.
Creemos que la gente que robó en Goldibucks son o bien, personas que fingen ser policías o agentes de policía que actúan de forma ilegal.
Bu Markov'un galerisinde bulduğumuz taklit tabloların sonuncusu.
Este es la última pieza de arte falsificada que encontramos en la galería de Markov.
- Taklit belge için mi?
- ¿ Por imitar un escrito?
Ne güzel de taklit yapıyor.
Dios, menuda actuación.
Neden onun taklit yapabileceğini göz önünde bulundur muyorsun?
¿ Nunca se te ha ocurrido que podría estar fingiendo?
- Neden taklit yapsın ki?
- ¿ Por qué iba a fingir?
Yedinci sınıftaki beden dersinden beri annemin imzasını taklit ediyorum.
He estado falsificando la firma de mi madre desde primero de la ESO.
Yani bir oraya bir buraya gidip arkadaşlarını taklit ediyorsun.
Para que puedas ir y venir haciendo imitaciones de tus amigos.
Sana dünyanın en yalnız kedisini mi taklit et dedim?
¿ He pedido la impresión del gato más solitario del mundo?
Ama imzaları taklit etmek zor.
Es hacer coincidir las firmas individuales lo difícil.
Taklit ettiğim Memling'i hatırlıyor musun?
¿ Recuerdas que falsifiqué el Memling?
İmzasını taklit et.
Genial. Entonces, falsifica su firma.
- Maalesef taklit edemem.
Desgraciadamente, no puedo falsificarla.
Katil Dorothea'nın mektuplarını saklayan ve el yazısını taklit edebilen birisiydi.
El asesino es alguien que guardó las cartas de Dorothea y podía imitar su letra.
- Dr. Sherman'ın imzasını taklit ediyorum.
Estoy falsificando la firma del Dr. Sherman.
Bir doktorun yazısını taklit edemezsin.
No puedes falsificar una nota de un médico.
Eskiden onları taklit ederdik.
Solíamos burlarnos de ellos.
Aynı Erica Kane'in Kent Boggard cinayetinden kurtulabilmek için bir rahibeyi taklit etmesi gibi.
Como Erica Kane cuando interpretaba a una monja para poder arrestar al asesino de Kent Bogard.
Rahip Adam'ı taklit ediyor olabilir.
Puede que se haya estado haciendo pasar por el Padre Adam.
Dijital olarak yakınlaştırmayı taklit edebiliriz.
Puede imitarse digitalmente un acercamiento.
ITV'nin, programı taklit girişimlerine karşıIık The Hour hala kendi alanında örnek teşkil ediyor.
Y, pese al intento de ITV de apropiarse de muchos aspectos del programa, "The Hour" todavía es un ejemplo en su campo.
- Ben taklit etmekte pek iyi sayılmam.
No soy muy bueno para las imitaciones
Seni taklit ediyor, sümüklü!
Está imitandote
- İkinizi de taklit ediyorum.
Estoy imitándolos a ustedes dos
- Beni taklit etme.
- Deja de imitarme.
Fas sayfasındaki buruşukluğu, Alman damgası üzerindeki kahve lekesini bile taklit ettim.
Y el pliegue en la página de Marruecos, y la mancha de café en el sello de Alemania.
Kırmızı iskorpit balıkları, örümcek yengeçleri... gibi kabukluları taklit ederek, kendilerini kamufule ederler. Ve hareket etmedikleri sürece görünmez olurlar.
El pez escorpión se camufla, mientras que el centollo permite que lo colonice el molusco para volverse invisible cuando permanece quieto.
Çok iyi taklit yaparım, Kaylie.
Soy muy bueno imitando voces, Kaylie.
Sadece seni taklit ediyordum.
Solo te estaba imitando.
Sonra Pattaya Thai'nin logosunu bir makbuz kağıdına kopyaladım, üzerine siparişlerimizi yazdım, senin imzanı taklit ettim.
Entonces dibujé el logo de Pattaya Thai. en un ticket, imprimí los pedidos de comida, Falsifiqué tu firma,
İnsanları taklit etmede daha da ustalaşıyorum.
Me estoy haciendo mas hábil en fingir delante de la gente.
Bu fotoğraf ne zaman çekildi ve neden Kobe Bryant'ın hırslı suratını taklit ediyorsun?
¿ Cuándo se hizo esta foto, y por qué tienes la cara de intensidad de Kobe Bryant?
Tüm bir yıl boyunca, Rosetta, kuyruklu yıldızı Güneş'in etrafındaki destansı yolculuğu esnasında inceleyecek. Kullandığı teknoloji öyle ileri ki beş insan duyusunu taklit edebilir.
Durante todo un año, Rosetta estudiará al cometa... en su viaje épico alrededor del Sol, utilizando tecnología tan avanzada, que imita los cinco sentidos humanos.
Yani hula kızları, taklit bir yanardağ - - Bende daha iyi bir şey var
- Quiero decir, hawaianas, una réplica de un volcán... - ¡ Tengo algo mejor!
Birisini taklit etmek çok zor!
¡ Es dura la vida de un Moby falso!
Bu sadece hayatı taklit etme sanatı, sınır yok, sadece hayat.
Esto es solo vida imitando arte- - no hay lineas, sólo vida.
Groucho'yu taklit etme.
No imites a Groucho.
Taklit dalkavukluğun en iyi yoludur.
La imitación es la forma más elevada de halago.
Her defasinda benim ürünümü taklit ediyorsunuz zaten.
Ya has imitado mi producto varias veces.
Charlie'nin Melekleri'nden hangisini taklit ediyordu?
¿ De cuál de las Ángeles de Charlie hacía esa vez?
İmzamı mükemmel şekilde taklit etti.
Ha imitado mi firma a la perfección.
Ve sanırım Gezegenler hakkında inanılmaz büyük bilgiler toplamak için tanrıların düzeninin ne olduğu ve onları nasıl taklit edip...
Y creo que esa fue la motivación de los mayas para recolectar cantidades increíbles de datos sobre planetas para tratar de ver, cuáles son los patrones de los dioses y, cómo poder imitarlos y honrarlos.