Tanner translate Spanish
1,896 parallel translation
Yalancı şahitlik de yapmayacaktım ama Tanner bunu bilmiyordu ve bilmeyecek de.
No cometería perjurio, pero Tanner no sabe eso, y nunca lo sabrá.
Ama neyi var biliyor musun Tanner?
Pero usted sabe qué hace tiene, ¿ Tanner?
Tanner'ı toz içinde kaybediyorum.
Pierdo a Tanner en el polvo.
Tanner'in karavanından daha hafif geliyor ama hâlâ bir ton çeker, bahse girerim.
Pesa menos que el remolque de Tanner, Pero todavía pesa una tonelada, hago una apuesta.
Tanner o off-road'u alarak kötü bir seçim yaptı.
Tanner hizo un desacierto Trayendo esa vía feriada un.
Hey, Tanner.
Oye, Curtidor.
Tanner karavanında rahatça uyurken Adam ve ben geceleri arabalarımızda geçiriyorduk.
Adam y yo gastamos lo La noche en nuestros camiones echando una moneda a cara o cruz y dando vuelta mientras Tanner durmió Pacíficamente en su remolque.
Tanner aldığı yüksek eğitimi göstermek için can atıyordu.
Tanner estaba deseoso de salir a la vista Fuera de su enseñanza superior.
Tanner çok hızlı gidiyor yakıtı çok çabuk bitecek.
El paseo en coche gonna de Tanner demasiado rápido, Quédese sin gas impaciente.
Trump'a 25 km kalmıştı. Tanner'ı yenmemin tek yolu yakıt tasarrufu yapmaktan bıkmasıydı.
Con simplemente 15 millas para El Casino de Triunfo, yo que conocí a todo lo que tuve que hacer gana ¿ la espera fue para Tanner?
Tanner uçmaya başladı.
Usted sabe, está simplemente Como Tanner a levantar vuelo.
Bu arada Tanner'ın agresif sürüşü ona pahalıya patlamıştı.
Entretanto, Tanner agresivo La conducción le había costado.
Adı Noelle Tanner.
Noelle Tanner es su nombre.
Noelle Tanner, bir ile onbirin köşesinde.
Noelle Tanner, el 11th y el 1st.
Noelle Tanner!
Noelle Tanner!
Adım Tanner. Güreşçiyim.
Me llamo Tanner.
Tamam. Hadi, Tanner.
Vamos, Tanner.
Tanner'in Mercedes'i çalışmadı.
Mercedes de Tanner No fui con rumbo hacia un buen principio.
Ve Tanner Mercedes'ini ortaya çıkarıyor.
Y Tanner aparece en esa Mercedes.
Ama Festiva'mın en iyi şeyi... Tanner'in Benz'ini yenmesiydi.
Excepto lo mejor acerca de mi Festiva fui que le ganaba a Benz de Tanner.
Tanner'in Mercedes'i gibi hurdalıkta çürümeye terk edilmemiş.
No ha estado esperando para Esté aplastado en una chatarrería Como la Mercedes de Tanner.
Tanner stop lambalarımı görmeye alıştı.
Tanner fui gonna tenga que ponerse a Solí ver mis luces traseras.
Tanner, Festiva tenisi oynamak ister misin?
Tanner, usted quiera ¿ El tenis de obra teatral Festiva?
Geriye Tanner ve ben kalmıştık.
que La raza estaba hasta yo y Tanner.
Tanner, Tanner!
¡ Tanner, Curtidor!
- Steve Sanner'ın otopsisine başladın mı?
¿ Has empezado la autopsia de Steve Tanner?
- Steve Sanner'a çok üzüldüm. - Evet.
- Qué desagradable lo de Steve Tanner.
Bayan Tanner lütfen sorumu bağışlayın, ama hangi uyuşturucuyu kullanıyorsunuz?
Sra. Tanner, por favor, no se lo tome a mal, pero ¿ a qué tipo de droga es adicta?
Bayan Tanner, oğlunuz kayıp.
Su hijo ha desaparecido, señora Tanner.
İki intihar girişimi sonrası Smithler'e, annenin aşırı doz ilaç alması sonucu da Tannerlar'a acil durum görevlileri gönderilmiş.
Los de emergencias acudieron a la casa de los Smith después de ambos intentos de suicidio y una vez a casa de los Tanner después de que la madre sufriera una sobredosis por medicamentos.
Bu operatör hem Smith hem de Tanner aileleri aradığında görev başında olmalı.
Bueno, este operador habría estado de servicio cuando entraron ambas llamadas, la de la familia Smith y la de la familia Tanner.
Tanner yeni bir off-road aracı alıyor ve bir airboat * ile yarışmak için onu bataklığa doğru götürüyor.
Tanner tomó un camino duro para off road y se adentró en el pantano para competir contra un deslizador.
Tanner, Ford F-450 seçti.
Tanner el Ford F-450.
Adam, Tanner saydığında sen hareket ettin mi?
Adam, ¿ saliste cuando Tanner contó?
Tanner, ister 1 cm ile ister bir km ile kazan önemli değil.
Tanner, no importa si ganaste por 2,5 centímetros o por 1,5 kilómetros.
24 küçük Tanner adımı mı?
¿ 24 pequeños pies de Tanner?
Sırada, Tanner'ın kamyonetinin en sağlam olup olmadığını göreceğiz.
A continuación, es el turno de Tanner para ver si tiene la camioneta más fuerte.
Tanner'la kalkış yarışını burun farkıyla kazandım.
Aventajé a Tanner para ganar la carrera.
Ve sonra Tanner patinaj yarışını kazandı.
Y luego Tanner ganó el desafío de quemar llantas.
Tanner, Ford'u seçti. Rutledge da Chevy'i.
Tanner, el Ford, y Rutledge, el Chevy.
Tanner ve Rutledge'ın birer zaferleri vardı.
Tanner y Rutledge tuvieron una victoria.
Tanner'ın gereksiz patinajından sonra... Tekerleklerinde ufak bir lastik izi bırakmıştı bu yüzden dezavantajlıydı.
Luego de la injustifica quemada de llantas de Tanner, tenía muy poco caucho en sus neumáticos, así que estaba en desventaja.
Şimdi yapmam gereken zirveye çıkmaktı ve biz Tanner'ı tam olarak istediğimiz yere getirecektik.
Ahora todo lo que tenía que hacer era llegar a la cima, y tendríamos a Tanner exactamente donde lo queríamos.
Tanner bunun kolay bir yarışma olduğunu düşünmüş olabilir ama böyle yavaş tırmanış, iyi bir yol tutuş gerektirir.
Tanner puede haber pensado que éste era un desafío fácil, pero una lenta subida como ésta requiere de buena tracción.
Tanner'a başarılı bir şekilde mağlubiyet vermiştik fakat en sağlam kamyonet yarışmamız bitmedi.
Éxitosamente, le dimos una paliza a Tanner, pero nuestro desafío de la camioneta más fuerte no había terminado.
Peki, Tanner'in Ford'la... 126 tonluk bir treni çekmesine karşılık... Ram'imin en sağlam kamyonet olduğunu ispatlamak için benim de kocaman, devasa, büyük bir şeye ihtiyacım vardı.
Así que, para superar a la Ford de Tanner tirando de un tren de 130000 kilos, necesitaba algo masivo, algo titánico, algo tan grande con el que pudiera probar que mi Ram era la camioneta más fuerte.
Tanner'ın Ford'unun 126 tonluk bir treni çekmesi oldukça etkileyiciydi.
La Ford de Tanner tirando un tren de 130000 kilos fue bastante impresionante.
Başka kim bunun tatlı olduğunu düşünüyor biliyor musun,... köşedeki yaşlı kadın, Bayan Tanner.
Sabes ¿ quién piensa que de verdad es lindo? La viejita de la esquina, la Sra. Tanner.
Amanda Tanner?
¿ Amanda Tanner?
Tanner, ne tarafa gittiler?
Tanner, ¿ por dónde?
Neredeyiz, Tanner?
¿ Dónde estamos, Tanner?