Target translate Spanish
181 parallel translation
Target for Tonight [6]. Mürettabat, gündüz uçuşları için eğitildiğinden gece uçuşlarında zorluk çekiyordu.
Para las tripulaciones aéreas, entrenadas para atacar con la luz del día, los vuelos nocturnos tenían sus problemas.
What we thought was you turned out to be an old sonar target.
Lo que creíamos el submarino es un antiguo blanco de sonar.
Geçen hafta Target'da olduğu gibi baban 45 dakika boyunca Trevor'u kaybettiğinde.
Como la semana pasada en la tienda, papá perdió a Trevor 45 minutos.
¶ Or have you picked your target yet?
¶ O aún no elegiste tu objetivo?
Alt kattaki kasamda 38'lik bir TargetMaster var.
Sí. Una Target master del 38 en la caja fuerte.
Screaming Target - Big Youth bizim en sevdiklerimizden biriydi.
Uno muy popular entre nosotros era'Screaming Target'de Big Youth.
Sen ve erkek arkadaşın bana Target'da çarptınız.
Tú y tu novio... chocaron contra mí en Target.
Şirketlerin amacı karları maksimize etmektir ve pazar payını. Ve hedefledikleri bir amaç ta var yani toplum.
La meta de las corporaciones es maximizar las ganancias y la cuota de mercado, y también tienen una meta para su [target] poblacional.
"Hedef X" ( Target X ) Oh sakinleş Scott. Heyecanlanmamalısın.
Relájate Scott, deberías estar emocionado.
- Target.
- En Target.
Kay * Mart, Target ama ben tek bir şeyim : Arzu!
Kay Mart, Target, pero soy una única entidad : ¡ Deseo!
Şimdi gözlerden uzakta bir karavanda yaşıyor.
Y ahora vive en una furgoneta delante de una Target.
Bildiğimiz en büyük gizemleri çözmek için aklını kullanmaktır.
Es usar tu mente para resolver los misterios más grandes que conocemos. Numb3rs - 2x06 Soft Target Papá, ¿ Viste a Char- -
Torso'yu market mi yapacaklar?
¿ Torso en Target?
Target'tan aldım.
Lo compré en Target.
Buna inanamıyorum. Bu başımıza gelenler bir kabus olmalı.
Teniendo en cuenta que pasamos de Tiffany a Target en una noche.
O bluzu dün Target'da, 9.99 dolara gördüm.
Vi esa blusa en especial en Target por 9,99.
Yapacak daha çok şey var. Wal-mart, K-mart ve Target var.
Ahora tienes el Wal-Mart, el Kmart y el Target, ¿ verdad?
- Target'ten mi satın aldınız bunu?
- ¿ Lo compraste en Target?
Hayır, Target'ten almadım.
No, no lo compré en Target.
Target'ta 12 kağıt.
12 dólares en Target.
Burası "Target".
Es Target.
Target ekibinden biri ev mobilyaları bölümüne lütfen.
Miembro del equipo de Target, a Amoblamientos.
Çocuk giyim bölümüne Target ekibinden biri gelebilir mi?
Un miembro del equipo de Target, a Ropa Infantil.
Çocuk giyime Target ekibinden biri lütfen.
A Ropa Infantil, por favor.
Ve sonra Target'a gidip sana Mega Ranger alırız.
Y luego vamos a una tienda y te compro un Mega Ranger
- Seçenek mi istiyorsun? Dükkana git.
Quieres variedad, ve a Target.
Oraya öyle diyoruz.
No. No, es como decimos "Target"
"Hedef" e hiç gitmemiş biriyle tanışacağımı sanmazdım.
No creo que haya conocido a una persona que nunca haya estado en Target.
Annesi Target'ta bana gömlek alıyor.
Ella está en Target, comprándome camisas.
İşten bir kız Target'in kozmetik bölümünde bir geyik gördüğünü söylemişti.
Alguien dijo que vio a un venado en el pasillo de cosméticos en Target.
Şimdi 25 dolarlık Target hediye kartımı bile kendimi suçlu hissetmeden kullanamıyorum.
Ahora ni siquiera puedo usar mi tarjeta 25 dólares de Target sin sentirme culpable.
Bugün Target hediye kartını hak etmiş oldun.
Hoy te ganaste tu tarjeta de regalo.
- Çantanı nereden aldın? Target mi?
- ¿ Compraste esa cartera en Target?
Target'a gideceklermiş, ondan sonrada çocukları alacağız.
Van a ir a Target, los tenemos que buscar después.
N'apsın... TARGET mağazasındaki işinden kovuldu.
- Jesús. la despidieron de Target,
for two of the target cities. Hurry.
Date prisa.
Dudak parlatıcısı yok, üzerindeki pazardan alınma kazak da ne?
Sin maquillaje, y ¿ por qué el abrigo de Target?
"Zor Hedef"!
Hard Target "!
Hedef gibi bir şey dedi.
Algo acerca de un target.
Hedef batıya yöneldi.
'Target en dirección oeste.'
Hedef yerinde.
Target en el sitio.
Lanet Chuck E. Cheese'e gidemem. Target'e gidemem. Best Buy'a gidemem.
No puedo ir a ningún restaurante, a ningún bar, a comprar nada.
Old Navy, Target ve wal-Mart'a başvurdum. *
Me postulé a Old Navy Target y Wal-Mart.
Sokak arasında nişan yüzüğü satıldığını bilmiyordum.
No sabía que en Target vendieran anillos de compromiso.
Akşam saat 6 : 00'da atış poligonuna ne dersin?
¿ Qué te parece hoy a la noche en Target Range, alrededor de las 6 : 00?
Target otoparkındayken kıçında ne olduğunu düşündün bilmiyorum, ama bulmak için gerçekten uğraştın.
No sé lo que pensabas que llevabas en el culo en el parking del Target, pero estabas... estabas realmente intentando encontrarlo.
"Hedef" e gidebiliriz.
Hey, podemos ir a "Targét". ( cadena de tiendas )
İşte senin hedef kitlen.
Tu target demográfico.
Albüme Walmart, Target, Cosco'dan ulaşabilirsiniz.
- Sí.
Single da iTunes'dan indirilebiliniyor.
Búsquenlo en Wal-Mart, Target, Cosco, y, por supuesto el single ya está disponible para bajar en i-tunes.