English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ T ] / Tecavüz

Tecavüz translate Spanish

8,987 parallel translation
Ben kimseye tecavüz etmedim.
No violé a nadie.
Idaho eyaletinde haneye tecavüz büyük bir suçtur.
El allanamiento de morada es un delito grave en el estado de las gemas.
Sana babasının ona tecavüz ettiğini söylemiştim.
Ya te he dicho por qué, su padre la violó.
Karnınız ağrırken insanlara tecavüz etmek zordur da, ondan.
Bueno, es difícil salir y violación cuando se tiene un dolor de estómago.
Tecavüz ve cinayet suçundan tutuklusun.
Estás bajo arresto, amigo. Por violación y homicidio.
O mekanda takıldıktan sonra Hollister'ın tecavüz edip, öldürdüğü kız bu.
Esa es la chica que Hollister violó y asesinó después de pasar un rato en ese lugar.
Tecavüz, polis, dönüş.
- Violación, policía, rareza, ¿ no?
Ona tecavüz eden bir baba.
Uno que la viola.
Tecavüz edeyim mi?
¿ Violarte?
Neden tecavüz etmeyeyim? Cesur Siki'cik.
¿ Por qué no debería hacerlo, Valerosa, jodida...
Bana tecavüz edecekken karısı geldi.
Me habría violado, pero su mujer apareció en escena.
Açıkça haneye tecavüz.
Invasión directa a las casas haji.
Köylere gidelim, bütün kadınlara tecavüz edip bebekleri öldürelim.
Ir a los pueblos... violar a las mujeres... matar a los niños...
Tecavüz ettiler, cinayet işlediler. Yakıp yıktılar.
Violaron, asesinaron, arrasaron.
Reşit birine tecavüz etmek, Evan.
Violación de menores, Evan.
Tecavüz edin.
Violarla.
Haneye tecavüz suç muydu?
- Dime, ¿ el allanamiento es un delito?
Haneye tecavüz etmeyeceğimize söz vermiştin.
Prometiste que allanamiento no.
Haneye tecavüz etmeyeceğiz.
No es allanamiento.
Haneye tecavüz ettiğinizi bilmelisiniz.
Deberían saber que están entrando ilegalmente
Tecavüz edilmeyi düşünmekten vazgeçip, hemen şu lanet arabadan çık!
¡ Necesitas dejar esa obsesión anal y salir del puto coche!
Sen 19 yaşındayken çıktığın kızlara ilk randevuda tecavüz etmekle meşguldün.
Tú a los 19 estabas quedando con chicas para violarlas en Radcliffe.
Dustin geçen yılkine "Anal tecavüz balkabağı" yazmıştı.
El año pasado, Dustin escribió "calabaza de la violación anal".
Çocukken bana tecavüz edenin bir tek ağabeyim olduğunu mu sanıyorsun?
¿ Crees que mi hermano mayor fue el único miembro de mi familia que me violó cuando era una niña?
Bu yüzden, sevgilim müttefikliğimizi kutlayalım ve bana tecavüz edenlere karşı kazandığımız zafere içelim.
Y entonces, querido mío, celebremos nuestra alianza, y brindemos por la victoria sobre mis abusadores.
Bir keresinde bir CPR eğitim mankenine tecavüz ettiği için uzaklaştırma almış.
Lo suspendieron una vez por violar un maniquí de RCP.
Yoksa yaşam alanına tecavüz mü ediyorum?
¿ O estoy invadiendo tu otra vida amorosa?
Öldürüyorlar, tecavüz ediyorlar...
Matan, violan...
Yalnız ertesi gün yerel evcil hayvan dükkânında haneye tecavüz olduğunu duydum.
Sólo un día despues, encuentro que hubo un robo en la tienda local de mascotas.
Haneye tecavüz ettiğinizi bilmelisiniz.
Deberían saber que están entrando en propiedad privada.
Haneye tecavüz ettiğinizi bilmelisiniz.
Deberías saber que entraron en una propiedad privada.
Bana tecavüz ederken bunu aklımdan çıkarmam.
Pensaré en eso cuando esté abusando de mí.
Demek istediğim, boğazını kesip sana tecavüz edebilirdi.
Quiero decir, sí, podría haberte cortado la garganta y... Y violarte, pero también lo podría hacer un hombre cruzando la calle.
- Bana tecavüz etti.
- Me violó.
- Ama o gün sana tecavüz etti, öyle mi?
- ¿ Pero ese día, él te violó?
- Yine de sana tecavüz etti, öyle mi?
- ¿ Sin embargo, de repente te violó?
Orospular tecavüz edip öldürmek içindir.
Las putas deben ser violadas... y asesinadas.
Bana tecavüz mü edeceksin?
¿ Violarme?
Nedense bir buhar odasına giriyorsun ve bayılmışsın çünkü sana tecavüz etmişler.
Y por alguna razón, estás en un sauna, y estás inconsciente porque te acaban de drogar.
Daha önce kendimi bir eşofman altı için kötü hissetmemiştim ama bu bir tecavüz.
Bueno, nunca me he sentido mal por unos monos antes, pero eso es un ataque.
- Yeterince tecavüz edememişizdir belki.
Nos falta espíritu violador.
Tecavüz etmeyi planladı ve planına göre de tecavüz etti.
Planeó la violación y siguió su plan.
Biz de ona tecavüz edeceğiz demek.
La chica del dragón tatuado es una novela sueca. Significa que vamos a violarlo nosotras.
Hayatımda derinden kuşku duyduğum şeyler yaptım ama bilinçsiz bir adama yabancı nesne ile arkadan tecavüz mü?
Hice cosas sumamente cuestionables en mi vida, pero ¿ meterle un objeto extraño en el culo a un hombre inconsciente?
Ben ona... Tecavüz falan etmedim.
No hubo violación, con ella.
Kocanın o kızlara tecavüz etmesine yardımcı olarak uysal olmalarını sağlayarak.
Al ayudar a tu marido violaste a esas chicas, haciéndolas más flexibles.
Ona tecavüz etmedim.
No lo violé.
Jolene Samuels ona en savunmasız olduğu anda tecavüz ettiğinde Chad Manning bunları hissetti.
Eso fue lo que Chad Manning sintió cuando Jolene Samuels lo violó en su momento más vulnerable.
Savcılığın, Jolene'i Chad'a tecavüz ederken gördüğünü söyleyen bir tanığı var.
La fiscalía tiene un testigo visual que afirma haber visto a Jolene violar a Chad.
Üyelerin deneyimledikleri cinsel istismarlardan bahsettikleri bir site. Buna tecavüz de dâhil mi?
Bueno, es un foro donde usuarios divulgan detalles de sus explotaciones sexuales.
Haneye tecavüz denir buna!
Allanamiento de morada, ¿ estás mal de la cabeza?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]