Tehlikeli translate Spanish
25,162 parallel translation
- Tehlikeli olduğu dönemlerde.
- Cuando aún era peligroso.
Bu tehlikeli bir durum.
Es peligrosa.
Tehlikeli babamla yaptığınız iş.
Es... peligroso, lo que tú y papá hacen.
Katıldığın zaman tehlikeli olabileceğini biliyor muydun?
¿ Sabían que sería peligroso cuando se unieron?
Tehlikeli olması önemli değildi.
Peligroso no importaba.
İşi tehlikeli olduğu için endişelendiğin oluyor mu hiç?
¿ Alguna vez te preocupas... por que su trabajo sea peligroso?
Çok tehlikeli şeyler, durmaları gerek.
Que son demasiado peligrosas.
Purrgil tehlikeli.
Los Purrgils son peligrosos.
- Kulağa tehlikeli bir plan gibi geldi.
Parece un plan peligroso.
Hayır, aslı bana itaat etmemen tehlikeli olur.
¡ No, no me desobedezcas, es peligroso!
Bu görev hem önemli hem de tehlikeli.
Esta misión es importante y peligrosa.
Çok tehlikeli.
Es demasiado peligroso.
Boyun eğdiğin bu oyun çok tehlikeli Elliot.
Ese juego que aceptas jugar es peligroso, Elliot.
Gelmiş geçmiş en tehlikeli hacker grubu.
El equipo de hackers más peligroso del mundo.
Buraya gelmem oldukça tehlikeli bir hareketti.
Fue muy arriesgado para mí venir.
Ray tehlikeli, bir suçlu.
Ray es peligroso, un criminal.
Tehlikeli. Sana kolay olacağını söylemeyeceğim. Ama işi kotarırsak sana 100 bin nakit çalışır.
Es peligroso, no digo que vaya a ser fácil, pero hay cien de los grandes en efectivo para ti.
Yalan yok cidden tehlikeli ama kotarırsak sana 200 bin nakit çalışır.
Es jodidamente peligroso, no voy a mentirte, pero hay... 200 de los grandes en efectivo para ti.
- Hayır, çok tehlikeli.
No, es demasiado peligroso.
Tehlikeli olabilir ama.
Podría ser peligroso.
Sakin olun çocuklar, tehlikeli yabancı meselesi yok.
Tranquilos, no es el capítulo de : "Cuidado con los extraños".
Polis ve FBI da aynı ağ üzerinde. Bu tehlikeli olur.
Y la policía y el FBI están en la misma red que se ha visto comprometida.
Bak dostum, bunun için üzgünüm ama silahlı ve tehlikeli iki adam var.
Escucha, amigo, lamento hacerte esto pero hay dos hombres armados y peligrosos.
Buralar tehlikeli olabilir.
La mitad peligroso aquí.
Dışarısı çok tehlikeli.
Ahí fuera es peligroso.
- Tehlikeli değilim ben.
- No soy peligroso.
Ben tehlikeli değilim ve benden korkmana gerek yok.
No soy peligroso, y que no necesito tener miedo de mí.
Lou giderken öyle tehlikeli bir şey aldı ki kimse ona karşı çıkmaya cüret edemedi.
Bobo se escapó. Cuando se fue Lou, se llevó algo tan peligroso que nadie volvió a intentar molestarlo de nuevo.
Burada olması tehlikeli olabilir.
Sabes que puede ser peligroso que ella esté aquí.
Buralar tehlikeli vadi yolları!
Estos son los caminos del cañón peligrosas!
Köprünün üstünde iki kişinin tehlikeli olduğunu söylemiştin hani?
Pensé que habías dicho dos personas en el puente es peligroso.
Patlayan bir minibüs daha tehlikeli.
Una furgoneta explosión es más peligroso. Ponerse en marcha.
Bu tehlikeli bir sevkiyat ;
Es un cargamento peligroso ; no pueden ser expuestos a la luz ;
Ya birtakım kaçakçılar çok tehlikeli bir şeyin sevkiyatı için büyük paralar alacaksa?
¿ Y si de algún traficante que va a conseguir un gran día de pago enviando algo increíblemente peligroso?
- Tehlikeli sularda dolaşıyorsun Doktor.
Su pegando la boca en la cabeza de león, Doc.
Tamam ama sıcaklığa bu kadar uzun süre maruz kalmak aslında çok tehlikeli. Yani, belki de ben gidip onu mantıkla ikna etmeye çalışmalıyım.
Vale, pero estar expuesto al calor tanto rato es muy peligroso, así que... tal vez debería razonar con él.
İyi espri Backstreet Boys'un tehlikeli üyesi.
Esa es buena, peligroso de los Backstreet Boys.
Bak psikopat seni tehlikeli ilaçları çalmaktan ve polis memurunu saldırmaktan tutukluyorum.
Mira, psicópata, te tengo por robar... y consumir suficientes drogas controladas para ser delito, y además asaltar a un agente de policía.
Sadie, yapacağım şey çok tehlikeli.
Sadie, esto es peligroso, lo que voy a hacer.
Yapacağım şey çok tehlikeli.
Esto es peligroso, lo que voy a hacer.
Ayrıca tehlikeli.
Sí. Y también es peligroso.
Tehlikeli yerlerde takılmıyorlar mı?
¿ No van a lugares peligrosos?
Tehlikeli sularda yüzdüğünün farkında mısın?
¿ Se da cuenta de que se está metiendo en aguas peligrosas?
Çok güçlü. Çok tehlikeli.
Es muy poderoso... y peligroso.
Haber Spikeri : İran'ın altyapısı yeni ve gücü tehlikeli bir siber solucan ile hedefleniyor.
La infraestructura de Irán está siendo atacada por un nuevo y peligrosamente poderoso gusano cibernético.
Orada olacaklar çok tehlikeli olabilir.
Lo que pase ahí puede ser peligroso.
İslamik bağnaz kesim, dindar bağnaz kesim ellerine en tehlikeli, yıkıcı silahları alıyordu Dünya bunu durdurmalı.
Fanáticos islámicos, fanáticos religiosos podrán sus manos en las armas más peligrosas, más devastadoras y el mundo debería evitarlo.
Bu çok çok tehlikeli bir mayın tarlası şu an yürüdüğümüz ve karar veren uluslar aksi yönde aksiyon alanlar göz önünde bulundurmalıdır bütün etkilerini, ahlaki etkiler dahil.
Y las naciones que deciden tomar acciones encubiertas deberían considerar todos los efectos, incluyendo los efectos morales.
Etiyopya tehlikeli bir ülke.
Etiopía es un país peligroso.
Çok tehlikeli o kadar.
Es demasiado peligroso.
Bunu söylemen çok tehlikeli.
¡ No digas eso de nuevo!
tehlikeli mi 56
tehlikelidir 25
tehlikeli olabilir 67
tehlikeli değil 16
tehlike 194
tehlike yok 40
tehlike mi 17
tehlikedesin 20
tehlikedesiniz 19
tehlike geçti 40
tehlikelidir 25
tehlikeli olabilir 67
tehlikeli değil 16
tehlike 194
tehlike yok 40
tehlike mi 17
tehlikedesin 20
tehlikedesiniz 19
tehlike geçti 40