English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ T ] / Temel olarak

Temel olarak translate Spanish

1,042 parallel translation
Temel olarak...
Básicamente- -
Temel olarak yüksek randımanlı filtreleme ve hava dolaşım sistemidir.
Básicamente es un filtro de alta eficiencia y un sistema de intercambio térmico.
Ateş ve buz gibi, temel olarak. Benim gruptaki rolüm bunların tam ortasında, ılık su gibi, bir bakıma.
Son como fuego y hielo, básicamente... y yo siento que mi papel es estar en medio de ellos... como agua tibia, en cierto sentido.
Temel olarak bu prototipin, öğrenmeye ve sonra orduya öğretebileceği her şeyi öğretmeye programlanmış bir versiyonuna ihtiyaç duyuyoruz.
Básicamente, necesitamos una versión adulta de este prototipo, programado para aprender y entonces enseñarle todo lo que el Ejército pueda enseñar.
Birkaç polip de görüyorum, lakin temel olarak karaciğer kanseri.
Está severamente afectado. También veo algunos pólipos, pero básicamente es un hígado cancerígeno. Estos son los platos presentados en esta fiesta.
Temel olarak insanlar koruma karşılığında hükümet için tanıklık ederler.
Básicamente, la gente testifica para el Gobierno a cambio de protección.
Ama temel olarak,
Pero basicamente,
Temel olarak olan biteni anlamanıza rağmen, evet belki bu kelime de, başka bir tanesi kadar uygun olacaktır.
Aunque para comprender el concepto, sí, quizá ese término sea el adecuado.
Muhtemelen temel olarak karbon dioksitten, oluşuyor.
Quizás está compuesto es su mayoría de dióxido de carbono.
Temel olarak şöyle diyor... Sahip olduğum her şey, arabalar, evler, şirketler... bir gün hiçbirine sahip olamazsın.
Básicamente, dice que... todo lo que poseo, los coches, las casas, los negocios... nunca serán tuyos.
Temel olarak yaptığımız... yatak verdiğimiz, yedi günlük bir basın konferansıydı.
Ylo que hicimos fue... una conferencia de prensa de siete días en la cama.
Temel olarak?
¿ Salvaje?
- Temel olarak.
- Sí.
Temel olarak portakal suyuyla harmanlanmış marmelat.
Básicamente mermelada mezclada con zumo de naranja.
- Temel olarak domuz eti suyu.
Básicamente es el agua que suelta el bacón.
Ve temel olarak sen de.
Y, en dos palabras, tú también.
Temel olarak, bu bodrumu önümüzdeki Perşembeye kadar çalışılabilir bir yer yapmalıyız.
Básicamente, necesitamos tener este sótano apto para trabajar para el próximo jueves.
Mankafa temel olarak doğru söylüyor. Radyo da istasyon aramak gibi Ö-L-Ü-M.
El cerebro plano tiene razón, Como sintonizar M-A-T-A-R,
Temel olarak, eger yanarsan, cildin Crisco adi verilen bir zehire donusur.
Basicamente, si eres bien sepultado, Tu piel se torna en veneno Crisco.
Temel olarak.
Fundamentalmente.
Temel olarak hepimiz biraz böyleyiz, bir tür alışveriş bu.
Básicamente, ése es nuestro trabajo, explicado un poco por encima.
Yaptığım şey temel olarak kapağı kaldırmak... -... çubukları içeri sokup... - Evet ittirerek, borunun temiz ve açık olmasını sağlamak.
- Básicamente, es levantar la tapa... unir las varas del mango, meterlo y limpiar el sumidero.
Temel olarak hayat iyi düzeydeydi.
Básicamente, la vida era buena.
Dünya'yı temel olarak kullanım kendi imparatorluğumu kurmak!
No tienes ninguna idea cuánto tiempo he esperado por el momento correcto para reestablecer el dominio Saiyajin.
Temel olarak bu nehirlerin ve göllerin yeraltı sistemi. Ama yeraltı yatağının altındaki ısı 46 derece... yaz sıcağında bile.
Es un sistema subterráneo de ríos y lagos pero la temperatura de debajo es de ocho grados incluso en pleno verano.
Temel olarak evet.
Tendremos datos contundentes para la EPA.
temel olarak, yavaş ve güçsüz.
Basicamente, era lento y tú no tiens poder
Temel olarak, bir makinayı sadece beyazlar için kullanacaksın.
Básicamente hay que usar una máquina para la ropa blanca.
Dış kısmı temel olarak gaz halindeki hidrojen ve helyumdan oluşuyor ve içerideki buz kabuğu çevreliyor.
La cabellera se compone sobre todo de helio e hidrógeno gaseoso, que envuelven un manto helado.
Temel olarak fortanium ve bilinmeyen bazı maddelerden oluşuyor.
Está compuesto de fortanio y de varios materiales desconocidos.
Bu bileşik, temel olarak önceki suçluların birinin parmağında bulunan kalıntıların yapısıyla aynı.
Este compuesto es, en su base, similar a la sustancia analizada anteriormente del dedo de otro perpetrador.
Emin değilim. Temel olarak John'un şarkısıydı.
No estoy seguro, era una canción de John.
Temel olarak sabah ve akşam, öyle çok zamanınızı almayan... 20 dakikalık basit bir meditasyon tekniği ile... hayat kalitenizi arttıracağınızı... ve böyle yaparak anlamı bulacağınızı söylüyordu.
Decia que con un sistema de meditación sencillo, 20 minutos por la mañana y por la noche, nada exagerado, se podia mejorar la calidad de vida y encontrarle algún tipo de sentido.
Sanırım temel olarak John ve Paul'un... egolarından kaçmak üzere kurdukları çılgınlıklardandı.
Creo que básicamente fueron John y Paul, con su... locura, sus egos que se les escapaban.
Temel olarak stüdyoda yalnız dördümüz oluyorduk. Bazen Neil ve Mal gibi yol arkadaşlarımız olurdu. Çoğu zaman kontrol odasında George Martin veya mikrofon ayarı yapan bir ses mühendisi olurdu.
Hasta entonces sólo éramos nosotros cuatro en el estudio, quizás también Neil y Mal de ayudantes o George Martin en el control y un ingeniero para arreglar el micrófono.
Temel olarak, işe alınma konularında kesin bir başarısızlık gösterdiğim için.
No conseguí alcanzar los objetivos para los que fui contratada.
Sence bu inanılmaz değil mi? Temel olarak bakterisel bir sürecin 452 ayrı şekilde tanımlanması?
¿ No es increíble que haya 452 maneras de clasificar un proceso bacteriológico?
ve bizler, temel olarak, moleküllerden ibaretiz.
Y, dado que, básicamente, no somos más que una masa de moléculas,
Temel olarak sebze omletleri.
Prácticamente, sólo tortilla a las finas hierbas.
Temel olarak haklısın.
En el fondo tiene razón.
Yani temel olarak söylediğin nüfusun yüzde 95'iyle çıkılamaz mı?
Así que básicamente dices que ¿ el 95 % de la población no es citable?
Temel olarak... hortumun... seni emdiği yerdir.
Es el punto... en el que básicamente el ciclón... te succiona.
Temel olarak bizler haber dünyasının Üç Silahşörleri'yiz.
Somos los tres mosqueteros del Departamento de Noticias.
Sosyalist ülkelerin kalkınmalarında temel taş olarak kullandıkları şey, beden kültürüdür.
Desde su resolución, nuestra cultura física ha estado sujeta a una discriminación ostensible por países socialistas.
Bir erkek olarak benim dört temel varlığım var.
Como hombre, tengo 4 bienes básicos.
Ayrıca, şirketin ve her bir bireyin sahip olduğu koşullar ve ruh hali ve insanların kişisel olarak katlandıkları şeyler de bir filmin temel faktörlerindendir.
Además, las condiciones y el ánimo de la compañía y de cada individuo, y las cosas que viven las personas, son también elementos principales de la película.
Temel olarak hepimiz kuzu postuna bürünmüş kurtlarız.
Al final, básicamente todos somos lobos con piel de cordero.
Geliştirmelerin için temel kaynak olarak... prototip motoru da içeren bir inşa programı yaptığın için... bir kez daha iltifat etmek üzereydim.
Pensaba volver a felicitarle, por crear un programa holográfico del prototipo de los motores y tener una referencia permanente para sus modificaciones.
Sevgi gösterisi olarak kürkünün ritmik okşanmasında çıkardığın... temel zevk güdülerini karşılayan... kedi iletişimin eşsiz bir gelişimi olan... ses titreşimlerin büyülüyor içten beni.
Me intrigan tus oscilaciones subvocales, Un desarrollo singular en la comunicación felina Que obvia tu predilección hedonista
Hayır, avukatı olarak temel şartlardan önce ben tatmin olmalıyım.
No, como su abogada... debo ver los parámetros generales y estar segura primero...
- Temel olarak.
- Más o menos.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]