Tires translate Spanish
1,000 parallel translation
Göğsüme hançer saplasan bile razıyım.
Aceptaré gustosamente cada puñal que me tires.
Ziyan olmasın.
No tires nada.
Sakın pencereden düşme!
¡ No te tires por la ventana!
- Kibritleri yere atma! - Tüh.
No tires los fósforos al suelo.
Tetiği hemen çekme!
No tires del gatillo.
- Kendini böyle harap etme.
- No te tires tan bajo.
Sana paranı başkalarına vermemeni söylemiştim.
Te dije que no tires tu dinero.
- Onu kaldırıma atma.
- No tires eso en la acera.
Masaya çarpmayasın.
No tires la mesa.
Gene bizi mi avlayacaksın, Alvin?
A condición de que tú no tires otra vez, ¿ eh?
Yavaşça sık, tıpkı bir limonu sıkar gibi.
No tires de él. Aprieta poco a poco, como si exprimieras un limón.
Evi başımıza yıkmayın.
No tires la casa abajo.
- Ateş etme Thatcher.
- No tires, Thatcher.
Sakın ona sulanayım deme denizci.
No le tires los tejos, marinero.
Senden nakavt numarası isteyen kim?
Nadie dice que te tires.
Peter, kedinin kuyruğunu çekme.
Peter, no le tires del rabo al gato.
Hadi Asta.
NO TIRES EL PERIÓDICO. QUIERO LEER LO DEL ASESINATO.
Atma! Hayır!
¡ No lo tires!
Beni duyuyor musun?
¿ No me oyes? He dicho que lo tires.
Aşağı dedim mankafa.
He dicho que lo tires, tonto.
Kapıyı kırıp yıksan bile onu içeride bulamazsın.
Aunque tires la puerta abajo, no está dentro.
Çekiştirip durma... N'oldu?
Es inutil que tires... ¡ Me vas a arrancar la manga!
Kızları giyinik veya çıplak nehre atma derler.
Nunca tires chicas al río, ni vestidas ni desnudas, dicen.
Sana onu bana at dedim.
Te he dicho que me lo tires.
Bavula bak, bir şeyler bulursun.
Mira en el baúl, algo habrá. Y no lo tires todo por ahí.
Şimdi bu boruyu götürüp, bir yere atmanı istiyorum. Kurtul ondan.
Pero ahora quiero que tires este cuerno.
Eli var diyorum, paranı boş yere yakma.
Te digo que la tiene. - No tires de ese modo la pasta.
Senin yaptığın gibi beni aşağı indirmeni istemiyorum... istersen ipini çöz.
No quiero que me tires, como hiciste con... Desátate si quieres como hiciste con...
Sen onu yanından ayırma. Dağlarda kaybolur.
Pues no lo tires por ahí o se perderá en las montañas.
- Taşları tekmeleyip durma.
- No tires piedras.
Henüz havlu atma, sevgili Agnes.
Pues no tires la toalla aún, Agnes.
Güven bana canım.
Confía en mí. No me tires piedras.
Tetiği aniden çekme.
No tires bruscamente del gatillo.
Tekrarlattırma.
No tires mucho de la cuerda.
Tamam, o kadar sert çekme!
Así. ¡ No tires tanto...!
Dikkat et. Yürüyüşe çıkma zamanı mı?
Ten cuidado, no lo tires todo.
Adam, atma onu tatlım.
Adam, no lo tires, cielo.
İpi hafifçe çekmeyi dene.
Cuando tires del cordel no estires tan fuerte.
Çok sert çekme.
No tires tan fuerte.
Ama sakın fırlatayım deme.
Pero no lo tires.
Anne, farelerimi atma.
Mamá, no tires mi ratón blanco, ¿ vale?
Bombaları atmamalısınız.
No tires esas bombas.
Tamam işte, insanların üstüne yuvarlama.
- Pues eso. - No tires cosas.
Michael, paranı sokağa atmana izin vermeyeceğim.
¡ Michael, no permitiré que tires tu dinero!
- Dikkat, dökülmesin.
- Cuidado, no lo tires.
"Cenazeye hazırlanmalı."
"Limpia el polvo de los seguros. No tires la ropa negra".
- Böyle şeyler zorla çekilmez!
- ¡ No tires así!
Atıp durma şunları!
¡ No me tires eso!
Dur!
No tires de la cuerda, se me ha enredado en el brazo. ¡ Espera!
Aman dikkatli ol, tatlım.
No lo tires.
Ufaklık, sen...
Roger, no lo tires.