Tirke translate Spanish
85 parallel translation
Aleksandar Tirnanic, Tirke.
Aleksandar Tirnanic Tirke.
Tirke!
¡ Tirke!
Tirke, belanı arama, yemin ederim annene söylerim.
No busques problemas, Tirke, te demandaré, te lo juro.
Rajko'nun palavralarını dinleme Tirke.
Tirke, no le hagas caso a Rajko.
Tirke sanki her ikisi için doğmuştu.
Para estos dos, Tirke era como un hijo propio.
Tirke'nin babası da savaşta çarpışmıştı.
El padre de Tirke no sobrevivió la guerra.
Tirke, O bir usta.
Es un maestro.
Tirke. - BSC'ye sizinle gelebilir miyim?
- Tirke, ¿ puedo acompañarte al BSK?
İçeri gel Tirke.
Tirke, pasa, pasa.
Bu Tirke, O'nu ben çağırdım.
- Éste es Tirke, yo lo traje.
Tirke, harikaydın, seni alacaklar, göreceksin.
Tirke, estuviste excelente, te invitarán al equipo, ya verás.
Sen fabrikada çalışacak adam değilsin Tirke!
Tú no eres para trabajar en la fábrica, Tirke.
Aslında Tirke, şüpheliyim.
Sinceramente, Tirke, no lo creo.
Tamam Radoje, bunu sonra hallederiz. Tirke benim deli olduğumu düşünecek.
Bueno, Radoje, vamos, Tirke pensará que estoy loco.
Mankafa Bozha denilen adamın fikirleri kimin umurunda?
¡ Tirke! ¿ A quién le importa lo que dice el hombre al que llaman Boza el Incompetente?
- Şu herif Pirke.
- No es Pirke, es Tirke.
- Tirke, Tirnanic'den. Yugoslavya derbisinde olsa çok faydalı olurdu.
Ese chico nos sería muy útil contra el F.C. Yugoslavia.
Biliyorsun Tirke, bütün bu sevgi olmadan, geceleri uyuyamam ben.
Sabes, Tirke, no puedo dormir de tanto amor.
Tirke, nasılsın?
- Tirke, ¿ cómo estás, estás bien?
Bana ayak numaranı göstersene?
- Tirke, ¿ cuándo vas a driblar?
- Mosha, Tirke çiğ yumurtayı yapabilir.
Mosa, Tirke sabe hacerlo con el huevo crudo.
Mosha ve Tirke'nin adları daima birlikte anılır kutsal bir şekilde ve saygıyla.
Los nombres de Mosa y Tirke siempre se decían juntos y con mucho respeto.
- Yeni ayakkabılar Tirke!
Tirke, ¿ botines nuevos, no? - Originales.
Tirke, bu dürzülerin dedikleri doğru mu?
Tirke, ¿ es verdad que estuvo Mosa?
- Bizim Tirke derbide oynayacak!
- Nuestro Tirke jugará el clásico. - Y este hombre vino aquí...
Bogdan, bekle, bir içki içelim!
Bogdan, Bogdan, espera, vamos a tomar algo es nuestro Tirke.
Bizim Tirke'miz. Seni budala.
¡ Qué imbécil!
Tirke pazar günü BSC de oynayacak millet! - Tebrikler.
¡ Oigan, Tirke jugará con el BSK el domingo, oigan!
- Merhaba Tirke. - Merhaba.
Buenos días.
Tirke, gol atacaksın, değil mi?
Tirke, ¡ mete un gol!
Tirke, buraya gel.
Tirke, ven aquí.
Tirke, Tirke!
¡ Tirke! ¡ Tirke!
Hayır, yeni bir oyuncumuz var, Tirke.
No, tenemos uno nuevo, Tirke.
- Tebrikler Tirke, tebrikler Mosha!
- ¡ Bravo Tirke, bravo Mosa!
Şerefe Tirke!
¡ Salud, Tirke!
En iyi arkadaşım Tirke, BSC için oynadı ve hatta galibiyet golünü attı.
Mi mejor amigo Tirke jugaba en el BSK encima marcó el gol de la victoria.
Tirke! Nereye gidiyorsun?
Tirke. ¿ A dónde vas?
Tirke, bekle!
¡ Tirke, espera!
Tirke, boşuna mı yaşıyoruz?
Oye, Tirke, ¿ merece la pena vivir?
- Tirke?
- ¿ Tirke?
Djurdja var, gördün O'nu, karım, bir de Tirke.
Tengo a Djurdja, la viste, mi mujer, con perdón. Y a Tirke.
- Tirke oğlum gibidir.
Él es como mi hijo. ¿ Tirke?
- Tirke? O kerata biraz terbiye almalı.
A ese granuja habrá que enseñarle lo suyo.
Tirke için, gerçekten de çok uzun bir yol.
... Tirke, es un camino largo.
Bu küçük Tirke gibi saf bir ruhsun sen.
Tú eres un alma pura, igual que Tirke.
Tirnanic! Tirke!
¡ Tirnanic!
Tirke'yi arıyorum, nerede, biliyor musunuz?
Busco a Tirke. ¿ Dónde está?
Tirke, uyan! Hadi!
¡ Tirke, Tirke, despierta!
- Tebrikler Tirke!
- ¡ Bravo! - ¡ Bravo!
- Tirke!
- ¡ Tirke!
İyi iş Tirke!
- ¡ Bravo, Tirke!