Tobey translate Spanish
387 parallel translation
- Ben Tobey. - Jen.
Me llamo Tobey.
Jack, Tobey.
Jack, conoce a Tobey.
Tobey, Jack.
Tobey, él es Jack.
Tobey gibi arkadaşlar mı?
¿ Como Tobey?
- Tobey, Jack'i hatırlıyorsun. - Evet.
- Tobey, recuerdas a Jack.
Tobey, pembe.
Tobey, toma la rosada.
Yeni arkadaşın Tobey gibi konuşmaya başladın.
Ya hablas como tu nuevo amigo Tobey.
Tek bir şey söyleyeceğim. Tobey.
Te digo una sola cosa :
Tobey öyle düşünmüyor.
A Tobey no le parece.
Ama Tobey normalde böyle.
Oero se ajusta a la personalidad de Tobey.
Erkek arkadaşım, Tobey, beni görmeye geldiğinde o da burada yiyecek ve burada kalacak.
Cuando mi novio Tobey Venga de Visita Va a comer aquí y a divertirse aquí.
Jack, Tobey'i memnuniyetle kabul ederiz.
Jack, Tobey es bienvenido.
Golf oynarım. Tobey, burada ne işin var?
La verdad es que juego mal al golf. ¿ Qué haces aquí?
Şamar oğlanın olmaya gelmedim, Tobey.
No vine para ser tu chivo expiatorio.
Bu önemli, Tobey.
Pero sí lo es.
- Tobey, o elektrik yok. Bunu değiştirmek istesen bile yapamazsın.
Porque no hay empatía entre nosotros y aunque quisieras cambiar ese hecho, no podrías.
Görüşürüz, Tobey.
Adiós, Tobey.
- Will, Tobey nerede?
- Will, ¿ y Tobey?
Hadi, Tobey.
Vamos, Tobey.
- Yapma Tobey. - Sadece 10 dakika sürer.
- No quiero hablar de ello.
Hey, Tobey.
Un momento, Tobey.
Derdim Tobey.
Mi pena es Tobey.
- Geçen gece pek şansın yoktu. - Biliyorsun değil mi, Tobey?
Anteayer las probabilidades estaban en tu contra.
Tobey, senin silahla tehdit edilme olasılığın, hetero bir çocuğunkinden üç kat fazla.
Es tres veces más factible que alguien te amenace con un arma.
Belki sadece Tobey hakları savunucusuyumdur.
Quizás sea un activista Tobey.
Hem zaten gerçek bir Tobey hakları savunucusu olsan beni merdivenlerden kucağında indirirdin.
Si de veras fueras un Tobey activista, me hubieras cargado. Sí, claro.
Tobey'yi baloya davet etmeyeceğim.
Ya lo he Visto.
Beni dinle Tobey, seni davet etmek istiyor.
Oacey, así está bien, sigue revolviendo la salsa.
Aslını istersen ben baloya Tobey ile gitmeyi hiç istemediğimi şiddetle belirttikten sonra, çocuk beni arayıp "Jen bana her şeyi anlattı, Jack."
- Hola. - Mucho gusto. - No soy yo.
Fark etmez Tobey.
No.
Haklısın. Bak, Tobey. Özür dilerim.
Esa tonta fantasía en la que el tipo que nos hace sufrir se da cuenta de su gran error y nos encuentra dondequiera que estemos.
Dawson, çok fazla belirsizlik var.
¿ Esto se trata de nosotros o de Tobey y tú?
Lise macerası ve mezuniyet bitti zannederken hala oradasın.
Quería ahorrarle a Tobey un sufrimiento. ¿ Qué quieres decir? Que...
Ama Tobey ile tekrar çıkacaksınız, değil mi?
¿ Pero Tobey y tú volverán a salir?
- Tobey'ye bunu anlatacağım.
- Se lo Voy a decir a Tobey.
Ama dokunamazsın. Tobey'yi seviyorum. İyi biri.
Sí, pero no se comparan con Tobey, él es buena gente.
Tobey'den bende hoşlanıyorum. Ama şu anda uzun mesafeli bir ilişkinin verdiği yalnızlıkla lanetlenmiş durumdayız.
A mí también me gusta Tobey pero estamos condenados a la soledad de una relación de lejos.
Tobey. İlişkimizde bulunduğumuz nokta konusunda hep dürüst davrandım.
Tobey nunca te he engañado con respecto a lo nuestro.
Andie, Tobey.
Andie, él es Tobey.
Tobey benim erkek arkadaşım.
Tobey es mi novio.
- Tobey.
- ¡ Tobey!
Tobey.
Tobey.
Yapma Jen.
Tobey.
Tobey'nin pek de platonik sayılmayacak hislerinden ikimiz de haberdarız.
¿ No Vas a hablar de...?
Alo.
¿ Ryan o Eric? Tobey...
- Merhaba.
¿ Qué nombre es Tobey?
- Hayır. Hayır.
Muchachos, él es mi novio Tobey.
Ama sonra ben baloya Tobey ile katılsam da baloya yalnız gideceğini hatırladım.
- Hasta luego. - Buena suerte. ¿ Oor qué tanta emoción?
- Kandırdım.
Muchachos, Tobey Viajó hasta acá para Verme. ¿ Sí?
Tobey, Andie.
Tobey, Andie.
Şey, Tobey...
Tobey es mi...