Tombstone translate Spanish
139 parallel translation
Belki babası kadar meşhur değil ama Tombstone'u toparlayıp düzene soktu.
No tiene tanto renombre como su padre, pero limpió todo Tombstone.
Tombstone'u nasıl temizlediğini şimdi anlayabiliyorum.
Ya veo cómo limpió Tombstone.
Wash... Babam Tombstone'dayken üzerinde bunları taşıyordu sırtından vurulduğunda!
Bueno, Wash... mi padre llevaba estas pistolas aquel día en Tombstone... cuando le dispararon por la espalda.
Adı ne olarak geçiyor buraların?
- ¿ Cómo llaman a este sitio? - Detrás de la colina, hay un pueblo llamado Tombstone.
Şurada görünen büyük kasaba, Tombstone.
Buen sitio.
Güzel bir kasabadır. Tombstone?
- ¿ Tombstone?
Hareketli bir kasabadır Tombstone.
Divertida, acogedora, así es Tombstone.
Tombstone.
Tombstone.
Tombstone'da mı?
¿ En Tombstone?
Shakespeare Tombstone'da!
- Shakespeare en Tombstone.
Tombstone, millet!
Tombstone, señores.
Heeey! Tombstone Kasabası muhteşem performansınızı asla unutmayacak.
Tombstone le agradece su gran interpretación.
Tombstone'da kilise çanları!
Campanas en Tombstone.
Şimdi de dostlarım, Tombstone Kasabası'nın henüz bir adı ve hatta bir vaizi bile olmayan, ilk kilisesinin kuruluşunu sizlerin önünde, resmen ilan ediyorum.
Señores, por la presente declaro la primera iglesia de Tombstone que todavía no tiene nombre ni predicador pero se inaugura oficialmente.
Bak Clem, sana dün gece Tombstone'dan ayrılmanı ve doğuya gitmeni söylemiştim.
Clem, te dije que te marcharas de Tombstone y volvieras el este.
Şimdi, benimle birlikte Tombstone'a döneceksin Doc.
Vendrás a Tombstone conmigo, Doc.
Tombstone sokaklarında vuruldu.
Muerto a tiros en Tombstone.
Walter "Slim" Mitty, Batının en korkulan adamı... Tombstone Gulch kasabasına vardı.
Walter "Slim" Mitty, el hombre más temido al oeste del Pecos... cabalgaba a Tombstone Gulch.
Teksas'ta. "Tombstone" nun olduğu yerde.
- En Texas, por Tombstone.
Neyse, Tombstone'nun yakınında işte. Ne geveliyorsun be sen?
- Cerca de Tombstone.
Burası Deadwood veya Tombstone değil.
Esto no es Deadwood ni Tombstone.
Tombstone, Arizona?
¿ Tucson, Arizona?
Seninle neden Tombstone'a geldim sanıyorsun?
¿ Por qué crees que vine a Tomb-stone contigo?
Bence Tombstone'a gittiler.
Me parece que se dirigen a Tombstone.
Kardesin Virgil Tombstone'da serif degil mi?
¿ Tu hermano Virgil no es comisario en Tombstone?
Yemin ediyorum Laura. Tombstone'dan sonra bitecek.
Te juro, Laura, que después de Tombstone se acabó.
Tombstone'a gitmeliyim.
Debo ir a Tombstone.
Tombstone'u yola getir.
Limpia Tombstone.
Sinir boyunca 100 tane daha Tombstone var. Hepsi muhtesem Wyatt Earp'ü bekliyor.
Hay otros 100 Tombstones en la frontera, todos esperando al gran Wyatt Earp.
Wyatt sözünden döndü ve Tombstone'a gitti
Rompió su promesa y cabalgó hacia Tombstone
Tombstone'a dogru.
Voy a Tombstone.
Tombstone'a ha.
A Tombstone, ¿ eh?
BOOT HILL MEZARLlGI - TOMBSTONE
CEMENTERIO BOOT HILL TOMBSTONE
Nakliyeyi yalnizca Tombstone'dan yapabilir. Ama sehrin kontrolü bizdeyken yapamaz.
Pero sólo puede enviarlas por Tombstone, y no podrá mientras controlemos la ciudad.
Halk bu ise ne diyor?
¿ Y la gente de Tombstone?
Sigirlari Tombstone'dan götürebilirse bela çikarmayacak.
No habrá problemas si dejas que su ganado pase por aquí.
SERIFIN EMRIYLE TOMBSTONE SINIRLARI IÇINDE
LAS ARMAS DE FUEGO ESTÁN PROHIBIDAS EN TOMBSTONE.
- Tombstone'dan gidiyormussun.
- He oído que te vas de Tombstone.
Geri dönmezsem Tombstone'daki dostlarim beni merak ederler.
Mis amigos en Tombstone pueden preocuparse si no vuelvo pronto.
- Tombstone?
¿ Tombstone?
Billy the Kid arkasındaki Tombstone şerifi Pat Garrett'i vurdu.
Billy el Niño fue asesinado por la espalda, por el sheriff de Tombstone, Pat Garrett.
"Karanlık meyhaneden dışarı adımımı attım güneşin acımasızca yaktığı sokağa ve Bent haykırdı,'Çık dışarı, Kid Shelleen seni Tombstone'dan def edip cehenneme yollayacağım!"'
"Salí de la oscura taberna a la calle, donde el sol abrasaba sin misericordia y Bent se puso a gritar : " Sal fuera, Kid Shelleen te echaré a puñetazos de Tombstone y te mandaré al infierno ".
Tombstone'da da.
Y en Tombstone también.
Tombstone'dan son geçişimde OK Corral'da kurdukları paten sahası büyük eğlenceydi.
La última vez que pasé por Tombstone la gran conmoción era la pista de patinaje sobre el OK Corral.
Beni hala en son Tombstone'da gördüğü gibi alkol bağımlısı sanıyor.
Creyó que estaría borracho, como la última vez en Tombstone.
Tıpkı bir seferinde Tombstone'da yaptığı gibi, tabancalarımı alıp üzerimde sadece iç çamaşır ile şapkamla yürütmüştü.
En Tombstone me hizo caminar sólo con mis calzoncillos largos y mi sombrero.
Şimdi Tomstone'daki mezarlıkta bir haçın altında yatıyor.
Del amor no queda nada más que una cruz en el cementerio de Tombstone.
Nathaniel, Maria'yı sakla, ve Jackson'a onu Tombstone mezarlığındaki..... haçların altında bekleyeceğimi söyle çünkü bu sefer onun ölme vakti geldi.
Nathaniel, esconde a María, y dile a Jackson que le esperaré... en el cementerio de Tombstone... ¿ entendido? Porque su hora le ha llegado.
Django sizi Tombstone mezarlığında bekliyor.
Django me ha dicho que le espera en el cementerio.
26 Ekim 1881.
26 de octubre de 1880 1881, Tombstone, Arizona.
Vaz geçmek yok, Tombstone, devam et.
'Tombstone, vamos a seguir adelante.'