Tops translate Spanish
101 parallel translation
- Evet Bayanlar Baylar. Çok sevgili izleyiciler.
Y aquí está, señores y bacterias, Tops'n'Taps...
Four Tops "Yok Edilemez" i söylüyor.
Los Four Tops, interpretando "Indestructible".
Irkçılığa son verme, Beatles ile öğle yemeği. The Rolling Stones. The Four Tops.
La segregación, lanzamos a los Beatles, los Rolling Stones.
The Four Tops.
The Four Tops.
- Kim ister The Four Tops gibi görünmeyi?
- ¿ Quién quiere parecer los Four Tops?
Senin giysilerinden birini giydim.
Me he puesto uno de tus tops
Sonra kızların sımsıkı kısa bluzlar giyip big burger servisi yaptığı lokantalardan birine giderdik.
E iríamos a uno de esos restaurantes donde las chicas llevan tops ajustados y te traen hamburguesas grandes.
Haydi kızlar! Sutyenler fora!
Bien, chicas, quítense los tops.
The Box Tops'un söylediği "The Letter"'ın bir dakika 58 saniye olduğunu biliyor muydun?
¿ Sabías que "The Letter" de los Box Tops duraba un minuto, 58 segundos? No significa nada.
En çok bir kaç saat içerisinde dönmüş olacağız.
Volveremos en un par de arns, tops
Güzel birkaç sutyen alıp, Hollywood'a gitmek ve Lee Majors * ile evlenmek.
Comprar algunos lindos tops, volar a Hollywood y casarme con Lee Majors.
Herkesin sakin olması ve üzerindekilerini çıkarması lazım.
Necesito que todas se quiten los tops.
Ve üstlerinizi çıkarın!
Y quitense sus tops!
- Four Tops var.
- Tengo Four Tops.
High-tops.
Tenis altos.
Evet, bastır Ice-o-tops!
¡ Sí! ¡ Eso, Hiel-O-Topos!
Sırtı açık kıyafetlere bayılıyorum.
Me encantan los tops de cuello halter.
Tamam. Üst ve baş. Bütün bayan gömlekleri ve saç ürünleri bütün hafta boyunca % 50 indirimli.
Tops y fregonas. 50 % % % de descuento en blusas y productos para el cabello.
- Üstler ve başlar?
- ¿ Tops y fregonas?
Bunlar etraftaki en iyi giysiler.
Éstos son los mejores tops.
- Tabii ya.
- Tops.
- İşe alınmadınız... çünkü boş yuva sendromu olan 55 yaşındaki dengesiz bir ev kadınından... kimse straplez almak istemez!
- ¡ No lo obtuvo porque nadie quiere comprarle tops a una ama de casa de 55 años que sufre del síndrome del nido vacío!
şey, bilirsin, Pam'den kurtulduğun için şanslısın bence onun halter topları ve daracık eteğinden de.
Yo creo que eres afortunado por deshacerte de Pam con sus diminutos tops y faldas ajustadas.
Little boys, yellow tops hepsi var. Hepsi burada.
Cápsulas amarillas todo el día.
Red tops var, red tops!
¡ Cápsulas rojas, cápsulas rojas!
Gelin red tops alın, red tops!
¡ Tengo cápsulas rojas!
Blue Tops, Blue Tops var!
- Cápsulas azules, tengo cápsulas azules.
Red Tops, Red Tops, Red Tops var!
Cápsulas rojas, tengo cápsulas rojas.
Sırf kokusu yeter. Spor sütyen ve çaresizlik kokan o koku.
Sólo el olor, como a tops y desesperación.
kadınların neden her on saniyede bir şunu yapacaklarını bildikleri halde, askısız bluz giydikleri gibi.
O por qué, y no me quejo las mujeres usan tops aunque, cada diez segundos deban hacer esto :
İzotoplar, tur vuruşu kralı Buck Mitchel'ı almalarından beri ilk sıradalar.
Los "tops" están en primer lugar ( Ciudad de Nueva York, Ciudad de Lethbridge, Alberta, Canada ) desde la compra de Rei Burt Mitchell. ( Transeúte Número 2 : Sir Anthony Hopkins )
Bunu nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum ama Amy Bennett bağışladığı iki bluzu kullanılmış elbiseler satan bir dükkanda bulduğunu söyledi.
No sé como decir esto, pero esta tarde Amy Bennett encontró dos tops que ella donó en una tienda de ropa usada.
Benim için onemli degil uç tane yardakçilari veya dort tane liderleri olmasi!
¡ No me importa un carajo si son los Tres chiflados o los Four Tops!
Harika bluzları ve Fransız manikürleriyle çok havalı olduklarını zannediyorlar.
Piensan que tienen tanto estilo, con sus manicuras francesas, tops geniales.
Andrea bir elbisemi ödünç almak istiyor.
Andrea quiere tomar prestado uno de mis tops.
Basına açıklayacağım bir şey olursa Tops, inan senin de haberin olur.
Cuando tenga algo que decirle a la prensa, me aseguraré de avisártelo.
Bu canavarları daha fazla bekletemezsin, Tops.
No puedo mantener esperando a la bestia mucho tiempo más, Tops.
Haydi Tops!
Vamos, Tops.
Kısacık tişörtler giyenler göründüklerinden daha güvenilmez olurlar.
Los objetos que llevan tops son más raros de lo que parecen.
Babasına, sevgilisi sevdiği için... mini etek giydiğini söyledi.
Le decía que le gustaba vestir tops porque a su novio le encanta.
Beş dakika. Tops.
Cinco minutos como máximo.
Dinle, yarın için tam çizgili çiftlilere ihtiyacım var.
Escucha, necesito toda una línea de "tops" para el trabajo de mañana.
Bunlar çiftliler
Son "tops", ¿ sí?
Neden bunlara çiftli dediklerini biliyor musun?
¿ Saben por qué les llaman "tops"?
Sana çiftlilerden borcum ne kadar?
¿ Qué te debemos por los tops?
Onları getirmeliyiz ki baba onları çiftlilerle eşleştirebilsin.
Tenemos que meterlos para que tu papá pueda emparejarlos con los tops.
Bize parayı getiren çiftliler.
Y los tops son los que nos consiguen el dinero.
Başkan olma şansımız, kumarhaneye karşı bu savaşı kazanmamızdan daha yüksek.
Tenemos más probabilidades de meterle tops al Presidente que de derrotar a un casino.
Bunlar kahrolası Gold Top adamım!
Son las malditas Gold Tops, hombre.
Wooden tops ayakta kalmaz.
Los uniformados no podrán ganar.
Bayanlar baylar.
Ahora, señoras y señores, con nosotros, Tops'n'Taps,