English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ T ] / Toulon

Toulon translate Spanish

58 parallel translation
Doğru. Ama hatırlarsanız, o buraya Toulon Bankası soygunundan sonra geldi.
- En efecto, pero no se olvide que desembarcó aqui el día después del asunto del banco de Toulon, ¿ recuerda?
Ve onun yeni kocası, Baron de la Bonnet de la Toulon.
Con su último marido, el Barón de la Bonnet de la Toulon.
Hangisi?
El mayor, el que vive en Toulon.
En yaşlısı, Toulon'da yaşayan.
Vendrá para el fin de semana.
Toulon'da eğleniyor musun?
¿ La pasas bien en Toulon?
Kürek mahkûmuydum. Girin. Toulon'dan ayrılalı üç gün oldu.
Esperábamos hospedarnos aquí, pero me temo...
Babam Toulon'da pranga kilidi üretenlerin başıydı. Gençliğim en berbat ayak takımı arasında geçti.
Se corría la voz y acudían uno tras otro.
Toulon'da onunla olan eski bir mahkûm.
Adelante.
- Evet. Hatırladın mı? Küreğe vurulan denizcilerden satın aldığı gomalakla kolye yapıyordu.
La defensa reitera sus reservas sobre la validez del testimonio de unos hombres de Toulon, cuya moralidad es más que dudosa.
Toulon deniz üssünden bahsetti. Bir kurtarma merkezinden. Toulon.
Dijo algo sobre Toulon, la base naval, es un centro del rescate.
Elbette, Akdeniz'de Marsilya'nın yakınında bir Fransız üssü.
- Toulon. La base francesa, en Marsella. - Sí.
Toulon'da Fransızlar'ın olduğu gibi.
Igual que los franceses en Toulon.
- Toulon'u bilirim.
- Conozco Toulon.
Toulon'la bir işimiz yok.
No tiene nada que ver con Toulon.
- Evet, Ferdinand'ı gördüğümüz yer...
- Ferdinand baja en la estación de... - Toulon.
- Toulon. Rıhtımda dolaşıyor. Kendisi Little Palace Hotel'de kalıyor.
vive en el Hotel Little Palace.
Sonra bir gün, Toulon'da bir barda tesadüfen Fred ile karşılaştım.
por casualidad... encontré Fred en un bar de Toulon.
Evet, Toulon'da idi, ismi de Las Vegas bar.
Sí... en "Las Vegas" de Toulon.
- Hayır. - Ama onun başını Toulon'daki gemime gönder.
Pero envíen su cabeza a mi barco en Tolón.
Araç yarın Touron'dan Cadarache'ye saat 14 : 00'da iki motorlu polis eşliğinde ve tali yolları kullanarak gidecek.
El furgón tendrá dos motoristas de escolta, saldrá de Toulon a la dos. Se dirigirá por Cap d'Agde en carreteras secundarias.
Araba Caradache'ye ulaşmadığında alarmı verecekler.
Cuando vean que el furgón no llega, llamarán a Toulon.
İngilizler çoktan Dunkirk'le Toulon açıklarında demirledi.
Los ingleses ya se encuentran en Dunkirk y Toulon.
Amerikalılar çok tuhaf. Yeni ölmüş birini arıyorlar, Toulon'dan köpekler istiyorlar. Eski bir ceset buluyorlar.
Son raros esos americanos, buscando cadáveres recientes, pidiéndole perros a Toulon, y terminan encontrando uno viejo.
Kariyerine başlamak için önünde ne Mısır, ne de Toulon gibi bir imkân olmasaydı bu abidevi ve pitoresk şeyler değil de, onların yerine önünde sadece zavallı bir tefeci kocakarı olsaydı ve kariyeri için onun parasını almak dışında bir çıkış yolu bulunmasaydı ve onu öldürmek zorunda olsaydı, acaba ne yapardı? Anlıyor musun?
Si él no tuviera ni Tolón ni Egipto para comenzar, y en lugar de todas esas cosas hermosas y monumentales... hubiera una ridícula vieja prestamista... a la que, para colmo, también hubiera que matar... para sacar de su baúl el dinero necesario para la carrera...
Ama tersine, deniz yoluyla Suriye limanlarından... Toulon ve Malaga'ya... sonra da Palermo ve Napoli'ye taşındı.
Llegó por mar desde los puertos sirios a Tulón y a Málaga y después a Palermo y a Nápoles.
Doğru değil. Toulon'da doğdum..
Soy de Toulon.
- o zaman Toulon'daki çöp kutusunda bulmuşlar.
- ¡ Un bote de basura de Toulon!
- Moreau al Toulon'a git.
- Puede verificarlo. - Llama a Moreau en Toulon.
- Victor 6500, Toulon ekibi mi?
- Aquí Victor 6500, ¿ brigada de Toulon?
Andre Toulon'nun sırrı burada yatıyor, hissediyorum.
Creo que el secreto de Andre Toulon esta en este lugar.
Varsayalım ki onu bulduk Frank Andre Toulon'nın sırrını demek istiyorum...
Imagina que lo encontramos Frank. Me refiero al descubrimiento de Toulon.
Andre Toulon'nun günlüğü.
Es el diario de Andre Toulon. Escucha esto.
Çünkü şimdi ya da sonra içinizden birisi mutlaka Toulon'un sırlarına ulaşacaktı.
Porque todos estabamos conectados por nuestros pensamientos. Y tarde o temprano alguno de ustedes sabria que había descubierto los secretos de Toulon.
- Toulon.
- Toulon.
Sonra bir gün, Toulon'da bir barda tesadüfen Fred ile karşılaştım.
Un día, por casualidad... encontré Fred en un bar de Toulon.
Sonra da Toulon'da taksi şoförlüğü yaptı.
Y después taxista, en Tolón.
Bunu Büyükelçi Toulon'a bile götürsen umurumda değil.
Dígaselo al embajador Toulon, me trae sin cuidado.
Bir yıl kadar Toulon hapisanesinde muhafız olarak görev yaptım.
Señor fui guardia durante un año en las canteras de Toulon.
Hapisanede bir mahkum onu 20 önce Toulon'dan tanıdığını söylemiş.
En la prisión, un convicto lo vio y dijo : " Conozco a este hombre. Estuvimos en prisión en Toulon hace 20 años.
Hala iğrenç bir adamsın.
Eras un informante en Toulon y aún eres un soplón.
Amerika'ya giden gemi Tulon'dan kalkacak.
Los barcos que van a América zarpan de Toulon.
Toulon'da bir ikinci.
Una segunda en Tolón.
Toulon'daki o kızlar vardı...
Había unas chicas en Tolón...
Laboratuar Toulan'da değil miydi?
¿ El laboratorio no está en Toulon?
Seni Toulon'a götüreceğim.
Te encontraré en Toulon.
Toulon'a geri dönüyorum.
Vuelvo a Toulon.
Toulon ceza evinde bir forsaydı.
Es muy sencillo.
Piç!
Un condenado del presidio de Toulon.
Gemi bu gece Toul'a yola çıkıyor.
El barco zarpa para Toulon esta noche.
Andre Toulon?
Andre Toulon.
Bay Toulon.
Sr. Toulon.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]