English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ T ] / Track

Track translate Spanish

102 parallel translation
Bir zamanlar bu yaşlı çirkin kadın ve ben The Track'taki yarışmaları kazanırdık.
Esta gallina vieja y fea y yo solíamos ganar concursos en el Track.
- Track da ne?
- ¿ El Track?
Track mı? Ne...?
¿ Qué es eso?
Durun durun, onları ayrı banda koyun.
Pon esto en un track aparte. ¿ Y tú qué quieres? Traigo una grabación para la reunión, señor.
Roll three, three and track.
Rollo 3, 3 y pista.
Road Track.
Leo "Road and Track"
O 8 şarkılık kasetçalar bugünün stereoları, kız arkadaşının karın olması gibi.
el 8-track es estéreos de hoy en día lo que una novia es una mujer.
- Aman Tanrım! 8 şarkılık kasetçalarım.
Milly Bell, mi hijo de 8-track!
Track 2 yi iptal etmedimi? Çünkü bunu hiç bilmiyorlardı.
Porque él no sabía nada.
Bu, bay Track Star ev yapımı bir patlayıcı!
Esto es un aparato explosivo.
Motoru mu patladı?
¿ Tu pinto con 8-track exploto?
ABD'nin atletizme giden bir numaralı yolu.
Track Capitol, La Capital de las carreras en U.S.A.
A B.D'nin atletizme giden bir numaralı yolu.
Track Capitol, La Capital de las carreras en U.S.A.
Arkadaşımdan 4-track ödünç almıştım. Arka planda havlayan köpek filan vardı ama- -
Un amigo me prestó una grabadora de 4 pistas, había un perro ladrando en el fondo, pero...
Eric, eight-track'ımı arabadan almalıyım
Eric, voy a sacar mi ocho-pistas del carro.
Güneş sistemi kalkış rampalarına gitmek için bunun gibi 2 kişilik bir araca bin. Kumandayı ona bırak o da seni otomatik olarak götürsün!
Coge un biplaza a Sol-Track, hacia las rutas de navegación, seguro que te recogen haciendo autostop
Zikzak çiz ki dışarı sızmasın.
Utiliza un Z-track para que no se salga.
teybi açarım peruğu raftan alıp giyerim
Turn on the eight-track I'm pulling the wig down from the shelf
biraz makyaj yaparım teybi açarım
I put on some makeup Turn on the eight-track
" Trisha bahar tatili için neden o bay mükemmel yerine erkek kardeşinle eve dönüyorsun.
"Trisha, porque estas llendo a casa con brat, tu hermano " y no saliendo con alguiem como el gran señor'Mr. Poli-Sci-Track-Team Guy'? "
" Bay mükemmel
" Mr. Poli-Sci-Track-Team guy
It was a matter of time before they realized their take would go up if they got blood on the track.
Tarde o temprano se iban a dar cuenta de que habría más ganancias si corría sangre en la cancha.
O sayılar kayıt sırasında tarama denetim verileri olarak kasete yüklenir.
Los números son el "track" de control que ponen al grabar.
Move that, little lady in a track suite. - Ne düşündüğüm biliyor musun?
Mueve las tetas de una señora en el asiento de un trineo.
Yöntemi biliyor musun?
¿ Tu sabes lo qué es un track-standing?
Bize ateşli bir parça çal!
¡ DJ Danos un buen track!
Evet, fazladan da bir şarkı.
Y un bonus track.
TrackTurf'un hâlâ ayakta durduğuna inanabiliyor musun?
¿ No es increíble que siga ahí la taberna esa, Track and Turf?
Neden bahsettiğimi biliyorsun Pirinç Patlağı Palyaçoları.
Clan Rice Track.
# You can't keep track of each fallen robin ( Her ölen ardıç kuşundan haberin olmaz ) #
# # No puedes seguirle la pista a cada petirrojo caído # #
# They're moving us tomorrow ( Bize geliyorlar yarın ) # # To that tower down the track ( İzimizden gelerek kuleye ) #
# # Nos mudarán mañana a la torre camino abajo # #
Her şey plana göre.
Right on track.
Evet burada. Birinci parça, hayır... altıncı.
Aquí... es el track 1... no, el 6...
A yüzündeki "News of the world" şarkısını, Battery * içerken tekrar tekrar dinlerdim.
'Noticias del Mundo'en 8 track una y otra vez y descargaría la batería de la van.
Lookin'back on the track for a little green bag
Mirando atrás en la pista de una pequeña bolsa verde
Lookin'back on the track, gonna do it my way
- -Suministros para ciegos - - Mirando atrás en la pista, haciéndolo a mi manera
Kat, Race Track.
Kat, Racetrack.
Evet. Ultra.
Old Track.
pazartesi teslim etmem gerekiyor bu yüzden... hipodroma gidiyorum.
Y lo esperan para el lunes, entonces... I'm going to the track.
8-track kaset mi?
¿ Un casete de 8 pistas?
Bir 8-track.
Un casete de 8 pistas.
Ben- - 8-track kaset nerede?
¡ ¿ Dónde está la 8 pistas?
Lambert ve Stamp kendi plak şirketleri Track Records'u kurdu.
Lambert y Stamp crearon su propia compañía, Track Records.
Lambert yeni Track Records'la anlaşma imzalayan ilk sanatçıyı grupla tanıştırdı.
Lambert presentó la banda a uno de los primeros artistas que firmó con el nuevo Track Records.
Karan'ın hava motosikletini izleyin. Bizi zaman makinesine götürecek.
Bicicleta de Air Track Karan, que nos llevará a la máquina del tiempo!
# Just in case we jump the track #
# Para el caso que nos saltemos de las vías #
We've to dedicate the dog track.
- ¿ No iba a inaugurar el canódromo?
- İstediğin otomobil dergisi yoktu.
No tenian la revista "Road and Track" asi que...
Bu bir Tri55, en iyi dostunuz olacak.
Éste es un Track 55 rifle de exterminación urbano.
Sence "izimi sür", "her zaman" dan önce mi yoksa sonra mı gelmeli?
Hey, ¿ crees que "Track me down"
"Dosyayı Ararken."
Track tres.. buscando el informe

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]